Karamsarlık, annelerin çocuklarına bıraktığı bir
mirastır. Çocuk, bir yandan oyunların engin dünyasına doğru koşarken diğer
yandan, annenin birikmiş sıkıntılarını, çaresizliğini ve iyi gitmeyen hayat
hikayelerini dinlemeye devam eder. Bu hemen hemen hepimizin aşina olduğu bir
durumdur. Annelerimiz, geçmişte yaşadıkları sıkıntıları sayısız kere çocukları
ile paylaşarak farkında olmadan onlara, yakınmayı ve negatif odaklı gözlem
yapmayı öğretirler. Çocuk büyümüştür fakat hayatı bu karamsar duygularla
tanıdığından, küçük bir sarsıntıda yıkılır ve birinin desteği olmadan
toparlanamaz.
Yaşadığımız her zorluk, hissettiğimiz her acı ruhumuzda
ve benliğimizde bir iz bırakır. Bu izleri silemesek te, kabullenir ve
hayatımıza devam ederiz. Çünkü yaşananları silmeye yok etmeye ne gücümüz yeter
ne dermanımız
Acı bize isabet etmişse, Allah buna karşılık gelecek
kadar sabır, tahammül ve dayanma gücü veriyor. Eğer öyle olmasaydı, insanoğlu o
kırılgan ve naif yapısına karşın yaşadığı imtihanları sabırla savabilir miydi
Bu hayatın içinde acı var ama acıya karşı verilmiş bir direnç noktası da var.
Bu direnç noktalarından biri ve ön önemlisi, Allah tan gelene rıza
göstermektir, ikincisi ise, sıkıntılara sabırlar karşılık vermek ve mücadeleyi elden
bırakmamaktır. Eğer bir çocuk bu bilinçle büyürse, daha güçlü ve dayanıklı
olabilir. Bunun için annelerimiz yakınma psikolojisinden vazgeçip her derdin
bir dermanı olduğunu ve her insanın içine düştüğü denizden çıkabilecek kadar
yüzme bildiğini çocuğa anlatmalıdırlar.
Büyüklerimiz dermanı olmayan dert yoktur ama insanda
derman arama gayreti yoksa dertler katlanır derler. Bize düşen derman
aramaktır... Eğer susamışsanız, ilk yapacağınız şey suyu aramak olmalıdır. Aç
kalmışsanız ekmeğe ulaşmanın yolarını arayacaksınız. Yeter ki siz arayın,
derdiniz varsa bütün çareler kanatlarını açar ve sizi kendine doğru çeker.
Mevlana bu gerçeği şu dizeleriyle özetler: Neresi alçaksa su oraya akar, o
halde derdini sev, ilahı rahmeti celbeden kırıklığını nimet bil
Ne kadar sıkıntınız varsa o kadar çözümünüz var demektir.
Denize ulaşan küçük su arkları gibi çözümünde envai çeşit yolları vardır.
Herkes kendine uygun bir yoldan bu denize ulaşmaya çalışır. Yese düşüp
hayıflanmaya başladığınız da ise bütün kapıları kendi ellerinizle kapar ve
yakınmaya devam edersiniz.