Devlet içindeki paralel yapının 17 Aralık operasyonu ile
başlayan ekonomideki çalkantı giderek ülkemiz için tehlikeli bir boyuta ulaştı.
Merkez Bankası bu sarsıntıyı bir takım operasyonlarla atlatmaya çalıştı.
Başlangıçta dolarda başlayan yükselişi dolar satışı ile durdurmaya çalışmışsa
da istenen sonuç alınamadı. Hatta bir günde 4 milyar dolar satılmasına rağmen
istenen sonuç alınamadığı gibi dolar TL karşısında yükselişini sürdürdü. Bu
noktada akla gelen ilk soru Ekonominin ipleri bizim mi yoksa birtakım küresel
güçlerin mi elinde olduğuydu. Aslında 17 Aralık operasyonunun dış destekli
olduğu bizzat Başbakan tarafından belirtildiğine göre, ülkemizi seçtiklerimiz
yönetiyor görünse de, hemen her alanda iplerin ucunun dışarıda olduğunu söylemek
zorumuza gitse de, ne yazık ki gerçek bu. İşte bu noktada rahmetli Erbakan
Hocamı bir kez daha özlemle anıyorum ve sağlığında yıllarca gözümüzü açmak için
bu dünya gerçeğini anlatmaya çalışmasına rağmen yeterince yararlanamamış
olmanın üzüntüsünü duyuyorum. Rahmetli Erbakan Hocamın Türkiye yi adım adım
dolaşarak anlatmaya çalıştığı ama sağlığında bir türlü anlayamadığımız hususlar
üzerinde belki bundan sonra düşünme ihtiyacı duyanlar olur ümidiyle aktarmak
istiyorum. İşte Erbakan Hocamın ağzından dünya üzerinde hüküm süren soygun
düzeninin özeti:
Bu düzen üçkâğıt düzenidir. Küresel güçler, dünya
ülkelerini sadece borçlandırarak sömürüp kontrol etmiyor. Başka soygun ve
köleleştirme araçları da geliştirmişlerdir. Bunların başında yeşil kâğıt
dediğimiz dolar gelmektedir. Amerikan doları bir sömürü vasıtasıdır. 1988 den
itibaren doların altın ile hiçbir ilişkisi kalmamıştır. Federal Rezerv (ABD
Merkez Bankası) istediği kadar yeşil kâğıt, yani dolar basmaktadır. Bu kâğıtlar
verilmiş karşılığında mal alınmış, alın teri alınmış, petrol alınmıştır.
Yeryüzündeki 6 milyar insan böylece sömürülmüştür/sömürülmektedir.
Yine uluslararası finans kuruluşları ve bankalar
vasıtasıyla Gizli Dünya Devleti (GDD), dünyanın her yerine sarı kâğıt dediğimiz
tahviller satmaktadır. Bu tahviller vasıtasıyla yeşil dolarlar toplanıyor,
yerine sarı kâğıt veriliyor.
Yine bütün dünya ülkeleri ve özel bankalar dolar rezervi
tutmaktadır. Mesela Türkiye Merkez Bankası (bugün itibariyle) 133 milyar dolar
rezerv tuttuğunu ilan etmektedir.
Böylece Gizli Dünya Devleti (GDD), bütün dünyayı yeşil
kâğıt (dolar), sarı kâğıt (tahvil) ve beyaz kâğıt (rezerv) ile gaddarca
sömürüyor.
Bu noktada biz istediğimiz kadar bazı uygulamalarla
ülkemizi sıkıntıdan kurtarmaya çalışalım, atılan her adım küresel sermayenin
hesabına kâr olarak yazılıyor. Faizlerin yükseltilmesi ya da düşürülmesi,
paramızın değer kazanması veya kaybetmesi netice itibariyle kürsel güçlerin
çıkarlarına hizmet ediyor. Faiz oranlarının düşürülmesi küresel sermaye
sahiplerini borsaya çekiyor. Orada düşük fiyattan aldıkları kâğıtları faiz
oranlarının yükselmesi ile yüksek kâr sağlayarak elden çıkarıyor devlet
tahvillerine yöneliyorlar. Kısacası, öyle bir düzen kurulmuş ki ne yaparsak
yapalım sömürülüyoruz. Ekonomimiz borç batağından kurtarılıp kendi ayakları
üzerinde duracak noktaya gelmeden/getirilmeden ne yaparsak yapalım küresel
sermaye kazanıyor.
Bundan kurtuluşun tek yolu Adil Düzen in önce ülkemizde
sonra da dünya üzerinde hâkim olmasıdır. Aksi halde bir takım göz boyamalar ile
ülkemiz ekonomisini allayıp pullayanların mumu ancak yatsıya kadar yanabilir.
Yıllardan beri IMF ye olan borcun bittiğini söyleyerek ülkemizin dış borçtan
kurtulduğu havası estirenlerin son dalgalanmaları nasıl izah edeceklerini merak
ediyorum.