Erbakan Hoca, ders kitaplarında okutulmalıdır!

Abone Ol

Prof. Dr. Necmettin Erbakan...

Milli Görüş lideri... 54. Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’nin Başbakanı…

Son yarım asrın en önemli siyaset ve devlet adamı…

27 Şubat 2011’de ebediyete uğurladık…

Kıbrıs Barış Harekâtı… Teknolojiye verdiği önem… D-8 organizasyonu ile İslam Birliği için attığı adımlar… Temellerini attığı ve hizmete soktuğu fabrikalar… Emekliye verdiği büyük zam… Denk bütçe... Havuz Sistemi... İmam hatip liseleri ve Kur’an kursları…

Hizmetleri saymakla bitmez Erbakan Hoca’mızın…

***

Buradan bir teklifim var;

Ders kitaplarında bazı yeni değişiklikler yapmaya hazırlanırken...

* Yeni nesillerin bu önemli siyaset ve devlet adamını daha yakından tanımalarını sağlamak için, ders kitaplarımızda Erbakan Hoca’yı şanına, namına, ruhuna uygun bir şekilde tanıtalım, anlayalım!

Teklifimdir; Erbakan Hoca’nın şu unutulmayan sözlerine ders kitaplarımızda yer verelim;

* Bir çiçekle bahar olmaz. Ama her bahar bir çiçekle başlar...

* Fırtınalara yön veren kelebeklerin kanat çırpışıdır.

* Müslüman, Hakk’ın hâkimiyeti için “motor”, şerrin yok olması için “fren” olma görevlisidir.

* Hakk’ı üstün tutmak her zaman saadet getirir.

* İman varsa imkân da vardır, Millî Görüşçü asla vazgeçmez.

* Aşk, azim ve Millî Görüş tekeden bile süt çıkarır.

* Hakk’ın tesisi için çalışmamakla, batılın hâkimiyeti için çalışmak arasında fark yoktur.

* Tebliğ ve davet bizden, hidayet Allah’tandır.

* İslâm, ancak kendi orijinal kavramlarıyla anlaşılır ve anlatılır.

* Yeryüzünün en ideal insanları, en aydın en ilerici insanları şüphesiz Müslümanlardır. Müslüman olmak zaten bu dünyadaki en büyük ayrıcalıktır.

GİZLİ DÜNYA DEVLETİ

1936-1986 yılları arasında yaşamış California doğumlu, Amerikalı yazar Frederick Gary Allen...

Allen, "The Insider" isimli kitabında, dünyayı ahtapot gibi sarmış, birbirlerine sıkı sıkı bağlı “Gizli Dünya Devleti” de denebilecek bir gizli yapıyı afişe etti.

‘Dünya Devleti’nin baş aktörlerinden birisi Rotschild ailesi.

Ailenin hanedanlığın kurucusu Frankfurt’ta, fakir bir mahallede 1750’lerde doğan ve küçük çaplı bankacılık işi ile uğraşan baba Amschel Moses Rothschild...

Baba Rothschild’in 5 oğlu vardı... 5 oğlunu Avrupa’nın 5 farklı ülkesine yerleştirdi. 5 farklı ülkede kurdukları finans merkezleri ile güçlenen ailenin başlıca gelir kaynakları savaşları finans etmekti...

Rothschild ailesi parası bittiği için savaşamaz hâle gelmiş Fransız kralı Napolyon’a bile borç para verdi!

Diğer bir gelir kaynakları ise fakir ülkelere yüksek faizle borç vererek sömürmekti... Üçüncü dünya ülkelerinin yeraltı ve yer üstü kaynaklarını ya savaşlarla, ya da verdiği yüksek faizli borçlarla sömürmek...

***

Bu kitapta bahsedilen bir diğer güçlü aktör ise Rockefeller ailesi...

Rockefeller ailesi de Rothschild ailesi gibi finans sektörünün baş aktörlerinden!

