Akdeniz bölgesinde petrol ve doğalgaz yataklarının bulunduğu bölgelerde hak iddiaları ve beraberinde uluslararası ittifaklar neticesinde rekabet had safhadadır. Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti arasındaki yakın ilişki ve Türkiye'nin Kıbrıslı Türklerin haklarını savunmakta gösterdiği kararlı duruş, karşı tarafta ülkelerin konumlarını ve tutumlarını sorgulamalarına neden olmaktadır.
1974 yılından bu yana süregelen görüşmeler ve Rum tarafının çözümsüzlükten beslenerek sürdürdüğü çözüm karşıtı tutumu, İngiltere ve diğer ülkelerin dikkatini çekmekte ve bu durum Türkiye tarafından da sıklıkla dile getirilmektedir.
Kıbrıs, Akdeniz enerji yataklarının bulunması ve işletilmesinde önemli bir üs konumundadır ve Türkiye için stratejik öneme sahiptir. Kıbrıs ile ülkemizin yakın ilişkileri ise Türkiye'ye avantaj sağlamaktadır.
Divide et Impera (Böl ve Yönet)
Süreci Sezar'ın stratejik anlayışıyla şu başlıklar altında mercek altına alabiliriz;
• İttifakların sürdürülmesine engel olurken iç bölünmelere yol açmak ve hatta teşvik etmek,
• Güç kaynağı ile işbirliğini teşvik etmek ve işbirliğine istekli olanları desteklemek,
• Yöneticiler arasında sorun yaratmak ve güvensizliği desteklemek,
• Paranın güç unsuru olarak kullanılmasını sağlamak.
Kısa başlıklar halinde anlatılan böl ve yönet stratejisinin uygulanması zaman almakla birlikte sonunda güç odaklarının bölünen parçalar üzerinde istediği sonucu almasına yardımcı olur.
ATILABİLECEK SİYASİ, EKONOMİK VE ASKERİ ADIMLAR
Birleşmiş Milletler’de Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin tanınmaması yönünde oy kullanan beş ülkeden biri olması nedeni ile İngiltere'nin Kıbrıs'ı tanımayacağı tezi bazı çevrelerce dile getirilmekle birlikte değişen şartlar ve İngiltere'nin mevcut bölgesel çıkarları ve değişen dengeler neticesinde, İngiltere'nin Kuzey Kıbrıs Türkiye Cumhuriyeti’ni tanıyabileceğine inanıyorum.
Bu tanımayla da iki eşit milletin sorunlarını çözmek için masada bulunmaları ve görüşmelerin sürmesi tavsiyesinden hareketle, çözümü kolaylaştırmak, taraflara eşit muamele ve müzakerelerin devamı için gerekli şartlar ortaya konabilir.
İngiltere'nin tanımasını müteakiben İngiliz Milletler Cemiyeti’ne üye Müslüman ülkelerin bazılarının Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni tanımaları ihtimal dâhilinde olabilecektir.
Siyasi tanınmayı müteakiben Maraş bölgesine yönelik turizm teşvikleri, yatırımların desteklenmesi, kredi temini veya doğrudan yatırımlar ile Kıbrıs ekonomisine katkı sağlamayı hedefleyen ve karşılıklı ticareti kolaylaştıracak bir ekonomik işbirliği anlaşması da olasılık dâhilindedir.
Ekonomik işbirliği anlaşması kapsamında; turizm yatırımlarını ve ikili ilişkilerin devamını sağlamak maksadı ile İngiltere ile Kıbrıs arasında doğrudan uçuş yapabilmek ve Rum ve Türk tarafına eşit fırsat tanımak için kapalı olan Lefkoşa Hava Limanı, İngiltere ile ortaklaşa işletilebilir.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile İngiltere arasında yapılacak askeri anlaşmayla ise Kıbrıs Türk kesimindeki İngiliz askeri üssü açılabilir veya Lefkoşa Havalimanı’nda bu tarzda bir üs kurulabilir. Bu durumda Kıbrıs'ta bir hava üssü İngiltere ve yakın dostları için avantaj sağlayabilir.
Suriye’nin denize çıkan liman kenti Lazkiye, gelecekte hem denize erişim için hem de kuzey-güney istikametinde inşa edilecek boru hatları için kavşak noktasındadır. Rusya'nın bu bölgede limanı olması nedeni ile bölgesel rekabet şartları ABD ve İngiltere'nin bölgede liman ihtiyacını gündeme getirmesine neden olabilir.
Enerji kaynaklarının işletilmesinde liman ve yapılacak tesislerin inşasında İngiliz firmalarının her iki bölgede tesis yapabilme imkânı maliyetleri düşürebilecektir. Ticari ihtiyaçları karşılamak maksadı ile Türk tarafına yapılabilecek bir limanın, askeri ve sivil amaçlar ile kullanılması söz konusu olabilir.
BÖL VE YÖNET STRATEJİSİ VE İNGİLTERE
Böl ve yönet stratejisinde ele aldığımız gibi İngiltere zamanla ekonomik, askeri ve siyasi ilişkilerini geliştirerek Rum ve Türk tarafını istediği yönde yönlendirebilir. Çünkü masanın her iki tarafında da kendisi yer alacaktır.
İngiltere'nin hedefi; Türk askerinin Kıbrıs'tan tamamen çekilmesi, ekonomik ilişkilerin ve siyasi ilişkilerin zayıflatılması olabilir. Bu maksatla; Kuzey Kıbrıs ve Türkiye arasındaki ilişki ve anlaşmaları olumsuz etkileyerek Akdeniz'de oluşan dengeleri Türkiye aleyhine yönlendirmeyi amaçlayabilir.
Türkiye'nin desteği olmadan Kıbrıs Türklerinin Rum kesiminin taleplerini kabul etmesi ise dengelerin Rum kesiminin lehine değişmesine neden olabilir.
İngiltere'nin KKTC’yi tanımasının ülkemizde ve Kıbrıs'ta bahar havası ile karşılanırken gelecekteki etkilerinin neler olabileceği akıllarda bulundurulmalıdır.
Satranç, rakibin bir veya daha sonraki hamleleri tahmin edilerek oynanır. Bu yazı tahminlere yapılabilecek hamleleri ele alan teorik bir yazıdır.
Diplomaside başarılı örnekler orta koyan İngiliz diplomatların sonraki adımları tahmin edilerek kuşatılmakta olan ülkemizin Akdeniz'den de kuşatılmasına fırsat vermeyecek çalışmaların yapılması ülkemizin menfaatinedir.