En kanlı saldırı mı?

Abone Ol

Fransa daki haftalık mizah dergisi Charlie Hebdo ya

yapılan silahlı baskın bir anda dünya gündemine oturdu. Son sayısında

Peygamberimiz Hz. Muhammed ile alakası olmayan bir karikatür yayınlandığı için

derginin Paris teki binasına silahlı saldırı yapıldı. Saldırıyı yapanları,

herkes gibi ben de şiddetle kınıyorum. İnsan hayatı çok değerli. Kişinin suçu

ne olursa olsun hiç bir insan ölmemeli, herkes hakkını demokrasi ve hukuk

çerçevesinde aramalı, fikirlere tahammülsüzlük bir an önce kalkmalı, dinsel,

ırksal, kültürel vs. farklılıklar asla düşmanlıklara neden olmamalıdır.

Din ve iman en kutsal değerlerdir bir insan için. Hiç

kimse kendi dinine, peygamberine, kutsallarına, kısacası inandığı değerlere

kötü söz söylenmesini istemez. Bu herkesin bildiği bir gerçektir. İşte bu

nedenle algı operasyonu düzenleyen bazı karanlık odaklar/derin devlet

yapılanmaları genellikle kendilerine dini hedef alırlar; önce din adına terör

eylemleri gerçekleştirir, sonra da yaptığı cinayetlerin faturasını dindarlara

ödetmeye çalışırlar.

Komünist yayın politikasıyla her zaman İslam aleminin

tepkisini çeken sol eğilimli Charlie Hebdo, sadece İslam karşıtlığıyla değil

Musevi ve Hristiyan karşıtlığıyla da tanınan bir dergi. Fikir özgürlüğü adına,

tüm dinlere mizah ile yaklaşılabileceğini bunun yasalara aykırı olmadığını

savunuyor. Oysa ifade özgürlüğü , hakaret etme özgürlüğü değildir, kişilerin

benimsediği değerleri aşağılamak için karikatür ve resimler paylaşmak değildir.

Bu gerçeği herkesin artık çok iyi kavraması gerekir. Elbette ki bu hatalı

tavrın karşılığı öldürmek de olmamalıdır. Her zaman fikri olarak mücadele esas

alınmalıdır. Toplumda etki oluşturacak toplantılar düzenlenebilir, dini

değerlerin mizah konusu olamayacağı, bunu hiç bir dinin kabul etmeyeceği, bu

gibi uygulamaların saygıya uygun olmadığı, insanları rahatsız edeceği, toplumun

huzurunu bozacağı anlatılabilir. Basın ve sosyal medya vasıtasıyla geniş

kitlelerin destekleyeceği etkili yöntemler kullanılabilir.

Paris teki yaşanan olayın farklı bir yönünü vurgulamadan

geçmek istemiyorum. Saldırı, manşetlerden basına yapılan en kanlı eylem diye

duyuruldu. Bu en kanlı eylemde ölen 12 kişi yüzünden Paris te alarm seviyesi

en üst düzeye çıkarıldı. Fransa da bayraklar yarıya indirildi. Fransa

Cumhurbaşkanı François Hollande saldırının karşılıksız bırakılmayacağını

açıkladı. 1,5 milyon kişi ve 40 a yakın ülke lideri sokak yürüyüşüne katıldı.

Bu baskın birçok yerde Fransa nın 11 Eylül ü olarak lanse edildi. Muhtemelen

tıpkı 11 Eylül deki gibi bu eylemlerin gerçek failleri, asla ortaya çıkmayacak,

terör Müslümanlara ve İslam dinine mal edilmeye çalışılacak. Olayın asıl

düşündürücü yönü ise Paris te bir günde ölen 12 kişi için tüm dünya ayağa

kalkmışken her gün Afganistan, Suriye, Cezayir, Nijerya, Yemen de yüzlerce

Müslüman ölüyor kimin umurunda Bunun nedenini bilmek çok zor olmasa gerek;

Yoksa Müslüman ı insan olarak görmüyorlar mı

Charlie Hebdo nun Paris teki ofisine yapılan saldırıdan

bu yana iki farklı saldırı daha gerçekleşti. Bu tarz saldırıların daha da

arkası gelecek gibi görünüyor. Fakat bu noktadan sonra suçlu aramak, intikam

yemini etmek, sürü psikolojinde hareket etmek çok tehlikeli olur. Terör

eylemlerinin failini ya da kaynağını din değil dinsizlikte aramak gerekir.

İslam dini barış dinidir, terörle asla bağdaşmaz. Gerçek suçlu mevcut

sistemdir.