Diyanet?in hürmeti musahhara fetvası - 1

Abone Ol

Benim anlamadığım konu, hiç bir dini eğitim almamış olan

insanlar bile konu din olunca ahkâm kesilmekte ve konuşma cesaretini

bulmaktadırlar. Biz, dinin ince meselelerinin âlimler meclisi tarafından

tartışılmasını avamın ve kamuoyunun önünde tartışılmamasını söylediğimizde ise

hemen alınganlık göstermekte ve bu dinin anlaşılır bir din olduğunu, dini

meselelerinin kendilerinden saklanmak istediğini söylemektedirler.

Ama aynı çevreler bir tıp, hukuk veya muhasebe

meselesinde uzmanlara başvurulması ve uzman görüşünün alınması gerektiğini

söyleyebilmektedir. Halbuki iyi bir âlimin yetişmesi en az on yıllık bir eğitim

sürecinde olurken, bir doktor 6, hukukçu ve mühendis de 4 yılda yetişmektedir.

 FETVADAN NE

ANLAMALIYIZ

Aslında soru klasik bir sorudur. Bana sorulmaktadır ve

hatta benim soru ve cevaplar grubunda bile böyle bir soruya verdiğim cevap

bulunmaktadır. Bu konu hep insanların merakını celp etmektedir.

Aslında bu sorunun konusu ensest ilişkinin mahiyeti veya

buna yönelik bir tepki ya da İslam ın görüşü değil, böyle bir durumda kişinin

eşi ne olur Sorusuna cevaptır.

Yani bir erkeğin kızına, bir kadının da oğluna karşı

şehvet duyması (hatta elinde olmadan veya hataen bile olsa) durumunda karı

kocanın durumu ne olur Çerçevesindedir. Yoksa bu tür duygu beslemenin kendisi

konu edinmemektedir. Çünkü zaten bu konu İslam da en sert cezalarla

cezalandırılan bir konudur.

Burada görmemiz gerekenler

1. Aile içi karşıt cins ile olan ilişkilerde dikkat

edilmelidir. Çünkü insan nefsi her zaman kötüye yönlendirir. Sadece karı

kocanın değil, çocukların, yakın akrabaların baldız, enişte, gelin, kayınpeder,

damat ve kaynana ilişkileri de bu çerçevede dikkatli olunması gereken

ilişkilerdir.

2. Günümüz toplumumuzda da ensest ilişki oluşmaktadır.

İslam ve geçmiş âlimlerimiz böyle bir olaya meydan vermemek için bu konuda

uyarıda bulunmuşlardır.

3. Bu konuda iki görüş ortaya konulmuştur. Hanefi

mezhebine göre kişinin kendi kızına (kadının da kendi oğluna) şehvet duyması

karı kocanın nikâhının düşmesine birbirlerine ebediyen haram olmasına neden

olmaktadır. Diğer üç mezhebe göre karı ve kocanın birbirlerine haram olması

için şehvetin tek başına uyanması yeterli değildir, doğrudan ilişki olmalıdır.

Yani görüldüğü gibi bu konu tamamen eşlerin nikâhları konusunu kapsamaktadır.

Yoksa aile içi ensest ilişkinin meşruluğu konusu değil. Burada farazi bir olay

ekseninde konuşulmaktadır. Yani toplumda bu tür olaylar yaşanmaktadır. Yaşanan

bu tür olayları yaşanmadı farz etmenin anlamı yoktur.

4. İslam, zaten zinaya büyük cezalar vermektedir. Ama

genelde aile içi ensest ilişkilerde dışarı sızmaz. Bu nedenle kişiye eşlerin

birbirine haram olduğu bilinci de verilerek bu tür sapkın düşünceye sahip olan

kişiler dizginlenmektedir. Erkek, kendisini gizlese bile karısı böyle bir

evliliğin bittiğini düşünerek tavır alabilir. Bu da olayın açığa çıkmasına

neden olur. Yalnız böyle bir ilişkide taraflardan birisi mağdur olduğundan had

cezası sadece tecavüz edene uygulanır.

5. Hanefi mezhebi karı-kocanın birbirlerine haram

olmasını şehvete bağladığından ister istemez şehvetin ölçüsü sorulmaktadır.

Buna da erkeğin cinsel uzvunun sertleşmesi, kadının da kalbinin çarpması kuralı

konulmuştur. Fakat bu konuda hanefiler yalnız kalmış diğer mezhepler evliliğin

bitimi için ilişki şartını koşmuşlardır. Bence de diğer mezheplerin içtihadı

daha uygundur.

6. Görüldüğü gibi konu ensest ilişkinin doğruluğu veya

yanlışlığı değil böyle bir durumdaki kişilerin evliliği olduğundan fetva da

sadece o doğrultuda verilmiştir.

7. Diyanet in fetva hattını kapatması bir kabahati varmış

gibi algılanacağından bu hattın tekrar açılmasını talep ediyoruz. Yalnız

fetvaların dilini en salak insanın bile anlayacağı bir şekle dönüştürmesini

tavsiye ederiz.

8. İslam dini kadar zina ve taciz konusuna sert tepki

koyan başka din yok iken onu ensest ilişkileri (veya diyaneti) onaylıyormuş

gibi göstermek yanlıştır.