Dinin Ticareti Yapılmaz

Abone Ol

YİRMİ küsur yıldan beri bu sütunlarda, tatil yapmadan

yazıyorum. Bunlar yazdıklarımdır. Yazamadıklarım da var.

İnsanlar konuştuklarından, yazdıklarından sorumlu

oldukları gibi, bazen söylemediklerinden de sorumlu olur.

Elde yeterli hürriyet ve imkân olduğu halde zalimleri

tenkit etmeyen sorumlu olur.

Zulüm nedir .. Kur an a ve Sünnete aykırı ve zıt olan her

şey zulümdür.

İnsanların çoğu kendine zulm eder.

Bozuk itikada sahip olmak kişinin kendine zulmüdür

öncelikle.

Haram yiyen hem kendine hem topluma zulm etmiş olur.

İlmi, irfanı, gücü, fırsatı olan bilen kimsenin

bilmeyenlere nasihat etmesi gerekir. Etmezse hem kendisine, hem halka zulm

etmiş olur.

Âlimlerin çoğunun sustuğu, cahillerin çok konuştuğu bir

devirde yaşıyoruz.

Din, Kur an, Sünnet, Şeriat ilimlerini şahsî

menfaatlerine, zengin olmaya, nüfuzlarına, prestijlerine âlet edenler büyük

zalimdir.

Mukaddes İslam dini, Kitabullah, Sünnet, şer î ilimler;

terzilik, doktorluk, mühendislik, balıkçılık, lokantacılık gibi bir kazanç

tezgahı haline getirilemez.

Din geçim ve karnını doyurma vasıtası, meslek değildir.

Din hizmetlileri, geçinmek için ancak fetva ve ruhsat ile ücret-maaş alabilir.

Dine, İmana, Kur an a, İslama, Şeriata, Sünnete; Allah

rızası için ihlasla hizmet edilir ve bu hizmetin ücreti Allahtan istenir.

Yaratan için yapılan hizmetin ücretini yaratıklardan istemek, beklemek, kat kat

almak, zengin olmak dehşetli bir zulüm ve çelişkidir.

İslam ticareti helal kılmıştır ama bütün ticaretler helal

değildir.

Karı ticareti yapmak haramdır.

İçki ticareti haramdır.

Para ticareti haramdır.

Din ticareti, mukaddesat bezirgânlığı da haramdır

Sayılan haram ticaretlerin en kötüsü, en şenii, en alçakçası din ticaretidir.

Bu anlattıklarım, İslam ın iki kere iki eder dört gerçeklerindendir.

İmana, İslam a, Kur an a, Sünnete, Şeriata, İslam

ahlakına ihlasla hizmet edenler aziz olur; bunları ticarete, şahsî zenginliğe,

servet sahibi olmaya, nüfuza, benliğe, prestije alet eden ihlassızlar zelil ve

rezil olur.

İslam ın paralı askerlere, para karşılığında matem tutan

karılara ihtiyacı yoktur.

Parayla, menfaat karşılığında vatanseverlik de olmaz.

(İkinci Yazı)

Sadaka Verin

ÖNÜMÜZDEKİ günlerde (tekrar ediyorum günlerde),

haftalarda, aylarda kötü, vahim hadiseler, kalkışmalar, vefiyat olabilir.

Gök hadiseleriyle, yer hadiseleri arasında bağlılık

vardır.

Acayip bulutlar Gökteki ve yerdeki elektrik Sahillerde

suların çekilmesi Kuşların, karıncaların telaşlanması Balıklar Güneşte

anormal patlamalar olması Kamer kamer kamer Kargalar martılar hisseder, biz

edemeyiz İnsanoğlu gaflet içindedir

Güneşte patlamalar, fırtınalar olur Yerde şimdiye kadar

görülmemiş çukurlar oluşur   

İnsanlar çılgınlaşabilir, halk hareketleri olabilir.

Allah korusun kan dökülebilir Yağmacılık yapılabilir

Suikastlar

İnsan çok konuda çaresizdir Felaketlere, âfetlere karşı

alınacak en büyük tedbir Allah için sadaka vermek, iyilik yapmaktır.

