Diyalogcuların Kelime-i Tevhidi bozma girişimleri 1

Abone Ol

Şuanda tüm bilboardlarda afişe edilen bir konu var “herkes onu okuyor” diye bir sitenin ve birçok belediye ve kurumları da içine alan umre hediyeli kitap okuma yarışı kampanyası yapılmaktadır. Şimdi dışarıdan her şey çok güzel duruyor okutulmak istenen 3 adet kitap var. Bu kitaplar iki cihan güneşi Hz. Muhammed S.A.V. Efendimizin hayatı ve peygamberliğiyle ilgili.

MUHAMMED (SAV)’ SİZ KELİME-İ TEVHİD

Bu siyer yarışmasının cemaat destekli kurumlar tarafından organize edildiği broşürlerden anlaşılmaktadır.

Normalde son derece güzel ve anlamlı olan böyle bir yarışma, iyi bir organizasyonla milyonlarca insanın Peygamberimizi okumasına vesile olacaktır. Buraya kadar her şey çok güzel, fakat okunması tavsiye edilen kitaplardan “Efendimiz” isimli kitabın 252. Sayfasındaki iki satırlık bilgi bizim olayı farklı algılamamıza neden oldu.

Sayfa 252’de geçen “Ancak O’nun hedefi, öncelikle bütün insanları rahmet ve şefkatle kucaklayıp, ümmeti arasında da, kelime-i tevhidin ikinci yarısını söylemekten kaçınarak kendisini kabul etmese bile “La İlahe illallah” derse cennete girer…” buyuracaktı. “ İşte asıl tehlikeli söz buydu. Yani Resulullullah kendisine verilen tebliğ görevini yapmaktan çekinecek ve kelime-i tevhidin ikinci kısmı olan “Muhammedurresulullah” demeyecekti. Üstelik Muhammedurresulullah demeyenlerin de cennete gireceğini söyleyecekti.

Bu şu anlama gelmektedir. Resulullah’ın peygamberliğini kabul etmeyen Yahudi ve Hristiyanların hepsinin cennete gireceği anlama geliyordu. İşte diyalogcuların asıl amaçları buydu. İslam’ı ifsat etmekti. Cennete girmek için Müslüman olmaya gerek yok, Hz. Muhammed’in risaletini kabul etmeye gerek yok. Lailahe illallah dememiz yeterlidir anlayışını yaymak, İslam’ı bozmak ve Müslümanları Hristiyan misyonerlerin iğfaline hazır hale getirip, Hristiyanlaşmalarına zemin hazırlamaktı.

Bu sözü ülkenin en büyük cemaati söylüyordu. Sıradan insan, neden İslam’ın zor emirlerini yerine getirsin o zaman Onlar da madem kelime-i tevhidi söylemek yeterli o halde bize dünyada her türlü günaha izin veren bir dine gireriz. Zaten Allah’ın bir olduğunu da inanıyoruz. O halde cennete gireriz anlayışına kapılmayacaklar mıydı İste asıl amaçlanan da buydu.

Peki, Allah o halde Hz. Muhammed’i neden peygamber olarak gönderdi. Neden uymamız için Kur’an’ı gönderdi. Neden Peygamberimiz Yahudilerle savaştı. Neden Yahudi âlimlerinden Abdullah b. Selam Müslüman oldu. Yani onlar ve Allah bilmiyordu da (haşa) cemaat mi bunu bilmişti. Nerde İslam’ın ilk şartı olan kelime-i şehadet o halde.

Peki, Kur’an ne diyordu bu konuda. Kur’an’da Peygamberimizle ilgili birçok ayet var ama ben buraya sadece iki ayet alacağım o da zaten sorumuzun cevabını vermiş olacaktır.

“Kim Allah’a ve Resûlüne iman etmezse bilsin ki biz, kâfirler için çılgın bir ateş hazırlamışızdır.” (Fetih Suresi 13)

“De ki “Ey insanlar ben Allah’ın sizin hepinize gönderdiği bir elçisi (peygamberi)yim. Göklerin ve yerin mülkü yalnız O’nundur. O’ndan başka ilah yoktur. O diriltir ve öldürür. Öyleyse Allah’a ve ümmi peygamber olan ELÇİSİNE İMAN EDİN. O da Allah’a ve O’nun sözlerine inanmaktadır. Ona iman edin ki hidayete ermiş olursunuz. “ (Araf Süresi: 7/158)

Bu iki ayet, Resulullah’a iman etmenin emredildiği ve aynı zamanda imanın temeli olduğunu ortaya koymaktadır. Mantık da zaten bunu kabul etmektedir. Çünkü siz davetçiye iman etmezseniz onun getirdiği kitaba da inanmamış olursunuz. Dolayısıyla da Müslüman değil kâfir olursunuz. Çünkü İslam ile birlikte ondan önceki tüm dinler ortadan kaldırıldı. Geçersiz oldu. O dinlere inananlar artık kâfir sayılıp cehenneme ebedi olarak gireceklerdir. Kim peygambere iman etmezse Müslüman değildir. Aynı zaman Hz. Muhammed’in Allah’ın resulü olduğu, son elçi olduğu, bütün insanlara gönderildiğini kabul etmeyen de Müslüman değildir. Müslüman olmayan da kâfirdir ve cehennemliktir. İmanda pazarlık olmaz. Ya kabul edersiniz ya da reddedersiniz. Son çıkan kanunlar nasıl bir önceki kanunun hükmünü kaldırıyorsa, son gelen din de önceki dinlerin hükmünü kaldırmıştır.