Rockefeller ailesinin aktif olduğu bir diğer sektör ise petrol ve yeraltı kaynakları...

Kitap, küresel ekonomik sisteminin çıkışını, doların uluslararası para birimi haline gelişini, uluslararası gizli dernek ve örgütlerin çalışma şekillerini ve bu kurumlarda aktif olmuş güçlü karakterleri ifşa ediyor.

***

Türkçeye çevrilen ve “Gizli Dünya Devleti” adı ile basılan ve Millî Gazete’nin abonelerine de hediye ettiği bu kitapta, Milli Görüş lideri merhum Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın da genişçe bir takdim yazısı var.

Erbakan Hoca takdim yazısında kısaca şunları söylemektedir:

* “Bu sömürü dünyasını yöneten merkezi tanımamız lazım. Bu merkez Siyonizm merkezidir, ırkçı emperyalizm merkezidir. Bugün Orta Doğu’da yapılanlar sadece İsrail meselesi değildir; Siyonizm adı altında bir inanışın, bir zihniyetin bütün dünyayı kontrol altına alma ve sömürme zihniyetidir. Kendilerini üstün ırk sanan bir batıl zihniyetin insanlığı yok etme ameliyesidir.”

***

(Not: Kitabı Milli Gazete bünyesinde yer alan Yeni Devir Yayınları'ndan ya da millimarket.com.tr sitesinden talep edebilirsiniz... Tel: 0212 697 10 00)

OKUL VE HASTANE KANTİNLERİ NE DURUMDA?

İstanbul Fatih'ten yazan okurum Saniye Hanımefendi önemli bir konuya dikkat çekiyor. Okuyalım;

"Okul kantinleri ve hastane kantinleri...

Okul derken...

İlk ve ortaokul, lise, üniversite kantinleri...

Ve elbette hastane kantinleri...

Geçenlerde yolum bir vakıf üniversitesi hastanesine düştü.

Vatan Caddesi üzerinde bulunan ve uzun süredir özel hastane gibi işletilen -hâlbuki vakıf anlayışı çerçevesinde ücretsiz olması gerekiyor- Bezmialem Vakıf Üniversitesi Hastanesi'ne gittim. Kalabalık mı kalabalık!

Kantine de uğradım.

Sanıyorum her gün binlerce kişinin uğradığı, yemek yediği, çay içtiği kantin çok bakımsızdı. Masaların ayakları kırıktı.

Yemek için bir şeyler aldığımda ıslak mendil istedim, "Parasını ödeyerek alabilirsiniz" dediler.

Masaya geçtim masada silinecek bir kâğıt bile yok!

Merak ettim, kim yönetiyor bu hastaneyi diye.

Baktım ki üniversitenin Mütevelli Heyeti Başkanı Av. Osman Develioğlu. Bildiğim kadarıyla Osman Bey, İstanbul'da yıllarca Belediye Başkanlığı yapan bir isim. Denetim nedir bilir. Hiç hastane kantinine inip bir çay içiyor mu acaba? Elbette habersiz ve hazırlıksız gitmesi koşuluyla...

***

Sadece bu hastane kantini için söylemiyorum...

Merak ettiğim şu, özellikle okul ve hastane kantinlerinde denetim yeteri kadar yok mu, acaba? Çünkü benzer ortamlara başka okul ve hastane kantinlerinde de rastladım.

Sadece fiyat değil elbette; hijyen ve diğer şartlar, olması lazım gelen gereklilikler yerine getiriliyor mu?

Öyle ya, her şey sadece para kazanmak mıdır?

Biraz hassasiyet lütfen!"

***

Okurumuz Saniye Hanımefendi’nin görüşleri bu doğrultuda.

Ben de şaşırdım, bir araştırmacı gibi yazmış.

Konunun hassasiyetine binaen bir kez daha hatırlatalım;

Okul ve hastane kantinleri gereği gibi denetleniyor mu?