Enflasyonu ne artırıyor?

Abone Ol

1 Temmuz’dan geçerli olmak üzere elektriğe yüzde 38 zam yapıldı. Anlaşılan o ki, bu zam enflasyona neden olmuyor ama ücretlere yapılması gereken daha düşük oranlı bir zam enflasyona neden olabiliyor. Gerçekten de çok enteresan bir enflasyonumuz var.

En temel maliyet kalemlerinin başında gelen ve zamlanmasıyla adeta Pandora’nın kutusunun açılmasına ve zam yağmurunun başlamasına neden olacağı aşikar olan elektriğe zam masum, reel geliri yerlerde sürünen ve 3 kuruş zamla belki bu yılı kurtarabilirim hesabı yapanların maaşlarına zam enflasyona neden olabilir!

Elektriğe zam yapılırken “üretim maliyetlerindeki artış” geçerli bir bahane olarak sunulabiliyor ama “yaşama maliyetindeki artış” yani enflasyon ücretlerin zamlanması için geçerli bir mazeret olarak kabul görmüyor!

Elektrik meskende yüzde 38 zamlanırken tarım da yüzde 30 ile zamdan payını alıyor. Dünyada gıda fiyatları düşerken bizde neden yüzde 70’ler civarında olduğunun cevabı da burada gizli sanki. “Bir zamanların tarım ve hayvancılık ülkesi”nin nasıl olup da dünya gıda enflasyonu listesinin zirvelerinde yer alması bile başlı başına bir fiyasko değil midir? Dört bir yanında envai çeşit sebze meyve, bakliyat, hububat vs yetişen bu ülkede, insanların en temel gıdalara bile erişirken zorluk yaşaması, mevsiminde bile sebze meyveleri tüketirken zorlanması akıl kârı mıdır?

İnsanların bir diğer en temel gereksinimden birisi olan barınmayı bile zorlukla sağlar hale gelmesi, bütçelerinin bazı durumlarda yarısını hatta daha fazlasını kiraya harcaması, ev sahibi olmanın giderek güçleşmesi (bazı gelir grupları için imkansızlaşması) giderek normalleşiyor, ki bu durum bile uygulanan politikaların toplumu nasıl bir yoksullaşma sarmalına soktuğunun göstergesidir.

Halka sadece acı reçete sunup da yandaş tabir edilen iş adamlarına, müteahhitlere, yakın çevredekilere vergi imtiyazları, muafiyetleri, çeşitli teşvikler, Hazine garantili ihaleler vs sunan anlayış, aslına bakılırsa ekonomide bugün yaşanan ve Cumhuriyet tarihinin en kötü dönemine işaret eden gelişmelerin de nedenidir.

22 yıllık kesintisiz bir iktidar döneminde, elinde tüm imkanlar olduğu halde, ortaya adamakıllı ve sorumlu bir politika koyamayıp, sadece günü kurtarmaya ve toplumu algılarla oyalamaya odaklı manevralarla vaziyeti idare ede ede bu noktaya gelindi işte. Halkın içine düşürüldüğü yoksulluk manzarası, büyük bir sorumsuzluğun ve iş bilmezliğin eseridir. Bu ekonomik enkazın toparlanması bile yıllar alacaktır. Bu ülkenin çok değerli yılları heba edildiği gibi gelecek yıllar da ipotek altına alınmıştır. Bu ağır bir vebaldir dert edene..

Köprü ve otoyollar, vergiler, elektrik tarifesi vs zamlanırken hiçbir mahzur yok ama ücretlere zam yapılması gündeme gelince “enflasyonla mücadele ediyoruz, ücretlere zam yapamayız”! Bu anlayışla ne enflasyon düşer ne ekonomi düzelir ne de halkın refahı artar. 2018’den bu yana giderek belirginleşen ve yoksullaştıran ekonomik fiyasko, benzer bir anlayışla düzeltilemez. 2028’e kadar bu şekilde gitmez, halkın takadi kalmadı artık.

Enflasyonun tek sebebi halkın tüketimiymiş gibi halkın kesesi üzerinden enflasyonu indirebileceğini düşünen bir anlayış anca kemer sıkar, yeni vergiler icat eder, zam üstüne zam yapar.