Emperyalizm emperyalizmdir

Abone Ol

Her zaman olduğu gibi insanlık büyük bir sınamadan geçti. Büyük bir katliam ve vahşetin ardından olan gelişmeler, psikolojileri bir anda gevşetti. Nefret ile gerilenlerin yüz ifadeleri, tarzları ve konuşma biçimleri farklılaştı. Emperyalizmin dünyası sömürü ve çıkardır. Hiçbir zaman bundan vazgeçmez. Vazgeçmediği gibi dünya kamusunda öncelikle kendi itibarını önemser. Hem sömürecek hem de nefret ettirmeksizin çarkını sürdürecek. Irak işgali sırasında benzer bir durum yaşanmıştı. Öncelikle kendi insanını önemser, her şeyin üzerinde tutar.

Kendisine yönelen okları bertaraf ettikten sonra gene bildiği yolda devam edecek.

Gazze olayında neler olup gelişecek, bu zamanla görülecek. Çok da iyimser olmanın bir anlamı yok. Nefretin yoğunlaşması başka alanlara kaydırılacak.

Müslümanların yeniden gerek Trump’ın şahsında ve gerekse son gelişmelerden sonra olanlara iyimser bakıyorlar. Özellikle de sağcı muhafazakârlar. Bu, karşıtları için de geçerlidir. Kim işin başında ise emperyal gücü tutumuna göre tavır belirler. Bu işin artık sağı solu kalmadı.

Bu süreçte en çok direnen ülkelerin başında İran, Yemen ve birkaç Batı ülkesi geliyor. Filistin halkının yanında yer aldı. İran ve Yemen gibi ülkeler bedeller ödedi. Değerli yöneticilerini kaybetti, ulusları bombalandı. Bununla kalınmadı, Müslüman diye bilinen ülkelerin yöneticilerini de yanlarına aldılar, iyice kuşattılar.

Bu muhafazakâr, gizli emperyalizm sevdalıları geçmişte olduğu gibi İran’a dönük tefleriyle zikirlerini çekiyorlar. Gerek “Arap Baharı” emperyal dalgasında ve gerekse şimdi emperyalizm ve Siyonizm’den çok oklarını, nefretlerini İran’a yönlendirmişler. Bundan sonra yeni savaş alanları oluşturulur. Bu sadece silah sektörü değil birçok alan için geçerlidir.

Kimi durumlarda farklı yöntemlere başvurur. Örneğin durup dururken 250 adet Boeing uçak aldırır, başka anlaşmalar yaptırır, gaz aldırır, gaz verir. Hemen bütün Müslüman ülkeleri bir biçimde bağlar ve bağımlı hâle getirir. Onlar da bir süreliğine paçayı kurtarırlar.

Gazze halkı ve HAMAS büyük bir zafer elde etti. İran da. Çünkü İran’ın direnişi, İsrail’i hatta diğer güçleri duraksattı. Bunlara karşı elbette durulmayacak, yeni hamleler geliştirecek. O zaman da Müslümanların daha dikkatli ve tedbirli olma zorunlulukları bulunuyor.

Emperyal güçlerle dost olunamayacağı gibi haddini bilip daha dikkatli olma ve kendini koruma düşüncesinde olması doğal. Fakat bunu sempatik hâle getirmek çok daha tehlikelidir. Emperyalizm ile hiçbir zaman bir yere varılmaz.

Bunu salt emperyalizme indirgemek de yanlış. Ortada bir Haçlı ve İslâm karşıtlık ruhu olduğu gibi duruyor. İslâm’a karşı olan bu savaş da sürecek. Müslüman olan yöneticilerin ise dertleri İslâm değil kendileri.

Müslümanlar ise içten çürüyorlar. Bu genel bir tutumdur ne yazık ki.

Farkında olmadıkları kendi gelecekleri. Nedense birbirlerini yok etme çabası içindedirler. Birbirlerine hasım kesiliyorlar, birbirlerinin yolunu kesiyorlar

Müslümanların birliktekileri kendilerine güç kazandırır, emperyalizmin önünü keser, ona göre bir tutum almalarını sağlar.

Amerika her şeyden önce öncelikle kendi çıkarlarını önceler. Siyonizm ile birlikte olmak onların tek amacı.

Bilinç her şeyden önce gelir. Muhalefet etmek tehlikeli değil, bunu bir körlüğe dönüştürmemeli. Tek çözüm birlikte, dikkatli ve uyanık olmak. O zaman emperyalizm bu kadar rahat hareket edemez. Onlar ister istemez dikkate almak zorunda kalacak.

Çileyi göze alamayanlar kendilerine bir gelecek kuramazlar. Gelecek ancak birlikte olmaktan oluşur.

Emperyalizm emperyalizmdir. Durumlara göre tutum değiştirir.