İnanlara sesleniyorum: Sadaka veriniz Namaz kılınız

Fitne çıktığı zaman koşuyorsanız, yürüyünüz; yürüyorsanız, oturunuz; ayakta

iseniz yere çökünüz Sakın sakın sakın ha, fitne ve fesada bulaşmayınız.

Anneler babalar!.. Çocuklarınızı fitne mekanlarına

göndermeyiniz

Fitnenin içinden geçmeyin, yol uzasın, etrafından dolaşıp

gidin evinize işinize.

Uyuyanlar, uyanın!.. Uyuklayanlar, toparlanın kendinize

gelin.

Sadaka sadaka sadaka

Sadece bir tek hurması olan, onu bölsün, yarısını Allah

rızası için birine yedirsin.

Allah için aç kedileri köpekleri doyurmak da sadakadır.

Allah için kuşlara yem vermek de sadakadır.

Kardeşinin yüzüne gülmen, o da bir sadaka.

Dua edin dua edin dua edin

Kulağınızı yere dayayın Gözünüzü çevirip göklere bakın,

işaretler göreceksiniz. Denize iyice bakın, size bir şeyler söyleyecektir. Bana

inanmazsanız, dillerini biliyorsanız kuşlara sorun.

Kalabalıklar Gürültüler Homurtular Şeytanlar

koşuşturup duruyor Kös sesleri yaklaşıyor Feryatlar, tarrakalar Gümbür

gümbür

(Üçüncü Yazı)

Cuma Hutbesinde Okuma Yanlışı

DOSTLARIMDAN biri Cuma hutbesi dinliyormuş, hatip

efendinin elinde bir kâğıt, ondan okuyor Halel yerine helâl okumuş!.. Ne büyük

bir felaket.

Camilerimizde edebî Türkçenin en güzel örnekleri

sergilenmelidir.

Başka mekânlarda Türkçe hatâlar yapılabilir ama camide

asla yapılamaz. Caminin ciddiyeti, vakarı bunu kabul etmez, kaldırmaz.

Din görevlileri, imamlar, vaizler iyi edebiyat

bilmelidir.

Geçenlerde, bir hatip efendi, Hz. İsa radiyallahuanh

dedi. Çok üzüldüm.

Hutbenin ilk cümlesinin, Bu haftaki hutbemiz sosyal

yardımlaşma hakkındadır gibi pek basmakalıp cümlelerle başlaması da edebiyata

ve hitabet sanatına aykırıdır.

Cuma hutbelerinde, Peygamber (Salat ve selam olsun ona)

makamı minberden Aziz cemaat para verin, yardım edin denilmesi de çirkin bir

bid attir.

Geçen sene, önemli bir camide minberde hac ve umre

kayıtları için müftülüklere müracaat edilmesi istendi. Onu da çok yadırgadım.

Diyanet bu işten para kazanıyor, camileri, minberleri, hutbeleri buna alet

etmemesi gerekir. Umre işini seyahat acenteleri de yapıyor. Diyanetin

minberlerden ilan edip müşteri toplaması haksız rekabet olmaz mı

Kanunlarımıza göre makbuzsuz yardım, bağış toplanması

yasaktır, suçtur. Diyanet böyle bir şeye izin vermemelidir. Kaç defa yazdım,

ilgilenilmiyor.

İlle para toplanacaksa makbuzlu olmalıdır.

Bazı camilerde Cuma namazının çok uzatılması da bid attir.

Memur var, işçi var, öğrenci var, abdest konusunda zorlanan ihtiyar var

Cuma ezanı okunmaya başlanınca vaaza son verilmelidir.

Vakti olmayan namazdan sonra işine gitsin. Vakti olanlar için namazın edasından

ve tesbihattan sonra vaaz edilebilir. Beğenenler dinler. Beğendirebilirlerse

Bendeniz, Cuma namazının uzatıldığı, cemaate eza verilen camilere gitmiyorum.

Türkiye de pek yapamıyorlar, geçenlerde Almanya da

reformcular yapmış, cumanın farzı kılınmış, cemaate cumadan sonraki sünneti ve

âhir zuhur namazını kıldırtmamışlar. Orada bulunsaydım, terbiye dairesinde

protesto ederdim.

Reformcular, Ehl-i Sünnet İslamlığını minberlerden,

mihraplardan yıkmak istiyor.