MHP lideri Devlet Bahçeli son derece önemli bir çağrıda bulundu.
Gazze’de devam eden Siyonist vahşete ilişkin değerlendirmelerde bulunan Bahçeli, HAMAS’a destek olunması gerektiğini ifade etti.
Ve tam da bu noktada, ‘Barış Gücü’ çağrısı yaptı.
Bahçeli'nin şu cümleleri çok önemli;
* “Birleşmiş Milletler’in derhal harekete geçmesi, en azından canlılık emaresi göstermesi, tedarik edilecek çok katılımlı “Barış Gücü”yle Gazze’de hüküm süren katliam ve Siyonist projeye darbe indirmesi artık hayat memat konusudur."
* "Bu cinayet ve melanet karabasanına karşı siyasi, askeri ve ahlaki temelde eylem etabına geçmek, ertelenmesi ve gecikmesi feci sonuçlara yol açacak insanlık görevidir!”
***
Bahçeli'nin bu çağrısı bana Milli Görüş lideri, Refah-Yol Hükümeti Başbakanı Prof. Dr. Necmettin Erbakan Hoca’mızın 'Filistin'e Mehmetçik' kararını hatırlattı.
Hatırlayınız lütfen; terör devleti İsrail’in Filistin’deki işgal ve zulmünü engellemek için, Millî Görüş Lideri Prof. Dr. Necmettin Erbakan, 54. Hükümet’in başbakanı olarak son derece ehemmiyetli bir karar aldı.
Başbakan Erbakan imzasıyla, Filistin’e Türk askeri gönderilmesine ilişkin alınan karar, Resmi Gazete'de 22 Şubat 1997 tarihinde yayımlandı.
Ve bu kararın alınmasından sonra Siyonistler Filistin'de bir kurşun bile atamadı!
***
Geçmişe dönüp şöyle bir baktığımızda, MHP ile Milli Görüş'ün çok kritik dönemlerde ortak hareket ettiklerini görüyoruz.
Bunlardan sadece bir tanesini zikretmek gerekirse;
* 1991 seçimlerinde Refah Partisi (RP) ile Milliyetçi Çalışma Partisi (MÇP) ve Islahatçı Demokrasi Partisi (IDP) seçim ittifakı yaptı. Bu ittifak sonunda Necmettin Erbakan ve Alparslan Türkeş yeniden parlamentoya girdiler. Aykut Edibali de... Her üç isme de rahmet diliyorum.
İnşallah, Devlet Bahçeli'nin 'Gazze'ye Barış Gücü' çağrısı gerçekleşir.
İnşallah!
ABD, ORTA ASYA'NIN KALBİNE BİR HANÇER DAHA SAPLADI!
Zengezur Koridoru...
Azerbaycan ve Ermenistan liderleri, Beyaz Saray'da Trump'ın ev sahipliğinde barış deklarasyonuna imza attı.
Şu güzellemelere bakar mısınız;
* Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev, "Nobel Barış Ödülü'nü Başkan Trump değilse kim hak ediyor?" diye sordu. Aliyev, Trump'a ABD ile Azerbaycan arasındaki askerî iş birliğine yönelik kısıtlamaları kaldırdığı için teşekkür etti.
Ermenistan Cumhurbaşkanı durur mu hiç;
* Paşinyan da "ara bulucu" diye tanımladığı Trump'ı, "olmasaydı böyle bir anlaşmanın mümkün olamayacağını" ifade etti ve kendisi de ABD Başkanı'nın Nobel'i hak ettiğini söyledi.
***
Burada çok konuşulmayan, üzerinde fazla durulmayan bir kritik husustan bahsetmemiz lazım!
O da, anlaşma ile kurulacak Zengezur Koridoru'nun işletmesinin 99 yıllığına ABD'ye devredilmesi!
Koridorun yeni adı da ilginç; "Uluslararası Barış ve Refah için Trump Rotası".
Bu gelişmenin Trump-Putin Zirvesi'nden hemen önce gerçekleşmesi "zamanlama" açısından son derece manidar!
