Elveda özgürlük!

Abone Ol

Geçen hafta, “Haydi Mitinge” dedik. Maalesef bildiğiniz

olumsuz gelişmeler yaşandı. İdare takdir yetkisini kullanarak kanunlarla

güvence altına alınmış olan hukuki, demokratik, yasal hakkın kullanılmasına

engel oldu. Bu noktada yerel yöneticilerin tümünün yumuşak söyleyelim birer

“birey” olduğunu biliyoruz. Onlar kendilerine verilen talimatları uygular.

İkili dostlukların bu tür ilişkilerde önemi yoktur.

Derler ki; “Üç şeye itibar olunmaz: Şemsü şitâ, tebessümü

nisâ, devleti ümerâ…”

Yani kış güneşine; aldanma geçicidir ısıtmaz. İkincisi,

kadınların gülümsemesinin önemi yoktur. Duyguları anlıktır, kanmamalıdır insan.

Üçüncüsü de devlet adamları. Kendilerine emredileni yaparlar. Kanun, nizam,

yönetmelik neyse onlar için dünya odur. Onun için mitingin yasaklanmasını bu

çerçevede ele alarak şahsi olarak kimseye husumet ya da kırgınlık beslememiz

söz konusu değildir. Çünkü bu “emrin(!)” çok çok uzaklardan geldiğini veya bir

başka deyişle bu kararın çok çok öteler gözetilerek alındığı bellidir. Asıl

muhataplar üzülmesin istenmiştir.

Peki, miting yasaklandı da ne oldu Kanaatimizce etkisi çok

daha fazla oldu. Miting yapılarak verilmek istenen mesaj zannediyorum

fazlasıyla verildi. Mesaj ilgili adreslere ulaştı. Patriot füzeleri konusunda

tereddüt yaşayan zihinlerde infiale neden oldu. Miting icra edilseydi belki de

kafalarda böyle bir soru işareti olmayacaktı.

Öyle anlaşılıyor ki birileri milletin tepkisinden korkuyor.

Mitingin yasaklamansıyla acı bir gerçek de ortaya çıktı ki; o da şudur: Hatay

toprakları fiili olarak savaşın içindedir. Hiçbir galeyana, gerginliğe hatta

aykırı bir sese tahammül edemeyecek kadar patlamaya hazır bomba halindedir.

Ne hazin ki mitingin yasaklandığının tebliğ edildiği

saatlerde, bu toprakları aziz vatandan koparmaya çalışan, askere, polise kurşun

sıkan, sivil masum hedef gözetmeden önüne geleni katleden “yüzbinler” cenaze

töreni adı altında meydanlarda cirit atıyordu.

Geçen hafta “Haydi Mitinge!” demiştik. Çağrı geniş yankı

buldu. Yurdun dört bir yanından insanlar akın akın hakkı haykırmaya, Hatay’a

gelmeye hazırlanmıştı. Selahaddin-i Eyyubi’nin ordusunda, Kudüs’e fethe giden

askerler gibi… Ne yapalım “abileri” sağ(!) olsun.

Şimdi de “Elveda Özgürlük!” diyelim. İnşallah “Elveda Vatan”

demeyiz.