Denenmesinde hiç bir kaybımız olmaz

Abone Ol

Silvan, Van, Hakkari, Beytüşşebap da 24 ay askerlik

yaptığımı daha önce yazmıştım.

Silvan, Van ve Hakkari de askerlik yaparken hoca olduğumu

yalnız asker arkadaşlarım bilirdi. Van Tugay komutanı da öğrenince beni Hakkari ye

gönderiverdi.

Hayatımda hiç bir şeyi olumsuz görmediğimden severek gittim

ve alay komutan yardımcısı Kurmay Yarbay Mehmet Sancaktar, (Sağ ise Allah

sıhhat ve ameli salih versin, öldüyse Allah rahmet eylesin) dosyamdan hoca

olduğumu öğrenince her gün ikindi üzeri nöbetçi subayına Mahmut Toptaş bugün

filan bölükte dini ders versin dermiş.

Mehmet Sancaktar, beni çağırıp da hiç görüşmedi. Ben de ona

gitmedim. Gitmeme de gerek yoktu.

Hizmet devam etsin o yeterlidir.

Bazı makam sahipleri vardır, seni görünce ayağa kalkar,

saygıda abartılı davranır ama ihtiyat ve tedbir hatalığına yakalandığından seni

en fazla engelleyen o olur.

Benimle her ikindi üzeri nöbetçi subayı muhatap olur ve ben

de her gün değişik bölüklerde görevimi yaparım.

Ama Van dan gönderilirken Beytüşşebab a gidecektik kar

yolları kapattığından altı ayı geçkin Hakkari de misafir olarak kaldık.

Baharla beraber yollar açılınca iki gün yürüyerek

Beytüşşebab a vardık.

Jandarma eri olmam sebebiyle ilk defa halkla karşılaştım.

Jandarma eri olarak normal muamele eden bu halk, hoca

olduğumu öğrendikten sonra evin başköşesine oturtur.

Hoca yürürken onun geçtiği yolu kesip geçmez.

Hoca geçtikten sonra geçer.

O eskidendi demeyin.

Aradan yıllar geçtiği halde hâlâ Güneydoğu da nüfusu az, dağ

köylerine diyanetin atadığı ve batıdan giden hocalarımıza aynı saygı

muamelesini göstermeye devam ediyorlarmış. Şehirlerde de saygı devam ediyor ama

şehir kalabalık olduğundan çarşıda kimin hoca olduğu bilinmediğinden önünden

geçebilirler.

Ben, devlete derim ki, Güneydoğu illerinde yaşı altmışın

üzerinde olan, en az 25 yıl medrese hocalığı yapan, geçmiş zamanlarda medrese

hocalığı yapmış ama medresesi kapatılmış olanlardan da dâhil, halen medresesini

ayakta tutan Kürt hocalarından bir heyetle yine yaşı altmışın üstünde olan,

resmi veya gayri resmi olarak dini hizmetlerini en az 25 yıl devam ettiren,

Hakk ın hatırını halkın üstünde tutan bir Türk heyeti bir araya getirilse ve

bir karara varmaları istense nasıl olur

Bu iki heyetin birleşmesinden sonra bunlar, halkı Müslüman

olan devletlerde ilmine, ameline, istikametine güvendikleri hocaları da

belirlemeye ve davet etmeye yetkili olsalar ve ondan sonra kaç gün sürecekse

sürsün, sonunda alınan kararın uygulanmasına geçilse ne olur

Hemen aklınıza Akil Adamlar olayı gelmesin. Akil Adamlar

projesi, bir seçim öncesinde kullanılan, işini iyi bilen, akıllı insanlar

hareketi idi.

İsterseniz şimdi o isimleri bir takip edin nerelerde ne

türden akıllı işler yaptıklarını bir görüverin.

60 yıl ilmiyle, imanıyla amel eden, eski tabirle Ulema-i

Amilin den olup hiç bir zaman geri adım atmayan, yalpalama yapmayan, dik

duran, Rabbin huzurundan başka hiç bir kimse veya şeyin önünde boyun eğmeyen

insanlardan bahsediyorum. Denenmesinde hiç bir kaybımız olmaz.