En Tehlikeli Hayvan

Abone Ol

“Denizlerde en tehlikeli hayvan hangisidir?” deseler, hemen aklımıza, köpek balığı, ahtapot, balina gibi yırtıcı balıklar gelir.
Ormanda ise aslan, ayı, kurt, yılan gibi hayvanlar gelir.
Hâlbuki bunların birçoğunu ancak televizyondan görür çoğunluk.
Neden korkarız?
Biz kendimizde değiliz de ondan.
Birileri kimden korkacağımızı, kimden korkmayacağımızı belirliyor ve farkına vardırmadan aklımıza şırınga ediyor.

Bazı politikacılarımıza, “filan hakkında ne dersin” dediklerinde korkusundan sevdiğini söyler de, Allah celle celalüh hakkında “ne dersin” dediklerinde ağzını kapatmak zor oluyor.
Gazete ve televizyonlarda, haberler bölümünde aslanın parçaladığı, yılanın soktuğu, balinanın yuttuğu haberlere senede bir defa rastlasak da her akşam, insanlıktan çıkmış, hayvanlık derekesinin altına düşmüş adamcıkların kötü haberleri en uzun zamanı alıyor.

Biden, Trump, Putin, Stalin, Lenin gibi zalim, gaddar, sömürgen insanların öldürdüğü insan sayısı milyonları aştığı halde hâlâ yırtıcı hayvanlar arasında sayılmıyorlar.

Kartal, denize dalamaz, köpek balığı havada uçamaz, aslan havada kuş avlayamaz ama bu hayvanlık derekesinin altına inenler karada, denizde, havada, kendine sömürme imkânı vermeyenlerin kanını içmeye devam ediyorlar ve fakat yırtıcı sayılmıyorlar.

Rabbimiz, Firavun, Karun, Nemrut, Haman, Ebu Cehil gibi çağdaş zalim kâfirler hakkında,
“Yemin olsun ki cehennem için cin ve insanlardan birçok kişi yarattık. Onların anlamayan kalpleri, kendisiyle göremedikleri gözleri, kendisiyle işitemedikleri kulakları vardır. Onlar hayvanlar gibidirler. Hatta daha da sapıktırlar. İşte onlar gafillerin ta kendileridirler.” (En’am Sûresi, ayet 7/179, Furkan 25/44)
Dikkat ediniz, bütün hayvanları ve insanları yaratan Allah celle celalüh, “Onlar hayvanlar gibidirler. Hatta daha da sapıktırlar” buyuruyor.

Hayvanlar, yaratılış gayesi doğrultusunda tabiat kanunlarına uyuyorlar.
İnsanlar ise tabiatın en önemli havasını, suyunu, toprağını kirletiyor, denizleri kendi kiriyle dolduruyor.
Yaratılmışların hepsinin Allah’ı tesbih ettiğini haber verir.

İnsan ise Allah’ın tabiat kanunlarını bozmaya yöneldiği gibi, çıkarlarına ters düştüğü için Kur’an’ının ahkamına karşı harp ilan ediyor.

Deniz kenarı ile kum denizinin kenarında su, kum gibi, kum, su gibi görünürken de insana huzur vermeye devam ediyor.

Yüzlerce insanı, deniz dalgaları mutluluk bandı gibi etraflarını sararken, her dalgada yeni huzur titreşimleri sunmaya devam ediyor.
Hâlbuki deniz dalgaları da aslında tehlikeli bilinir.
Denizde her bir dalga ve dalgadaki her bir damla, kendindeki dinginliği aşılar müsafiri olan insana.
Asıl dalganın büyüğü insanın içinde.

İnsanın içindeki hırs ve inkâr dalgası Keşmir’de, Afganistan’da, Myanmar’da, Irak’ta, Filistin’de, Meksika’da, Afrika’da, Asya’da insan öldürüyor, fok balıklarının derisini yüzüyor, fillerin dişini çekiyor, balinaların yağını süzüyor.

İnkârcı insanın sömürgen dalgasıdır, paranın bir Everest’in tepesine çıkması bir Lut Gölü’ne inmesi.
Her Ad’ın, Semud’un, Firavun’un, Nemrut’un, Ebu Cehil’in sonu geldiği gibi, bunların sonu da, Hazreti Adem’den son peygamber Muhammed Mustafa sallallahü aleyhi ve selleme kadar bütün peygamberlere iman eden bu ümmet, bu zalim kâfirlerin zulmüne son verecektir inşallah.