Cübbeli Hoca mı? Fransa mı? Orhan Pamuk mu? Cezayir mi? -II-

Abone Ol

Türkiye nin açmazları o kadar çoktur ki, bunun altından kalkmak da bir o kadar zordur. Cezayir sorununda Türkiye devleti hiç tereddüt etmeden Fransa nın yanında yer almıştı. Bir Müslüman Cezayir feda edilmişti. İslâm dünyasının içine bir hançer olarak sokulan İsrail i devlet olarak tanıyan ülkelerin başında da Türkiye geliyor. Aslında, burada dikkat çeken şey, Türkiye nin yönünün Batı ya çevrilmiş olması değildir, Türkiye nin yönünün İslâm dışılık olarak seçilmiş olmasıdır. İsrail bir Batı sorunu mudur, bir Orta Doğu sorunu mudur Bu sorun burada aşılamadığı sürece, bunun aşılması da bir o kadar zordur.

Felsefeleri, analitik bakışları, sezgileri, ferasetleri, daha doğrusu kişilikli bakışları olmayan devletlerin gelecek düşüncesi olmaz. Türkiye yönünü batı ya batıcılara ve Batı düşüncesine bağladığından beri açmazlarını aşmada zorlanıyor. Zorlanmayı bırakın bir adım bile atamıyor. İnsan kendisi olamayınca, istendiği kadar direnç göstersin, istendiği kadar çabalansın bir sonuç alınamıyor.

Çünkü Batı, kendine ait bir ruha, bir uygarlığa ve bir bütünlüğe sahiptir. Kendi içindeki değişimler, çatışmalar, gelişmeler kendilerini olgunlaştırmaya ve içselleştirmeye dönüktür. Batı kendi paradokslarını, kendi içinde aşmaya bakar. Yoksa onlar, bütün insanlığı içine alacak bir genellemeye asla bakmazlar.

Cezayir de, Afrika genelinde, Orta Doğu da, özellikle İslâm dünyasına dönük olan terör hareketleri, saldırıları ve hatta işkenceleri, kuşatmaları görmezlikten gelerek olayları değerlendirmek hiçbir sonuç getirmez. Bugün Irak ta bir soykırım yapılmıyor mu Afganistan ve bizim güneyimizde yaşananlar batı merkezli değil midir

Türkiye Devleti, önce kendi paradokslarını aşmalıdır.

Cezayir mi, Fransa mı Bugünden sonra, AB konusunda Türkiye önemli bir çıkmazdadır. Bu salt Ermeni soykırım iddiası değil, daha başka konuları da gündeme getireceği kesin. Müslümanları iyice kadük etmek, dönüştürmek ve hatta etkisiz kılmaya dönük olacaktır. Bu sorun burada bir başına kalmayacak. Bundan sonrası çok daha önemlidir.

Kıbrıs, başlı başına bir sorundur.

Ekümenlik başlı başına bir sorundur.

Türkiye deki Hıristiyanların durumu, geçmişteki olaylar ve gelecektekiler başlı başına bir sorundur. Türkiye nin bütün zenginlik kaynakları sorundur.

Ezanın minarelerde okunuşu bir sorundur. Bayraktaki hilâl bir sorundur. İstiklâl marşımız başlı başına bir sorundur. [Ama onların haçları, kiliseleri, çanları, zangırtıları hiç de sorun değildir.] Aklıma gelmişken ve bir çağrışım yapmışken, sevgili Paşa mızın Ezanı değiştirme niyeti Fransa ya hizmet olmuyor mu Fransızlar bunu istemiyorlar mı

Batı nın sağı, solu, faşizmi, bütün izmleri, ideolojileri onların sorunudur ve onlar eksenlidir. Faşizm denilince Hitler Mussolini, akla geliyor. Sırpların sınaypırları, keskin nişancıları ve Bosna daki soykırımlar Batı ruhludur ve Batı eksenlidir. Soykırım denilince gene Batı akla geliyor. Türkiye topraklarında kaç soykırım ve toplu mezarı var

Türkiye Cezayir soykırımı zamanında niçin Cezayir halkına sahip çıkmadı diye bir soru sormak gerek Fransa suçlanacağına önce kendisine bakmalı.

Şimdi komediler serisi başladı:

Malların boykotu. Geçmişte yapılanlara bakılırsa buda kötü bir tiyatro sahnesi olmaktan öteye gidemeyecek. Türkiye AB sevdasından vazgeçecek mi OYAK RENAULT markadan vaz geçebilecek mi Fransa Almanya uçak sözleşmesinden vazgeçecek mi Türkiye AB süreciyle ilgili gelişmelerden dolayı Fransa nın yakasından düşecek mi Türkiye, ey Cezayir sana haksızlık ettim, gelin biz aramızda bir birlik oluşturalım diyebilecek mi Osmanlı sınırları ülkeler işbirliğine yönelecek mi

Vay be Fransa Parlamentosu Ermeni soykırım yasasını kabul ederken, tam da aynı gün büyük yazarımız Orhan Pamuk Nobel edebiyat ödülünü de almaz mı

Benden bir soru Orhan Pamuk mu büyük Yaşar Kemal mi

Bu konuyu da bir sonraki yazımda değerlendireceğim nasip olursa.