Engellilerin kart çilesi

Abone Ol

DEVLETİMİZİN sosyal devlet olma yönünde çabaları var. Bunlardan biri de engellilerin ulaşımdan ücretsiz yararlandırılması. Proje iyi niyetli ama uygulamalarda eksikler var. Bu yazımda sizlere bu eksikleri anlatmaya çalışacağım.

Zamanın başbakanı Sayın Erdoğan’ın talimatıyla engellilerin ve 65 yaş üstündeki tüm vatandaşların ücretsiz seyahat etmeleri sağlandı. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı bu konuda yetkili ve görevli kılındı. Türkiye’nin tamamında kullanılmasının mümkün olduğu söylenen engelli kimlik kartları, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından engellilere dağıtıldı. Ağır engelli olanların kartlarında “ulaşımda refakatçi hakkı vardır” yazıyor. Ancak iş uygulamaya gelince değişiyor. Her belediye kendine özel bir kartı basıp, ücret karşılığı engellilere dağıtıyor. Konya Büyükşehir Belediyesi’ni bu konuda iyi örnek olmasından dolayı tebrik ediyorum. Yasanın yayınlanmasından hemen sonra, engellilere dağıtılan kartlar iptal edildi ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın tahsis ettiği kartların geçerli olduğu duyuruldu. Peki ya geriye kalan şehirler… İstanbul, Ankara, İzmir ve diğerleri…

Hangi şehre gitseniz, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın tahsis ettiği kartı kullanmaya kalktığınızda tuhaf karşılanıyor ve belediyeden kart çıkarmanız gerektiği yönünde uyarılıyorsunuz. Vakti zamanında Amerika’da bir adam vardı. Ceketinin ceplerine ve astarına astığı kartları ceketini savurarak gösteriyor, “ben kredi kartları kralıyım” diye bağırıyordu. Eğer engelliyseniz ve sık sık seyahat etmek zorundaysanız, sizin de şehir içi ulaşım kartları kralı olmanız muhtemeldir. Hele de Kayseri’ye yolunuz düşerse, bambaşka ve komik bir sorun sizi bekliyor demektir. Engelli kimlik kartıyla, işletmesi devlette olan tramvaya bile binemezken, kart çıkarmaya gittiğinizde bir kart size, bir kartta refakatçinize tahsis edilir. Örneğin oğlunuzu kendinize refakatçi yaptınız ve oğlunuzun resminin basılı olduğu, üzerinde de refakatçi yazan ayrı bir kart oğlunuza tahsis edildi. Oğlunuz okuldayken hastaneye gitmeniz gerektiğinde, ya oğlunuzu dersten alacaksınız size toplu taşımada refakat edecek, ya da eşinize ücret ödeyeceksiniz. Ankara, İstanbul ve birçok ilde hiç değilse tek karta iki biniş tanımlanarak, böyle bir trajikomediye imza atılmıyor. Aile ve sosyal politikalar bakanlığının kartları çip ilave ederek basıp inisiyatifi belediyelere bırakmaması teknik açıdan mümkün müdür bilinmez.

Ancak denetime ihtiyaç olduğu gerçek. Bir kaç cümleyle trenlere de değinmeden geçmemek olmaz. Engelli, kar demeden kış, sıcak, yağmur demeden her defasında istasyona birebir gidip bilet almak zorundadır. Halbuki engelli olmayanlar, internet üzerinden biletlerini alabiliyorlar. Engelli kimlik kartlarındaki seri no bilgilerinin bir veri tabanında toplanmasıyla engellinin de her defasında istasyona gitmesi uygulamasına bir son verilebilir. Hatta istismarcılar hak mahrumiyetleriyle kolayca cezalandırılabilir.