Evet, bir önceki yazımda dediğim gibi; durumdan vazife
çıkarıp bir şeyler veya çok şeyler yapmak gerekebilir/gerekiyor ve bunu
yapmanın pek çok gerekçeleri var
Her şeyden önce
Millî Görüş ve Adil Düzen Çalışanları olarak birbirimize
hakkı tavsiye ediyor ve sabrı tavsiye ediyor, sonra bize yakın olanları
uyarıyor ve hakka çağırıyor olmamız gerekiyor...
Sonra Seçim günlerindeyiz, 1 Kasım 2015 seçimi günlerindeyiz
ya
Parti ve görüş ayrılığı gözetmeksizin bütün
vatandaşlarımızı da uyarmalıyız
AK Partilileri, CHP lileri, MHP lileri, HDP lileri ve
diğer irili ufaklı bütün partilileri, ayrıca bütün tarikat ve cemaat
mensuplarını da en uygun şekillerde uyarmalıyız
Nihayet
Dünya sosyalistleri ve kapitalistleri de insandır,
yeryüzünde komşuyuz, onlar da insan kardeşlerimizdir, onların da iyiliğini
istiyoruz düşüncesiyle onları da uyarmalıyız...
Biz kötülerle değil kötülükle mücadele ediyoruz...
Kötülerle onları iyi etmek için cihat ediyoruz...
İnsanlığı büyük bir helâkten kurtarma çabasındayız...
Şunu çok iyi bilmeliyiz ki; insanlık adım adım bu helâke
yaklaşmaktadır ve bunu çağımızın âlimleri bilmektedir Bilmekte ve çözümler
üretmeye çalışmaktadırlar
İşte, bizim çabamız da bundan ibarettir.
Bizim SOSYAL TUFAN olarak isimlendirdiğimiz bu helâkten
kurtulmak daima mümkündür. Bunun için Türkiye anahtardır. Türkiye deki ana
anahtar da MİLLÎ GÖRÜŞ HAREKETİ ve o hareket etrafında gerçekleştirilen
çalışmalardır.
Millî Görüş ve Adil Düzen Çalışanları çözümleri üretecek,
bu çözümleri ilmî ve amelî, teorik ve pratik olarak halka ulaştıracak;
halkımızın bu çözümleri benimseyip uygulaması sayesinde İslâm âlemi ve tüm
beşeriyet saadet ve selâmete erecektir.
Seçim günlerindeyiz, 1 Kasım 2015 seçimi günlerindeyiz
dedik ya
Mesela Bundan önceki seçimde (7 Haziran 2015) yapılan
hatalardan ibret almalıyız. Halkımız bu hataları gördü ve öyle oy kullandı ki;
herkesi akıllı yaptı! Parti yöneticilerinin hatalarını halk görüp anladı ve
gereğini yaptı. Bu arada sömürü sermayesi de bütün fitne ve fesat
çabalamalarına rağmen gayesine ulaşamadı. Tek başardığı iş, Müslüman Kürtleri
HDP ye oy vermeye ikna etmek oldu. Bunu nasıl başardı AK Parti ye HDP
anlayışlı adayları koydurdu, HDP ye de AK Parti anlayışlı adayları koydurdu.
Kürtler şimdiye kadar AK Parti ye muhafazakâr/Müslüman olduğu için oy verdiler,
yoksa AK Parti de işleri ne idi. AK Partililer hatalarını görüp de uygun
listeler yaptılar mı; 1 Kasım sonunda göreceğiz
Birçok sebeplerden dolayı bir topluluk musibet
seviyesinde dağılma durumuna geldiği zaman parçalanmalar görülür. Mesela, 7
Haziran seçimi sonrasında olanları kısaca hatırlayalım: MHP HDP nin bulunduğu
yerde benim yerim yok demiş, Devlet Bahçeli CHP ile yapılacak koalisyonda
başbakanlığı bile kabul etmemişti! AK Parti üç partiden hiçbirini yanında
bulamamıştı! Meclis teki tüm partiler tam bir parçalanmışlık içinde
olmuşlardır... AK Parti de Erdoğan, Gül, Davutoğlu, Soylu, Kurtuluş grupları
olarak paramparça...
Onlar bu halde olduklarına göre; bizim çok şey yapmamız
gerekiyor.
Evet
Bu konudaki bir önceki yazımda ve bu yazımda dediğim
gibi; durumdan vazife çıkarıp bir şeyler veya çok şeyler yapmak
gerekebilir/gerekiyor ve bunu yapmanın pek çok gerekçeleri var ve bu
gerekçeleri bu yazılarımda ve diğer yazılarımda dile getiriyorum...
Kur an/ayet ne diyordu: Bize düşen sadece mübîn/açık
tebliğdir (Yasin, 36/17).