Hem AKP’ye çok kızıp hem de AKP’den bir türlü vazgeçemeyen dostlarımız var.
Nerede “akıllarına yatan” bir iş varsa hemen “bizim parti” diye AKP’yi sahiplenir nerede de “kafasına yatmayan” bir iş varsa o zaman “sizin adamlarınız, bunların hepsini siz yetiştirdiniz” diye sorumluluğu bizim üstümüze yıkmaya çalışırlar.
Doğrudur AKP’nin kadrolarının çoğunu bizim eski arkadaşlarımız oluşturur ama bu arkadaşlık geçmişte kalmış bir haldir!
Ne zaman ki Millî Görüş gömleği kendilerine dar gelmiş ve bizimle yollarını ayırmışlardır ondan sonra bizim değil muhafazakâr demokratların arkadaşı ve yoldaşı olmuşlardır.
Rahmetli Erbakan Hoca’mız Millî Görüş davasından milim sapmanın ne büyük felaketlere yol açacağını hep anlatmış ve bizleri bu konuda ısrarla uyarmıştır.
AKP’li arkadaşların Millî Görüş gömleğini sırtlarından çıkarıp atmaları ise milim sapmadan çok daha öte bir ayrılıştır.
AKP’ye hem çok kızıp hem de bir türlü vazgeçemeyen dostlarımız ile sohbet ederken bugün yakınmakta olduğu konularla ilgili olarak onlar bizim aramızdayken bir yanlışlarına tanık olup olmadıklarını sorduğumuz zaman aldığımız cevap hep “olmadık” oluyor.
Evet, bizim aramızdayken, bizimle beraber yollarda yürürken ve şarkılar söylerken ne kadar da dikkat çekiciydiler.
Biz onları “davanın delisi” olarak sanıyorduk.
“Davanın delisi” olarak gördüklerimize “makam ve mevkiiler” ile karşılaşınca bir haller oldu!
Hele bu arkadaşlarımız “parayla pulla” tanışınca kendilerini hepten tanıyamaz olduk.
İşte o zaman “davanın delisi” olarak gördüklerimizin makam ve mevkiinin delisi haline geldiklerini görmenin üzüntüsünü yaşadık.
Makam mevkii söz konusu olunca, buna bir de para pul işleri eklenince milim sapmanın ne büyük felaketlere yol açtığını bir kez daha müşahede etmiş olduk.
Gördük ki insanların “kaybedecek bir şeyleri olmadığı” anları ile “kaybedecek pek çok şeyleri olduğu” zamanları arasında bir hayli fark oluyor.
İnsanların yokluktaki halleri ile varlıktaki halleri arasında dağlar kadar fark oluyor.
AKP’li dostlarımız kızdıkları zaman “onlar sizin adamınız” diyor ama onların çoğu bizimle bağını çoktan koparmış durumda.
Bazen bize bir tebessüm yolluyorlarsa da bu bizi sevdikleri için değil kendilerinin ihtiyacı olduğu için yüzümüze gülüyorlar.