Muhterem Müslümanlar!
İnsanoğlunun yaşantısı üç devreden geçerek dördüncüsünde
ebediyen olmak üzere devam eder.
* Ana rahminde geçen hayat.
* Dünyada devam eden hayat.
* Kabir âleminde geçen hayat.
* Ahirette ebediyen sona ermeyecek hayat.
Muhterem Müslümanlar!
İnsanlar ve cinler için imtihan sahnesi olan hayat dünya
hayatıdır. Dünya, kabir ve âhiret hayatının kazanılacağı ve kaybedileceği sahne
dünya hayatıdır. İnsan bu üç âlemi bu dünyada kazanır veya kaybeder. Yâni
dünya, kazanmak veya kaybetmek arenasıdır.
Allah (c.c), dünyayı da sonrasını da dünyada kazanmamızı
emrediyor. Kazanmanın yolunu da Kur an ve Sünnet ile belirtmiştir. Kuralları
konulmuş bir oyun ve oyalanma sahnesidir dünya. Gelip geçicidir; öyle ki, nasıl
geçtiği anlaşılmayacak kadar hızlı geçer. Kur an ve Sünnette çok sıklıkla
hatırlatılır ki, Dünya fâni ahiret ise bâkidir. Bu husus ile ilgili ayetlerden
biri Hadid Suresinin 20. ayetidir. Rabbimiz Teâlâ mealen buyurur ki:
Kesinlikle bilmelisiniz ki, dünya hayatı oyun, eğlence,
süs, övünç vesileniz, mal ve evlât sahibi olmak için yarış arenanız olmaktan
ibarettir. Bunlar yok olmaya mahkûm, boş sevdalarınızdır. Sakın ola ki, bunlara
aldanmayınız...
Şu ayetler de mealini verdiğim ayetin devamı gibidir.
Rabbimiz Teâlâ yine mealen buyurur ki:
Yarış ederek sahip olmak için ömürlerinizi tükettiğiniz
menkuller, gayr-i menkuller ve evlad-u iyaliniz; bunlar netice itibariyle dünya
hayatınızın süsüdür/ oyalayıcılarıdır. Size dünya ve âhirette faydası dokunacak
olan sâlih amellerinizdir. Allah katında bu amellerinizin mükâfatını
alacaksınız. Sevap ve ümidin hayırlısı salih amellerinizdir. Allah katında
sevap sayılan amellerle hayatınızı cazibeleştiriniz... (Kehf suresi, ayet: 46)
Allah ın sana ihsanda bulunduklarından ahiret yurdunu
ara... Dünyadan da nasibini unutma... Allah ın sana ikram ve ihsanda bulunduğu
gibi sen de sana verilen nimetlerle başkalarına iyilikler yap, ikramlarda
bulun... Yeryüzünde bozgunculuk çıkarma, bozguncuların tarafında da olma...
Çünkü Allah bozguncuları asla sevmez... (Allah ın sevmedikleri de iflâh
olmaz...) (Kasas suresi, ayet: 77)
Baktığında kâfirleri refah/bolluk içinde imişler gibi
görürsün. Onların refah içinde olmaları ve diyar diyar dolaşmalarına
aldanmayasın. Onların ellerindeki imkânları gelip geçicidir/kısa bir süre
yararlanabilirler. Sonra onların barınağı cehennemdir. Ne kötü bir yataktır
cehennem. (Âl-i İmran suresi, ayet: 196-197)
Muhterem
Müslümanlar!
Allah-u Teâlâ Müslümanlara dünyayı terk edin, ihmal edin,
bırakın orası kâfirlerin cennet i olsun demiyor. Dünyayı mamur etmek de
Müslümanın vazifesidir. Asıl olan dünya hayatına aldanmamak ahireti unutmamak,
ebedi hayat için dünyayı da ahireti de kazanmaktır.
Allah (c.c.) bizden:
* İman etmeyi ve inancımızı muhafaza etmeyi,
* Dünyada yararlı işler yapmayı,
* Allah ın düzenini yaşamayı ve yaşatmayı,
* O nun koyduğu kurallar çerçevesi içinde dünyaya nizamat
vermeyi,
* Emirlerini yerine getirip yasakladıklarından kaçınmayı,
* Rızıkların helâllerini helâl yoldan temin etmeyi,
* İnsanlara faydalı olmayı,
* Din Allah ın oluncaya kadar gayret etmeyi,
* Geçici dünyada ebedi kalacakmış gibi davranıp ahireti
ihmal etmemeyi emrediyor.
Bu doğrultuda da yaşayanlar dünyalarını da ahiretlerini
de kazanırlar. Böyle bir tarz davranışların en doğrusudur. Allah (c.c.)
rızasını kazananları sever ve korur.
O nun koruması altına girmenin yolu ve yordamı da
budur...