Çok bilinmeyenli denklem!

Abone Ol

Dünyanın neresinde bir kaos ortamı, bir savaş, karışıklık varsa, biliniz ki; o coğrafyada Siyonist kuklası küresel eşkıya ABD ve Siyonist İsrail’in parmağı vardır. Küresel eşkıya ABD, bitmek tükenmek bilmeyen iştihasıyla, savaş çığırtkanlığı yapan silah tüccarlarını beslemek için, savaşları kışkırtır, terör örgütleri kurar, onları finanse eder, ülkelerde iç karışıklıklar çıkarır,  farklı grupları birbirlerine kırdırır. MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin “İmralı DEM grubuna gelsin, terörün bittiğini haykırsın” çıkışından sonra önceki günlerde bir yeni bir dönemeç yaşandı. Terör örgütü elebaşı, bebek katili Abdullah Öcalan’dan gelen “Terör örgütü kendini feshetsin, PKK silah bıraksın çağrısı” DEM Parti İmralı heyetince milyonların önünde bir şova dönüştürülerek okundu. Sanki bu filmi biz daha önce de görmüştük gibi bir izlenime kapıldık… Daha önce de terör örgütüyle çeşitli defalar müzakere yapılmıştı… Oslo’da, Dolmabahçe’de…Ünlü “açılım” günlerini hatırlayın… Erdoğan Diyarbakır’a gitmiş, yanına İbrahim Tatlıses’i de almıştı. Irak’taki Kürt bölgesinden de Şivan Perver isimli halk sanatçısı gelmişti. Üçü el ele verip Megri Megri ağıtını söylemişlerdi. Bu açılım sürecinde, Kürt sorununun çözüleceğine ilişkin özellikle yandaş medyada  kamuoyuna müthiş bir enformasyon bombardımanı yapılmıştı. Akil sıfatı yakıştırılan bir sürü isim Türkiye’yi geziyor, Erdoğan’ın büyük barışı sağlayacak tek adam olduğunu anlatıp, Kürt sorununun çözüleceğini bizlere yutturmaya çalışıyorlardı. O dönemde Habur sınır kapısındaki oynanan tiyatroyu da unutmadık tabi… Gelelim bugüne… Terör elebaşı Abdullah Öcalan, “PKK kendini feshetsin çağrısı” yaptı… Bize göre Türkiye’nin başına küresel eşkiya ABD ve Siyonist İsrail tarafından bela edilen PKK’nın durumu çok bilinmeyenli denklemdir. Derinlemesine analiz edersek ve şöyle bir düşünürsek; aslında PKK sorunu, bebek katili Abdullah Öcalan’ın yakalandığı gün bitmeliydi…Şimdi kağıttan süslü lafları okuyarak bu sorun bitirilebilir mi? Bu denklemde Siyonist kuklası ABD ve Siyonist İsrail’i nereye koyacağız? PKK’nın Suriye uzantısı PYD ve YPG’nin durumu ne olacak? Bebek katili Öcalan, Bahçeli’nin “Umut hakkından yararlansın” şeklindeki çıkışından nasıl medet umacak? Bebek katili serbest bırakılacak mı? 40 yıldır binlerce evladını PKK belası dolayısıyla şehit veren on binlerce ailenin bu duruma bakışı ne olacak? Nasıl bir helalleşme süreci izlenecek? Birkaç gündür bu çağrıya ilişkin kamuoyunun nasıl bir tepki vereceğini merakla izliyoruz. Milletimiz bu çağrıya olumlu bir reaksiyon göstermedi. Yandaş medyanın bağırıp çağırmasına, çağrıyı allayıp pullamasına rağmen, milletimiz canımızı yakanlara karşı  temkinli yaklaşıyor. Zira, bu filmi daha önce izledik, oyuncuları da replikleri de ezbere bilmekteyiz. Yıllardır bizim yumuşak karnımız olduğunu bildiği ve canımızı acıtması için kılını kıpırdatmadığı Siyonist kuklası ABD ve Siyonist İsrail’in bu çağrıyı sümen altında ve arka kapılar ardında nasıl değerlendireceğini de elbette merak etmekteyiz. Sormamız gerekiyor: Devletimiz teröristlerle müzakere mi eder, mücadele mi eder? Gerçek bir barış, her bir vatandaşımıza aynı hukukun uygulandığı, insanımızın umut ve aidiyet duygularının örselenmediği, ötekileştirilmediği, birbirine düşman yapılmadığı ve en önemlisi vicdanların huzur bulduğu bir samimiyetle mümkün değil midir? Bizler, açıklamalara değil samimiyete ve ne yapılacağına bakacağız. Milletimizin de beklentisi bundan ibarettir…Diğer yandan barış nutukları atılırken, siyaset denkleminde de yeni oyunlar kurulabileceği, bu denkleme DEM partinin çekilmeye çalışıldığına dair de farklı senaryoların gerçekleştirilmeye çalışıldığı söylentileri de ayyuka çıkmış durumda. Bu denklem, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın zamanında gerçekleştirilecek bir seçimde yeniden Cumhurbaşkanı adayı olabilmesi için yapılacak bir Anayasa değişikliğinde meclis aritmetiğinde DEM Parti’nin desteğine ihtiyacı olması…Gerçi AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Yayman, seçim tarihi için 2027 tarihini işaret etti, Erdoğan’ın da aday olacağını söyledi ama…Yine de dediğimiz gibi bu çağrıyı doğru okumak, doğru analiz etmemiz lazım…Bizim için bu çağrı çok bilinmeyenli denklendir… Bu çok bilinmeyenli denklemi ünlü fizikçi Einstein çözebilir mi acaba?