Erbakan Hoca: Kendi gücümüzle kalkınacağız!

Abone Ol

Millî Görüş lideri, Refah-Yol Hükümeti Başbakanı Prof. Dr. Necmettin Erbakan'ın "Atatürk ilkeleri" hakkında Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) yapmış olduğu konuşmayı bilmeyen var mı?

Belki bilmeyen vardır diye Erbakan Hoca’nın o konuşmasını hatırlatıyorum;

Necmettin Erbakan, o meşhur konuşmasında şu ifadeleri kullanmıştı:

* "Biz o dönemleri yaşadık, biliyoruz": "Nedir bu Atatürk ilkeleri? Atatürk ilkelerinin ne olduğunu nereden bileceğiz? Atatürk bu ülkede 23'ten 38'e kadar cumhurbaşkanlığı yaptı. Hangi politikaları takip ettiyse ilkeler bunlardı. Buyur gel arkadaş, otur şuraya bakalım! 23'ten 38'e kadar bu ülkede takip edilen politikaların temel esasları nedir? Gel bakayım buraya! Nedir bu esaslar? Biz o zaman ilkokul çağındaydık. Bu dönemleri yaşadık, yaşayarak biliyoruz.”

* "Kendi gücümüzle kalkınacağız": “Biz ilkokulda her yıl Yerli Malı Haftası yaptık, daha çocukken. Ne demek Yerli Malı Haftası? Üzüm, fındık yiyorduk o haftada, kutlarken bunu. Bunun manası nedir? Kendi gücümüzle kalkınacağız! Evet, bizim üzümümüzle, bizim fındığımızla, bizim çayımızla, bizim pamuğumuzla, bizim pancarımızla. Bizim ürünümüzle kalkınacağız. Buna Millî Görüş derler.”

* "Biz savunma sanayimizi kuracağız diye haykırmak demektir": “Ne yapılıyor, Kabotaj Bayramı yapılıyor. Ne demek Kabotaj Bayramı? Limanlar arasında sadece yabancılar nakliyat yapılabiliyordu. Bunlar ortadan kaldırıldı. Biz kendi limanlarımız arasında, kendi gemilerimizle nakliyat yapacağız. Buna da Millî Görüş derler. 1927'de Kayseri uçak fabrikası kuruldu. O fabrikanın kuruluşunda yapılan konuşmaları okumayanlar alsınlar okusunlar. Sene 1927, düşününüz! Uçak sanayii gibi bir sanayiyi 'biz kuracağız' diyor. Bunun altında yatan mana nedir? Biz sanayileşeceğiz. Biz savunma sanayimizi kendimiz kuracağız diye haykırmak demek bunun manası. Bunun savunucusu kim? Bunun savunucusu Refah Partisi. Ayrıca bir şeye dikkat çekmişizdir. O da şahsiyetli bir dış politika takip edilmiştir ve en mühim unsur olarak bağımsızlık esas alınmıştır."

***

Millî Görüş lideri Erbakan Hocamızın bu cümlelerini tekrar tekrar okumakta yarar var!

Sadece okumak yetmez elbette!

Yetkili makamlarda olanların bu umdeleri uygulaması, hayata geçirmesi gerekir.

YILDIZ HOLDİNG’İN "MUTLU ET, MUTLU OL" GÜNÜ!

* Ülker’in de bünyesinde yer aldığı Yıldız Holding’in her yıl geleneksel olarak “Mutlu Et, Mutlu Ol" günü düzenlediğini…

* Bu yıl 11’incisini organize ettiği “Mutlu Et, Mutlu Ol" günü etkinliğinin 20 Kasım Perşembe günü (yarın), Yıldız Holding Çamlıca kampüsünde gerçekleştirileceğini,

* Program kapsamında önce, Devrim Erbil ile Sanat ve Yaşam Üzerine “Yıldızlı Sohbetler” programının icra edileceğini,

* Hemen ardından da “Mutlu Et, Mutlu Ol" günü kutlaması yapılacağını,

* Yıldız Holding’in bu günü, “mutluluğu paylaştıkça çoğalttığımız anlamlı bir gün” olarak nitelendirdiğini, biliyor musunuz?

SEZAİ KARAKOÇ İLE NECİP FAZIL ARASINDA ALTI BÜYÜK FARK!

