Siyaset

“D-8 Devam etseydi bugün bu savaş yaşanmazdı"

Siyasetçi ve yazar Fesih Bozan, Sudan’da devam eden iç savaşı Milli Gazete muhabiri Yusuf Öztek’e değerlendirdi. Bozan, çatışmanın temel nedenlerini, bölgesel etkilerini ve çözüm yollarını anlatarak, Müslüman ülkelerin birlikten uzaklaşmasının bedelini ödediğini söyledi.

Abone Ol

Bozan, Sudan’da Nisan 2023’te başlayan savaşın, devlet yapısının çöküşünden ekonomik kaynakların paylaşımına, kabile çatışmalarından dış müdahalelere kadar birçok nedenin birleşimi olduğunu vurguladı.Ona göre bu savaşı geçmiştekilerden ayıran en kritik unsur, resmi ordu SAF ile paralel bir orduya dönüşen RSF arasındaki doğrudan iktidar kavgası.

RSF’nin Beşir döneminde milis güçlerden dev bir yapıya dönüştürüldüğünü belirten Bozan, “Hemedti’nin altın madenlerini kontrol etmesi RSF’yi ekonomik bir imparatorluğa dönüştürdü. Bu güç paylaşımı gerilimi çatışmanın fitilini ateşledi” dedi.

BÖLGESEL DENGELER SARSILDI: “SUDAN, BÜYÜK GÜÇLERİN ÇARPIŞMA SAHASINA DÖNDÜ”

Bozan, Sudan’daki iç savaşın yalnızca yerel bir iktidar mücadelesi olmadığını, aynı zamanda bölgesel ve küresel güçlerin nüfuz savaşı hâline geldiğini belirtti. Çatışmanın gidişatını etkileyen dış aktörleri ise şu şekilde değerlendirdi:Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE), RSF’nin çıkardığı altının dünya piyasalarına açıldığı ana merkez olduğunu ifade eden Bozan, Türkiye’nin ise çatışmaların ardından Burhan yönetimini destekleyerek Sudan ordusuna (SAF) SİHA tedarik ettiğini hatırlattı. Mısır ve Suudi Arabistan’ın, Nil üzerindeki jeopolitik hassasiyetlerden dolayı SAF’i desteklediklerini vurgulayan Bozan, Rusya’nın ise altın ve Kızıldeniz üzerindeki stratejik hesaplarına rağmen çatışmada açık bir taraf olarak konumlanmadığını söyledi.ABD’nin “insani kriz” söylemi üzerinden Sudan’da nüfuzunu artırmaya çalıştığını belirten Bozan, Washington’un temel hedefinin Sudan’ı Rusya-Çin ekseninden uzaklaştırmak olduğunu ifade etti.Bozan, “Sudan şu anda büyük güçlerin bilek güreşine sahne oluyor.” diyerek, dış müdahalelerin çatışmanın süresini uzattığını ve çözümü zorlaştırdığını dile getirdi.

ULUSLARARASI TOPLUM YİNE SEYİRCİ

Bozan, Batı’nın Sudan konusunda da etkisiz kaldığını vurgulayarak, “Müslüman kanı nerede akıyorsa uluslararası toplum ya sessiz kalır ya da çıkar hesabı yapar.” ifadelerini kullandı.

Sudan’daki insani krizinin her geçen gün daha da derinleştiğini belirten Bozan, bölgede yardımların ihtiyaç sahiplerine ulaşamadığını, milyonlarca insanın yerinden edildiğini ve açlık ile salgın hastalık riskinin hızla arttığını söyledi.Bozan, yaşanan tabloyu özetleyerek, “Sudan sahipsiz bırakıldı.” dedi.

KALICI BARIŞ İÇİN KİM DEVREYE GİRMELİ?

Bozan’a göre Sudan’daki çatışmanın sona ermesi ancak belirli aktörlerin devreye girmesiyle mümkün olabilir. Öncelikle yerel taraflar olan SAF ve RSF’nin ateşkesi kabul etmesinin zorunlu olduğunu vurgulayan Bozan, bu olmadan kalıcı bir çözümün mümkün olmadığını ifade etti.Bölgesel güçlerden Mısır, Çad ve Etiyopya’nın arabuluculuk yapabilecek kapasitede olduğunu belirten Bozan, uluslararası aktörlerin ise yapıcı bir rol üstlenmesi gerektiğini söyledi. Bu kapsamda BAE, Suudi Arabistan, Türkiye, ABD ve Rusya’nın, çatışmayı körüklemek yerine diplomatik süreci desteklemesi gerektiğine dikkat çekti.Afrika Birliği ve Birleşmiş Milletler’in ise meşru ve kapsayıcı bir diplomatik çatı sağlayarak süreci güçlendirmesi gerektiğini belirten Bozan, Müslüman ülkelerin dayanışmasının önemine işaret ederek şu ifadeleri kullandı:

EKONOMİ VE DEVLET YAPISI AĞIR DARBE ALDI

Bozan, Sudan’ın ekonomik ve toplumsal açıdan toparlanmasının çok uzun yıllar süreceğini belirterek savaşın ülke üzerinde bıraktığı derin tahribata dikkat çekti. Altyapının çöktüğünü, tarım ve enerji sektörlerinin durma noktasına geldiğini, bankacılık sisteminin zayıfladığını ve

toplumda büyük bir travma biriktiğini ifade eden Bozan, savaşın etkilerinin nesiller boyu sürebileceğini söyledi.Sudan’ın yeniden ayağa kalkabilmesi için kapsamlı bir güvenlik reformuna, hukukun üstünlüğünün tesis edilmesine ve uzun vadeli uluslararası desteğe ihtiyaç duyulduğunu vurgulayan Bozan, ancak bu şartlar sağlanırsa ülkenin kalıcı bir toparlanma sürecine girebileceğini dile getirdi.

“MÜSLÜMAN ÜLKELER LİDERSİZ KALDI; ÇÖZÜM ERBAKAN’IN D-8 VİZYONUNDA

Fesih Bozan, değerlendirmesinin sonunda çarpıcı bir mesaj verdi:“Müslüman ülkeler dağınık kaldıkça ABD, İsrail ve Batı’nın kurduğu sömürü düzeninin oyuncakları olmaya devam edeceklerdir. Erbakan Hocamızın kurduğu D-8’in ilkeleri yaşatılsaydı, bugün Sudan başta olmak üzere birçok coğrafya bu halde olmazdı.”