Çok sevindirici atlatma haber...

Abone Ol

Çok sevindirici, hatta biz gazetecilerin tabiri ile atlatma bir haberi birazdan sizinle paylaşacağım.

Ancak bu sevindiren haber daha iyi anlaşılsın diye önce 1 Temmuz 2012 tarihinde yazdığım yazıdan bir bölümü sizlerle paylaşmak istiyorum;

Ali Deniz...

Deniz astsubayı..

9 Eylül 1997 tarihine kadar Türk Silahlı Kuvvetleri mensubu idi...

Antidemokratik 28 Şubat sürecinde, birçok silah arkadaşı gibi TSK ile ilişkisi kesildi.

Hükümet, son dönemde gerçekleştirdiği düzenleme ile Yüksek Askeri Şura (YAŞ) Kararları ile ordudan atılanlara bazı haklar tanıdı...

Ancak Ali astsubay bu haklardan istifade edemedi...

Neden mi

Deniz Astsubay, Yüksek Askeri Şura marifetiyle değil, resen emekli edilenlerden de ondan...

Ne kadar tuhaf değil mi

Bu alanda bir düzenleme olmadığı için ordudan Kararname ile atılanlar şu an hâlâ mağdur.

Bir düzenleme ile bu haksızlığın düzeltilmesi gerekiyor.

Resen Emekliler Derneği gerekli girişimleri yapıyor ama şu ana kadar yaptıkları başvurulardan hiçbir sonuç alabilmiş değiller...

Ali Deniz ve beraberindekiler geçtiğimiz günlerde TBMMye gidip dertlerini anlatmaya çalıştılar...

Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmazla görüşmeye çalıştılar...

Görüştüler de...

Ama kapı aralığından..

Bakan İsmet Yılmazın söylediği şu oldu: "Size haksızlık yapıldığını biliyoruz ama şimdi sırası değil, zamanı gelince bu duruma da eğileceğiz..."

İyi de o zaman ne zaman sayın Bakan!

TSKdan atılan mağdur Ali Denizden yeni bir mektup aldım...

Şöyle diyor:

TBMM Dilekçe Komisyonuna, TBMM Milli Savunma Komisyonuna, TBMM Adalet Komisyonuna dilekçe yazacağım... Ben 1997de resen emekli edildim ama bu benim gerçek cezam olamaz... "Gece uykularım kaçıyor, vicdanım çok rahatsız" diyeceğim... Utanarak söylüyorum; namaz kıldım, örtülü hatunla evlendim ve Erbakan hocaya oy verdim... Yine utanarak söylüyorum ki sicil amirime kafa tuttum, yalakalık yapmadım... Bu halimle tekrar yargılanmak ve hak ettiğim cezayı almak istiyorum... Benim cezam resen emeklilik olarak verilmiş olsa da bu beni tatmin etmedi... Vicdanım rahat değil, şu haliyle vicdanım yaralı. Cezamı çekmek ve ALLAHın huzuruna ak pak çıkmak istiyorum... Saygılarımla arz ederim"

Ali Denizle ilgili son bir not: Deniz, tüm bu mağduriyetlerden sonra Türk vatandaşlığından çıkmak istediğini ifade etti...

Sorumlu mevkide bulunanlara seslenmek istiyorum;

Bu tablo sizi hiç mi rahatsız etmiyor

İşte o sevindirici ve atlatma haberi veriyorum..

Başta Ali Deniz olmak üzere çok sayıda TSKdan atılmış subayı ilgilendiren ve onların mağduriyetlerine son verecek yeni bir düzenleme Bakanlar Kuruluna gelmek üzere.

Tasarı şu an Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağın masasında.

Bu düzenleme, Yüksek Askeri Şura kararları dışında resen emekli edilen askerleri maddeten rahatlatacağı gibi -en önemlisi- itibarlarını da iade edecek.

Konuyu bu köşeye defalarca taşımış bir yazar olarak böyle bir gelişmeden mutlu olduğumu ifade etmek istiyorum.

Tekrar edeyim; Türkiyenin ve dünyanın hangi köşesinde olursa olsun mağduriyet, zulüm, baskı görenlerin her dem yanında bu köşe... Yeter ki bize ulaşsın...

Fehmi Koru Milliyete mi geçiyor

Takip eden biliyor; Derya Sazak, Fehmi Koru, Prof. Dr. Mustafa Erdoğan ve Fuat Keyman uzun bir süredir TRTde politik Açılım isimli programı yapıyor.

Şimdi bu ekipten biri, Derya Sazak yıllar önce getirildiği Milliyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmenliği koltuğuna yeniden oturdu. Sazak aynı gazetede yazarlık dışında Okur Temsilcisi görevini de sürdürüyordu.

Medya kulislerinde konuşulan konu ise şu; Zamandan Yeni Şafak gazetesine geçen, oradan yine Zamana geçtikten sonra fazla kalamayarak Star Gazetesinde yazmaya başlayan Fehmi Koru Milliyette mi yazmaya başlayacak

Böyle bir kulise sebep olan saik ise, Korunun Milliyet Genel Yayın Yönetmenliği koltuğuna oturan Derya Sazakın yakın arkadaşı olması...

Bir dayanak daha var; Fehmi Korunun uzun süredir Hürriyet Gazetesi ya da buna yakın bir çizgideki gazetede yazmak istediği dillendiriliyordu.

Korunun son transfer olduğu Star Gazetesinde de çok rahat olmadığı gelen bu bilgileri pekiştiriyor.

Ne dersiniz Fehmi Koru Milliyette yazmaya başlayacak mı

Sadettin İnandı

Ankara büroları, gazetelerin mutfağı -sizin anlayacağınız dille yazı işleri- için katalizör benzeri bir misyon üstlenirler...

Yazı işleri toplantılarında haberler tartışılırken genel yayın yönetmeni, yazı işleri müdürü ve editoryal ekip Başkentten gelen/gelecek haberlere dikkat kesilir.

Milli Gazetenin de öyle...

Son dönemde Milli Gazete Ankara bürosunun ses getiren, etkili, atlatma haberlerini gazetede okuyorsunuz.

Bunlardan biri var ki, çok geniş bir kesimin rahatlamasına vesile oldu; Şeker Fabrikalarının özelleştirilmesinden -en azından şimdilik- vazgeçilmesi...

Adeta altın yumurtlayan Şeker Fabrikalarının özelleştirilmesinin yanlışlığını anlatan 30dan fazla yazı ve haberin altında imzası olan isim ise Milli Gazetenin Ankara Haber Müdürü Sadettin İnan.

Sattırmadık manşeti bu çalışmaların sonucu doğdu.

Sadettin son 1-2 yıldır mesaisinin önemli bir bölümünü bu konuya ayırdı, İnandı ve başardı.. Tebrikleri haketti.

Sıra geldi, şeker pancarı kotasının kaldırılmasına.

Ha gayret Sadettin...

NOT : Bugün 15 Ekim 2012 Pazartesi... Uyan da balığa gidelim... İktidarın 2012 yılında yeni Anayasa vaadini sıcak tutmak adına... 2012den 9 ay 15 gün daha eksildi. Yeni sivil anayasanın yazımına başlandı, ilk cümleler ortaya çıktı... Ama bugünlerde tık yok... Takipçisiyiz...