Cihat Bir İnsanlık Vazifesi

Abone Ol

Türkiye’de yeteri kadar anlaşılmamış konuların başında Müslümanlara emredilen cihat farzı gelir, sanırım. Konu üzerinde konuşan çok! Fakat Allah’ın kitabı ve Allah Resulü’nün (sav) hayatındaki pratikleri ölçüsüyle öğrenilmesi çok önemli. Çünkü kitap ve sünnet İslam’ın temel kaynaklarıdır.

Bugünkü dünyada cihat konusunu Türkiye ve dünya gündemine taşıyan lider Prof. Dr. Necmettin Erbakan Hoca oldu. O, cihadı hem teorik olarak anlattı, hem de pratiğini gösterdi. Cihat merkezli bir çalışma yaptı. “Biz siyaset değil, cihat yapıyoruz” sözü bunun en açık örneğidir.

Erbakan Hoca, vefatından 1 sene kadar önce NTV’nin Yazı İşleri programında Ruşen Çakır’ın sorularını cevaplandırdı. Sayın Çakır’ın, “Yaşınızdan dolayı kenarda dursanız ” sorusuna şöyle karşılık verdi: “-Herkes namaz kılacak, siz kılmayacaksınız, öyle mi Öyle şey olur mu Bizim yaptığımız iş cihattır. Cihat bir insanlık vazifesidir. İbadetlerin en büyüğüdür. Yaşla, başla ilgisi yoktur. Ebû Eyyûb el-Ensarî Hazretleri 96 yaşında İstanbul önlerine geldi. Altı oğluyla birlikte cihat etti, şehit oldu.”

“Sizin çalışmalarınızla o savaşları bir mi tutuyorsunuz ” sorusuna da, “Evet, bir tutuyorum. Niyet aynıdır. Cihat; bütün insanların saadeti ve hak ve adaletin hâkim olması için disiplinli bir topluluk halinde bütün gücümüzle çalışmaktır. Aynen namaz gibi bir vecibedir.”

Bu yüzyılda İslam’ın cihat ibadetini cesurca bize öğreten ve nasıl yapılacağını gösteren büyük mücahit Erbakan Hocamı Allah Peygamber Efendimize (sav) komşu eylesin!

CİHAT DEVAMLI YAPILIR

Cihat; “cehd” kökünden gelir ve gayret sarf etmek, uğraşmak, çabalamak anlamlarını taşır. Bütün hak, hayır ve iyilikler İslam’dadır. İslam’ın emirleri insanlar arasında yayılmalı ki; temiz nesiller yetişsin, insanlık huzur ve barış iklimine yelken açsın. Bu güzelliklerin oluşması için gayret gösteren kişiye “mücahit” denir.

Fıkıh kitaplarındaki bilgilere göre cihat; İslam’ın öğrenilmesini, Müslümanlar arasında yaşanılır hale gelmesini, gelecek nesillere aktarılmasını ve gayri müslimlere tanıtılmasını amaçlar.

Cihat ayetlerinin çoğunda “Fî sebil’illah - Allah yolunda” ifadesi kullanılır. Müslümanların Allah’ın yolu, Allah’ın davası uğrunda çalışmasını emreder. Çünkü Allah kâmil kudrettir, ezelî ve ebedîdir. İnsan ise, noksan sıfatlardan kurtulamaz, fânidir. Şüphesiz Allah’ın indirdiği ayetler mükemmeldir, insanlık için kurtuluş reçetesidir. “Cihat, kıyamete kadar devam edecektir.” (Ebu Davud, Cihat, 33)

Cihat edenler, Allah’ın davası ve insanlığın saadeti için çalıştıklarından Allah Katında büyük derecelere ulaşırlar. Namaz, oruç, zekât gibi ibadetlerin faydası ya insanın kendisine veya az bir insanadır. Halbuki cihat ibadeti bütün insanlığın saadeti için yapılır. Derecesinin büyüklüğü de buradan gelmektedir.

Yeryüzünde, İslam’ın prensiplerini canla başla tebliğ edecek fedakâr bir topluluk bulunmalıdır ki, bu evrensel hak din bütün insanlığa ulaşsın. Cihat, ne ulvi bir görevdir!

EN HAYIRLI İBADET

Hak, hayır ve iyiliklerin yayılması için çalışmak en büyük ibadettir. Allah Resulü (sav) cihadın derecesini soran bir sahabeye, “Bir ömür namaz kılmak, bir ömür oruç tutmak gibi” olduğunu anlatmıştır. Çünkü cihat eden Allah yoluna baş koymuş nasipli insandır. Yaptığı ibadetin meyvesi bütün insanlığa ulaşmaktadır.

Cihat; insanlığa yaşanabilir bir saadet dünyası sunma mücadelesidir. Savaş, sömürü, öldürme, yalan, iftira gibi insan onurunu zedeleyecek her kötülüğü ortadan kaldırma çalışmasıdır. Mücahit, insanlığın hizmetine girmiş bir fedaidir.

İsterseniz cihat ibadetinin büyüklüğünü bir de Kur’an-ı Kerim’den dinleyelim:

“Ey iman edenler! Sizi acıklı bir azaptan kurtaracak bir ticareti size göstereyim mi

Allah’a ve Resulüne iman eder, mallarınızla, canlarınızla Allah yolunda cihat edersiniz. Eğer bilirseniz bu sizin için daha hayırlıdır.

İşte bu takdirde O, sizin günahlarınızı bağışlar, sizi altlarından ırmaklar akan cennetlere, Adn cennetlerindeki güzel meskenlere koyar. İşte en büyük kurtuluş budur.

Seveceğiniz bir şey daha var: Allah’tan yardım ve yakın fetih. Müminleri (bunlarla) müjdele.” Saff Suresi, Ayet 10-13)