Dili tükenenlerin dili

Abone Ol

ŞİİR bu dünyada yaşayıp da dili tükenenlerin ürettiği yepyeni bir dildir. Öyle ki o dilde en anlatılmazlar anlatılır en tarifsiz şeyler tarifini bulur. Şiir kalbin hamurudur. Onunla ulaşamayacağımız kimse yoktur; kalbi olmayanlar hariç.

İnsanı insan yapan duygularıdır. O nedenle size “bırak bu duygusallığı” diyenler varsa dinlemeyin. Duygular ile insanlığımız diridir. Kalpsiz katı ruhsuz robot gibi nice insanlar görüyoruz. Onlardan biri olmak istemeyiz değil mi?

Hey hayat! Öyle boş ki tam olarak 15 Temmuz’dan sonrasını yaşamamış gibiyim. Yaşamıyor gibi yaşamaktan farklı bir şey bu. Yaşam durmuş gibi. Akan şeylerin keşfine varamadım sanki. Rüyalarda da bu süreç devam ediyor. Allah deyip yola bakıyoruz başka çaremiz yok.

Şiir bizi rüyada da terk etmiyor. Ülkeyi yine bir tehdit altında görünce şiir söylüyoruz rüyada hiç tanımadıklarımıza. “Ölüm bize ne yakın bize ne uzak ölüm, ölümsüzlüğü tattık bize ne yapsın ölüm”. 

Elhamdülillah ki Müslüman bir ülkede yaşıyoruz. Nefesimiz bize huzur veriyor. Vatan kelimesini kök hücrelerimize kadar hissediyoruz. Dinimizi yaşayabilmek bu dünyada sahip olduğumuz en büyük nimet. Acaba farkında mıyız?

Çok değil birkaç sene öncesinde başımızdaki örtüyle bile rahat yaşayamıyorduk. Onca yılın günahı sırtımızda bir hamalın yükü gibi birikti. Belimiz doğrulmuyorsa o günlerin bedeli. Ya vebal sahipleri? Hiç farkında olmadan ölüp gittiler bile. 12 Eylül, sonra 28 Şubat darbesiyle Maraş’ta korunan peçeyi yırtıp gittiler. İslam’ı böyle bitirebileceğini sananlara ne demeli? 

Ortadoğu ve tüm dünya Müslümanları mazlumları Rabbimin himayesinde kurtuluş gününü bekliyor. Onlar Allah’ın seçilmiş kulları, imtihana henüz dört yaşında kana bulanmış bir yüzle uyanarak başlıyorlar. Sevginin derecesi ne şiddette ise çilenin boyutu o dereceye çıkıyor. İdamlar haksızlıklar kana susamış canilerin elinde oyuncak oynar gibi gerçekleşiyor. Sanıyorlar ki dünya bu kadar. Ne ertesi var ne devamı. Ne hesap ne sual. Her şey burada bitip gidecek. Güç onlarda. Sanıyorlar ki onlar tanrı. Tanrı gibi dünyayı yönetmek istiyorlar. Onlar kime yaşama hakkı verirse ancak onlar yaşayabilir onlar kime eğitim hakkı verirse ancak onlar eğitim alabilir. En iyi kurumlarda işyerlerinde onların izni dışında kimse barınamaz. Onlar kime zeki derse o kişiler zeki, kime aptal derlerse onlar aptal. Yobaz yaftası, örümcek kafa ve daha nice tamlama onların ağzından çıkınca kabul alır.

Şiir tüm bu çirkinliklere kafa tutan yegane dildir. Necip Fazıl, Mehmet Akif yapılan zulümlere şiirle karşı koymuştur. Bu öyle kuşatıcı bir dil ki okuyanı etkisi altına alır uyuyanları uyandırır. Nefes olur kurumuş ciğerlere dolar.

İşte kimselerin anlamadığı o vakitlerde şiirin kolları kanatları altına sığınır sesimizi yansıtırız.

Ölümü acıyı sevdayı yeniden şekillendirir yeni kalıplara koyar ruhumuzu o dar hapishanenin koridorlarından kurtarır çıkarız yeni yollara. 

Biz şehrin asi ve mağrur çocukları. Asiliğimiz haksızlıklara. Sevdamız aslolana. Yalnızlık bu yolun harcı. Onsuz yolda yürümek yarım bırakır adamı.

Yalnızlık hem en zor hem de en kolayı birden barındırır içinde. Dikenli yolları aşmak zor, seni anlamayanlardan uzaklaşmak kolay yanıdır yalnızlığın. Şiir dedik Necip Fazıl üstadla kapatalım sözü: Ne kaldırımlar kadar seni anlayan olur,

Ne senin anladığın kadar kaldırımları.