Batılı ülkelerin önayak olduğu koalisyonun Suriye ye
müdahalesi için geri sayım başladı. Gazete ve televizyonlarda vurulacak
hedefler için haritalar yayınlanıyor, oluşmakta olan muhtemel savaş planları
üzerinde uzun uzun konuşmalar yapılıyor.
Bir yanda bunlar yaşanırken, öbür yanda farklı
senaryolardan da söz ediliyor. Müdahale yapılacak mı, yapılacaksa ne zaman
yapılacak, hangi hedefler vurulacak, süresi ve sınırı ne olacak Bu soruların,
henüz net bir cevabı yok. Ayrıca İran-Rusya-Çin ekseninin rolü hususunda da pek
konuşan olmuyor. ABD, İngiltere ve Fransa, Suriye ye müdahale konusunda öteden
beri isteksiz davranıyordu. Geçen hafta meydana gelen kimyasal katliam
birdenbire Suriye konusunu dünya gündeminin en üst sırasına taşıdı. Bunun
üzerine 30 Ağustos ta toplanan İngiltere parlamentosu konu ile ilgili yapılan
oylamada 272 evet oyuna karşı 285 hayır oyuyla müdahaleyi reddetti. ABD de
meclis oylamasına gidileceğini duyurdu. Yapılan bazı değerlendirmelerde mevcut
rejimin İsrail açısından daha güvenilir olduğu, muhalif gruplar içerisinde yer
alan bazı unsurların İsrail i ve dolayısıyla Batı lıları endişelendirdiği
şeklinde gelen haberler de var.
Mısır daki darbe konusunda Batı lı dostlarıyla ve Körfez
ülkeleriyle ayrı düşen ve yalnızlaşan hükumet, Suriye nin vurulması meselesinde
bu ülkelerle tam bir mutabakat içerisinde görünüyor. Hatta kısmen açıklanan
askeri müdahale limitini yetersiz buluyor, onlardan daha fazlasını istiyor.
İleri sürdükleri gerekçe herkesin malumu; Beşşar Esad rejiminin yıkılması...
Neden
Çünkü Beşşar diktatör, Beşşar zalim...
Bu tespitlere bir itirazımız yok. Hatta şunu da ilave
edebiliriz: Beşşarın babası Hafız Esad da diktatördü, o da zalimdi.
Bulundukları, ülkede küçük bir azınlığa
dayanan bu aileyi, Suriye halkına zulmetmeleri için küresel sistem bunlara
iktidar yolunu açmıştır.
Asıl sorulması gereken soru şu:
Batılılar Esad halka zulmediyor, katliam yapıyor diye mi
operasyon yapmaya hazırlanıyor
Lütfen ölçülü ve insaflı olalım.
Bugüne kadar ABD ve Batılı ülkelerin müdahale ettiği
hangi ülke eskisinden daha iyi bir yönetime kavuştu ve daha müreffeh hale
geldi
Irak mı, Afganistan mı, Etiyopya mı, Libya mı ...
Hangisi
Hiç biri.
Müdahale edilen ülkelerde sadece işbirlikçi nöbetçiler
değişti, hepsi o kadar. Bu ülkelerde kan ve gözyaşı durmuyor, tam aksine
artarak devam ediyor.
O halde kendi ülkemizde, Güneydoğumuzda yaşanan sorunu
çözmek için uzlaşma zemini aranırken komşularımız için Batılıların askeri
müdahaleye ikna edilme gayretleri ne
anlama geliyor Eğer hükumetin talep ettiği çapta bir müdahale gerçekleşirse
bilinmelidir ki yanı başımızda yeni bir Irak bataklığını kendi elimizle
hazırlamış oluruz. Yani parçalanmış, yüzbinlerce belki milyonlarca masumun kanı
akmış, en az üçe, hatta dörde bölünmüş bir Suriye. Suriye ye müdahale istemek,
onlarca yıl sürmesi kuvvetle muhtemel olan iç savaşların kıskacında yok olmaya
terkedilmiş bir millet ve bir bataklık istemek anlamına gelir. Ayrıca kimyasal
silahları bu zalimlerin eline veren de gene o ülkelerle işbirliği içerisinde
olan küresel zalimlerdir. Mesela Irak ın
eski diktatörü Saddam Hüseyin in, İran-Irak Savaşı nda ABD nin desteğiyle
kimyasal silah kullandığını, gizliliği kaldırılan CIA belgeleri açıklığa
kavuşturdu! Halepçe katliamının gerçek faillerinin de aynı zalimler olduğu
açıkça ortada.
ABD ve Batılıların Suriye de yaşanan katliamlara iki
yıldan daha fazla sessiz kaldıktan sonra hareketlendiğini de dikkatle not
etmemiz gerekir. Bu müdahaleyi yapacak olanlar, müdahalecileri davet edenler ve
destekleyenler acaba Suriye nin geleceğini de düşünüyorlar mı Şayet
düşünüyorlarsa yapmaları gereken düşmanlığı artırmak değil, akan kanın durması
için devreye girmektir.
Suriye sorununun gerçek çözümü, içerideki tüm tarafların
ve taraf olmuş komşuların bir araya gelerek siyasi müzakere süreçlerini
başlatmalarıyla mümkün olabilir. Bu yöntemin dışında limiti ne olursa olsun
müdahale seçeneklerinin tamamı sorunu çözme yerine; Suriye yi ve bölgeyi daha
büyük bir kaosun içine sürükleyecektir.
Dış politika yönetimi deneme yanılma yöntemiyle
yürütülmez. Stratejik Derinlik le yön tayini yapıp Komşularla sıfır sorun
denemesine kalkıştıktan sonra, şimdilerde ortaya atılan değerli yalnızlık
kavramıyla başlangıç noktasının daha gerisine düşülmüştür. Bu defa
hariciyemizin değerli yalnızlık tan kurtulma adına küresel haydutlarla kol
kola değersiz birlikteliğe evrilmesi ancak akıl tutulmasıyla izah edilebilir.