Biri tartışmasız Üstad; ünlü mütefekkir, hatip, şair, yazar Necip Fazıl Kısakürek…

Diğeri, hemen her hareketi ile gönüllerde yer etmiş, ünlü mütefekkir, şair, yazar Sezai Karakoç…

Esasen iki ismin de benzeyen yönleri elbette çok fazla!

Ama iki isim arasında farklar da yok değil, hani!

Bugünlerde merhum Sezai Karakoç’u yâd ederken…

Bir eserden söz etmek istiyorum;

Kitabın adı, “Yoktur Gölgesi Türkiye’de: Sezai Karakoç”.

Yazarı, Sıddık Akbayır.

Akbayır’a göre Necip Fazıl’la Sezai Karakoç arasında altı büyük fark var!

Nedir o farklar? Okuyalım;

1) Sezai Karakoç, Diriliş dergisini kendi kısıtlı imkânlarıyla çıkarır. Necip Fazıl, Büyük Doğu dergisini Adnan Menderes’in örtülü ödeneğiyle çıkarır.

2) Diriliş Yayınları’nda sadece Sezai Karakoç’un kendi kitapları basılır. Hiçbir şiirini reddetmez. Necip Fazıl da Büyük Doğu Yayınları’nda sadece kendi kitaplarını basar ama 30 yaş öncesi şiirlerinden çoğunu reddeder.

3) Sezai Karakoç, ödül kabul etmez. Necip Fazıl ödülleri reddeder ama kendine verilen “şairler sultanı” unvanını kabul eder.

4) Sezai Karakoç görünmez, konuşmaz. Güncele meraksızdır. Necip Fazıl görünmek, bilinmek, saygı duyulmak, pohpohlanmak, önemsenmek ister.

5) Sezai Karakoç kuvvetli bir belagate sahip değildir, kitleleri peşinden koşturacak konuşma yapamaz. Necip Fazıl ise belagat şehvetinin şerbetini içmiş, etkili bir hatiptir.

6) Sezai Karakoç, Diriliş Partisi’ni sessizce kurar; Necip Fazıl ise Büyük Doğu Cemiyeti’ni müthiş bir tantanayla kurar.

***

Sezai Karakoç’un özellikleri kitapta şöyle anlatılıyor:

* Fotoğraf: Kimseyle fotoğrafı yoktur.

* Söyleşi: Kimseyle söyleşi yapmaz.

* İmza: Kitaplarını kimseye imzalamaz.

* Hediye: Hiçbir yerden hiçbir şey kabul etmez.

* Televizyon: Asla çıkmaz.

* Issızlık ve yalnızlık: Asla, hiçbir zaman yakınmaz.

* Mülakat: Şair kimliğiyle tek mülakatı Kilis’te yayımlanan Kent adlı taşra gazetesine vermiştir. Siyasi kimliğiyleyse bir Fehmi Koru’ya; bir de Nurettin Çakın’a verdi.

* Para: Mülkiyeli olup da mülkiyetle hiç ilişkisi olmayan insandır. Türkiye’nin en yoksul şairlerindendir. Dikili ağacı yoktur. Tek varlığı 60 metrekare bir evdir.

* Onur: Parasızlıktan eve kapanır, yiyecek bir şey bulamaz. Halsizleşir, bayılır, kimseden beş kuruş istemez.

* Siyasi duruşu: Sağ görüşlü olup, sol görüşlü aydınlar dünyasında kendine yer etmiş ilk isimdir. (Sıddık Akbayır; Yoktur Gölgesi Türkiye’de: Sezai Karakoç; Turkuaz Kitap)

***

Her iki isme de Allah’tan (cc) rahmet diliyorum.

Mekânları cennet, makamları âli, menzilleri mübarek olsun! Amin!

FİLİSTİN VE SEN!

Ders alalım Filistin'den

İnan, diren, bilinçlen.

Tek çıkar yol bu sana

Kalk ayağa ve silkelen.

***

Garipleri küçümseme

Zalimlere gülümseme

Zorbalığı özümseme

Bunlar olsun, huy ve ilken.

***

Mazluma yardımın dokunsun

Başarılarda adın okunsun

İstersen yeni bir dünya kurulsun

O zaman çok çalış, güçlensin ülken.

(Abdullah Kara)