Söz uçar gider. Yazılı ve görüntülü kayda geçen sözler de
Google amcanın hafızasında bin bir yalanın arasında kaybolur gider gibidir.
İçten içe işleyen yara gibi kişilerin yüreğinde acısı ara
ara hissedilse de acılı sosun da insana verdiği bir tad gibi acı sözlülerin
çıkar birlikteliklerinin verdiği haz, o sözün acısının üzerini kapatır gibidir.
Buyurun, en yakın örnekleri, CHP nin yolsuzluk yaptığı
gerekçesiyle partiden ihraç ettiği Sayın Mustafa Sarıgül ü İstanbul belediye
başkan adayı yapması.
MHP yi CHP lileşmekle tenkit eden Sayın Mansur Yavaş ın
CHP Ankara belediye başkan adayı olması.
Has Parti başkanı iken AKP yi ağır bir şekilde eleştiren
Sayın Numan Kurtulmuş un AKP den milletvekili olması ve Başbakan yardımcılığına
yükselmesi.
Yaraya tuz biber olmaması için söylenenleri ben
tekrarlamıyorum.
Ama kem sözlüler, çıkar birliğiyle geçmişi unutmuş gibi
olsalar da her sırıtmanın gerisinde o sözlerin burukluğu olur.
Üniversitede öğrenci başkanlığı yapan bir delikanlı beni
Anadolu yakasında bir konuşma yapmam için karşıya götürürken, Üsküdar vapurunda
bana bir soru sordu.
Verdiğim cevap onun yirmi yıllık düşüncelerini önce
altüst etti, sonra çalkaladı çalkaladı.
Sessizce karşıya geçtik. Ben öğrencilere konuşmamı
yaptım.
Bir sene sonra yine sohbet yapmak üzere Üsküdar vapuruyla
karşıya geçerken o arkadaş Hocam dedi.
Ben de ona, Sormana gerek yok, ben ne soracağını
biliyorum dedim ve cevabını söyledim.
Ne soracağımı nereden bildin
Geçen sene bütün bildiklerin tam burada iken doğruya
toslamıştı ve sen allak bullak olmuştun. Trafik kazası geçirenler o yerden her
geçişte o olayı hatırlarlar. Sen, geçen seneyi hatırladın ve geçen sene sen bu
olacağı nasıl bildin diye soracağını ben bildim. Buna keramet demezler, firaset
derler, demiştim.
Şimdi üniversite hocası olan bu orta yaş değerli
delikanlı her karşılaşmamızda ve her adımın geçtiği yerde o zihin karışımından
sonra durulmayı hatırlar.
Demem o ki sözler uçup gitmez.
Onun için Sevgili Peygamberimiz, Ebu Lehep, Ebu Cehil
gibi kâfirler için bile onların şahsiyetini yaralayacak sözler söylememiştir.
Müslüman olan Ömer bin Hattab, Halit bin Velid gibi eski
kâfirler, Müslüman olunca Sevgili Peygamberimizin söylediği hiç bir acılı,
ağılı, içler dağlayıcı sözleri olmadığından derhal canciğer dost oluvermişler.
Eşinize, kaynananıza, komşularınıza, arkadaşlarınıza,
Bush a, Obama ya, Putin e, iş arkadaşlarınıza, amirinize, memurunuza...
kızdığınız zaman ilk işiniz ağzınızı kapatmak olsun.
Hazreti Meryem gibi o gün konuşmama orucuna girelim.
Hazreti Meryem in bu konuşmama orucunu haber veren Meryem
Suresi nin 26 ıncı ayetinin tefsirini Şifa Tefsiri nden bir okuyuverin.