Neden mi? Çünkü Zengezur Koridoru, Rusya'yı da ilgilendiriyor! Koridorun güvenliğinin sağlanması Rusya'ya ait olacak diye biliniyordu!
Gelinen son durum şunu gösteriyor; ABD, binlerce kilometre öteden Orta Asya'nın kalbine bir hançer daha sapladı!
Tıpkı Afganistan gibi... Tıpkı Irak gibi... Tıpkı Suriye gibi... Tıpkı Libya gibi...
***
Peki, Zengezur Koridoru nedir, kime yarayacak?
Koridor, Azerbaycan'a bağlı Nahçıvan bölgesinden başlıyor...
Ermenistan'ın güneyinde Zengezur (Ermenice Syunik) üzerinden geçerek bu bölgeyi Bakû’ye bağlıyor.
Azerbaycan bu koridor ile Nahçıvan'a doğrudan bir kara bağlantısı ile bağlanacak, böylelikle Türkiye ile de bağları güçlendirecek.
Amaç, ticari...
Buraya dikkat; Koridor, Ermenistan yasalarına göre işletilecek ve ABD liderliğindeki bir konsorsiyum tarafından yönetilecek.
Tamam da ABD ne alaka!
ABD SEVER BÖYLE ÇÖKMELERİ!
ABD, yıllar önce bölgemizde, yine böyle bir çökme planını uygulamak için kolları sıvadı!
Planın adı, “Chester Projesi”…
Adını, Amerikalı emekli Amiral ‘Chester’den alıyor.
Plan, esasen Osmanlı dönemine (1908) kadar uzanıyor.
Bir ayrıcalık planı. Ama ne ayrıcalıklar…
Amerika - Kanada ortaklı şirketin (OADC) Osmanlı Devleti’nin doğusunda demiryolu hatları inşa etmesi karşılığında, bu topraklarda inanılmaz, adeta sınırsız imtiyazlara sahip olmasının projelendirilmiş bir hali!
Şükür ki, araya harpler, savaşlar ve karışıklıklar girdi, Osmanlı döneminde Amerikalıların hevesi kursaklarında kaldı.
***
Fakat o da ne!
1908’den sonra yıllar geçmiş ama sömürü ve terör devletinin hevesi bir türlü bitmemiştir…
Yeni Türkiye Cumhuriyeti henüz ilan edilmemişti... 1923 yılı başları…
Bak hele! Yine o isim; Amerikalı emekli Amiral, Colby Mitchell Chester…
Henüz daha resmi kuruluşunu ilan etmeyen devletin kapısını çalar; “Ben geldim!”
- “Hayırdır, Bay Chester, neden geldin kapımıza?”
Chester, yıllar önce İstanbul’da gerçekleştirilemeyen, yarıda kalan işgal planını, Ankara’da toplanan Meclis’in gündemine aldırmayı başarmıştır.
***
Tarih; 8 Nisan 1923… Cumhuriyet’in ilanından kısa bir süre önce...
Yer; Büyük Millet Meclisi… Chester Projesi görüşülüyor. 9 Nisan 1923 (bir rivayete göre 10 Nisan) günü oylanıyor ve ezici çoğunlukla (185 kabul, 21 ret) Chester Projesi Meclis’ten geçiyor.
Fakat şu işe bakın ki; Avrupalılar bu plana itiraz ettiler!
Amerika ile Avrupalılar bu plan sebebiyle birbirlerine girdiler!
Musul-Kerkük ilginç bir şekilde ülkemiz sınırları dışında kalınca, ABD hükümetinin ve senatonun ‘Chester Projesi’ne ilgisi zaten gittikçe azaldı.
ABD hükümeti anlaşmayı desteklemekten vazgeçti.
Amerikan senatosundan geçmeyen ‘Chester Projesi’ başlamadan bitti.
***
* Bir işgal projesi olan Chester Projesi Anlaşması 99 yıllığına idi...
* Şimdi Zengezur Koridoru Anlaşması da 99 yıllığına!..
Bu Amerikalıların "99 takıntısı" nereden kaynaklanıyor olabilir?
Bileniniz var mı acaba!
---