Sovyetler Birliği‘nin dağılmasından sonra bağımsızlıklarına kavuşan Türk devletleri ile yakınlaşmamızı sağlayan en büyük etkenlerden biri, Türkiye öncülüğünde oluşturulan Türk Kurultayı fikridir. 1993‘ten beri yapılan kurultaylar vesilesiyle Türk devletleri ortak kararlar alma imkânını elde etmektedir. Aslında bu girişimler yeni sayılmazlar. Türk kurultaylarını yeni buluşmalar olarak adlandırmak yanlıştır. Bugün gerçekleştirilen kurultayların kökü 1905‘e dayanmaktadır. İlk Türk kurultayı 1905 yılında Rusya‘nın Nizhniy Novgorod şehrinde yapıldı. Kurultayın öncülüğünü Alim Maksud, Gaspıralı İsmail, Ahmet Ağaoğlu ve Abdürreşid İbrahim gibi fikir adamları yapmaktaydı. Bu kurultayın ardından 1906 yılında yeni bir kurultay oluşturuldu. Burada Gaspıralı İsmail‘in üzerinde durduğu "Türkiye Türkçesi ile eğitim" zorunluluğu gündemdeydi. Kız ve erkek öğrenciler için ilköğretimin zorunlu ve ana dilleriyle yapılması ile beraber Türklerin ortak siyasi yapılanmalara gitmeleri yönünde kararlar alındı. Çarlık Rusya‘sının 1917‘de kan kaybetmesi ile oluşan yeni dönemde Türkler farklı politikaların izlenmesi gerektiğine inanmışlardı. Sosyalist ideolojinin müjdelediği özgürlük ortamı içinde yeni bir kurultay oluşturuldu. Bu kurultayda Tatar Türkleri olan "Birlikçiler", mevcut Rusya içerisinde muhtar yapıyı, Azerbaycan ve Türkistan Türkleri ise "Toprakçılar" olarak federalist yönetimleri savunuyorlardı. Türkler arasındaki bu fikir ayrılıkları Sovyetler Birliği‘nin oluşumu için bir sorun teşkil etmedi. Zarar gören taraf Türkler oldu. Yükselen özgürlükçü sesler bir süre sonra bastırıldı ve Sovyetler Birliği dönemi başlamış oldu.
Sovyetler sonrası başlattığımız buluşmalar ise aynen bu fikir adamlarının hedeflediği gibi, ortak amaçlar doğrultusunda hareket etme amacını taşımaktadır. Yeni dönemde gerçekleştirdiğimiz buluşmaların en önemlileri 10. ve 11. Türk Devlet ve Toplulukları Dostluk, Kardeşlik ve İşbirliği Kurultayları‘dır. 10. Türk kurultayına bağımsız Türk cumhuriyetleri, 6 federe devlet, 2 özerk cumhuriyet ve 11 Türk topluluğunun yanı sıra Avrupa‘da yaşayan Türk birlikleri katılmıştır. Katılım düzeyi olarak en düşük performansı gösteren ülke Özbekistan olmuştur. Kurultayda Kazakistan tarafından dile getirilen"Orta Asya Devletler Birliği" fikri Kazakistan‘ın Türk birliği düşüncesi doğrultusunda en aktif çalışan ülke olduğunu göstermektedir. 2007‘de Bakü‘de gerçekleştirilen 11. Türk Kurultayı devletler nezdinde çok önem arz eden bir buluşma olmuştur. En başta Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti‘ne yönelik izolasyonların kaldırılması ve Karabağ ile Irak konularında ortak kararların alınması son yıllarda atılmış önemli adımlardır. 40 maddelik bildirinin sunulduğu kurultayın sonuç kısmı da ortak amaçlarımız yönünde önem arz etmektedir.
20. yüzyılın başında İsmail Gaspıralı‘nın Türk birliği fikri için dillendirdiği "Dilde, fikirde, işte birlik" sözü bugün Türk devletleri için ortak slogan olmuştur. Şimdiye dek yapılan kurultaylarda alınan kararlar tamamen hayata geçmese de, 11. kurultayın hemen ardından devletçe yapılan ortak faaliyetler ve büyük projelere başlama çalışmaları geleceğin Türk dünyası adına büyük ümit vaat etmektedir. Bununla birlikte sivil girişimlerin varlığı da vazgeçilmez öneme sahiptir. Şu ana dek Türkiye‘nin ilgili ülkelerde yapmış olduğu eğitim faaliyetleri en büyük sivil girişim olarak tarihte yerini almıştır. Kazakistan‘da Hoca Ahmet Yesevi Üniversitesi, Azerbaycan‘da Bakü Qafqaz Üniversitesi, Kırgızistan‘da Manas ve Atatürk-Alatoo Üniversitesi, Gürcistan‘da Uluslararası Karadeniz Üniversitesi ve bunların yanı sıra açılmış olan ilköğretim, lise ve üniversite hazırlık kursları Türk dünyası birliği için atılmış en önemli adımlardır. Bunların devamının devlet ve sivil ortaklığı ile sağlanması daha büyük oluşumların ortaya çıkmasına sebep olacaktır.
Özbekistan bağımsızlığını ilan ettiğinden bu yana gerek Türkiye gerekse diğer Türk devletleriyle en çok sorun yaşayan devlet olmuştur. Geçimsiz tutumunu bugün dahi sürdüren Özbekistan, Türkiye‘nin ülkesindeki faaliyetlerini devamlı surette kısıtlamaktadır.