Eksi Netle Kazanılan Üniversiteden Kime Hayır Gelir

Abone Ol

YÖK’ün son verilerine bakınca eksi netle kazanılan üniversite bölümleri insanları hayrete düşürmüş görünüyor. Eğitimin geldiği bu nokta, hayret verici olsa da perşembenin gelişi çarşambadan belli idi.

Daha önce alınan karar ile üniversite sınavlarında taban puan baraj uygulaması kaldırılmıştı. Dolayısıyla tercih sayısına göre eksi netle üniversiteye girişin de önü açılmıştı. Daha önce çok da tercih edilmeyen bazı bölümlerin eksi netle öğrenci alacağı da zaten tahmin edilen bir süreçti.

Aslında bu süreçten daha önce de yani baraj uygulaması da varken puanlar dibi bulmuştu. Sadece barajı geçecek kadar puan alan bazı bölümlere öğrenciler girebilmekteydi.

Şu tabloya baktığımızda yükseköğretimde anlaşılan her geçen gün daha da dibe doğru gitmekteyiz. Eğitimin tüm kademelerinde görev yapan eğitimcilerin ortak fikridir ki öğrenci kalitesi artmıyor. O kadar teknolojik ilerlemeye, açılan okullara, maddi imkânlara rağmen tablo kötü maalesef. Şimdi bu bölümleri bitiren öğrenciler yarın meslek sahibi olarak karşımıza çıkacaklar. Ve çoktan çıkanlar da oldu. İşte sonuç da ortada.

Sadece üniversite doldurmak için baraj kaldırmak, okuma yazma bilmeyenlerin bile mantık yoluyla çözebileceği soruları çözemeyen 12 yıl eğitim görmüş öğrencilerin, herkesin ulaşamaması gerektiği yükseköğretime girmiş olmalarına sebebiyet verdi. Valla Allah, yükseköğretim hocalarına sabır versin.

Özellikle de özel üniversite bölümleri çıtayı baya baya aşağı çekmeye başlamış anlaşılan. Çünkü bu eksi netlilerin çoğu özel üniversiteleri tercih etmiş. Eskiden merdiven altı dershane denilirdi. Sonra merdiven altı özel okullar çıktı. Ve şimdi anlaşılan merdiven altı özel üniversiteler ile eğitimin tüm kademelerinde çizgiyi yakalamış olmuşuz. Gerçekten yazık.

Eğitim düzelmeden bu memlekette hiçbir alanı düzeltemeyeceğimizi anlamamış olmalıyız ki, hâlâ eğitimi bir algı ve maddiyat aracı olarak görüyoruz. Popülist yaklaşımlar ile geleceğimizi yok ediyoruz. İstatiksel rakamlar ile çok üniversite, çok öğrenci ile sadece kuru kalabalık oluşturuyoruz. Ve çok daha önemlisi, en canlı üretim döneminde gençlerimizin hayatını boşa geçiriyoruz. Olan yine ülkenin üretim ve gelişimine oluyor.

Birçok bölümün haddinden çok daha fazla mezun verdiği ve bir işe girmek ya da memuriyete atanmak için yüz binlerin, üstelik de yıllardır beklediği bir ortamda hâlâ aynı bölümlere düşük netler ile girmeye çalışan öğrencileri de anlayamıyorum. Bütün konu üniversiteye kapak atmak, 4 yıl kafaya göre takılmak ise 5. Yıldan itibaren hayatınızın nasıl karardığını göreceksiniz maalesef. Elde cv ile şirket şirket gezerken hayatınız heder olacak. Eğer çok sağlam referanslarınız, hadi daha açık olalım torpilleriniz yok ise bu ülkenin en iyi üniversitelerini en yüksek puanlar ile bitirmiş dil bilen nitelikli çalışanlardan size sıra gelmesi uzun zaman alacaktır. Üstelik öyle yüksek maaşlar filan da beklemeyin.

İnsan kendini bilmeli… Hem ülkesine ve hem de kendisine fayda getirmeyecek bir bilgi düzeyine sahip değilseniz, illa da üniversite okumak zorunda değilsiniz. Bir çiftçi, bir marangoz, bir inşaat ustası, bir tornacı vs… olarak da bu ülkeye ve kendinize çok daha faydalı olabileceğinizi lütfen unutmayınız.