Cevat Ayhan’ın yüreğinden: Nureddin Topçu

Abone Ol

Önce yürek yangınımızı ortaya koyalım. En sonda söyleyeceğimizi en başta ifade etmiş olalım. Cevat Ayhan, Bahri Zengin, Recai Kutan, Süleyman Arif Emre, Ertan Yülek, Mehmet Şevket Eygi, Bedri İncetahtacı, Yasin Hatipoğlu, Ali Haydar Haksal ve daha nicesi…  Milli Görüş camiası tarafından filmi ve belgeselleri yapılması gereken, üzerine kitaplar hazırlanıp, tezler yazılması elzem olan isimlerdir. Bu isimler Milli Görüş fikriyatının teşekkülünde oldukça önem arz ediyor. Buna rağmen bu denli ciddi bir mütefekkir kadrosu olup da bu isimlerden bîhaber olmamız yürek yangımızın asıl sebebi. Milli Görüş hareketinin aksiyoner bir hareket olmasından dolayı olsa gerek, kültür ve sanatın biraz ötelendiğini söyleyebiliriz. Oysa kültür ve sanat, bilgi ve fikir temeline dayanmayan her aksiyon geçicidir. Heyecan varsa aksiyon vardır. Peki ya o heyecan bitme noktasına gelmişse? Bugün var ama yarın yoksa?  Heyecan yoksa içi boş sloganlar, zemine ve zamana göre değişen söylemler ve eylemler vardır.   

 Erbakan hocamız, gerek siyasi partilerinin tüzüklerinin yazılması noktasında, gerekse mücadelesini verdiği, yaşanabilir bir türkiye, yeniden büyük türkiye, yeni bir dünya, adil düzen gibi partisinin siyaset sahnesine taşıdığı fikriyatın  ana fikrini işleme noktasında bu mütefekkir kadrosundan ciddi şekilde istifade etmiştir.  Yine gümüş motor tecrübesinde, dergi, gazete, televizyon gibi her türlü sahada ilklere imza atarak hareketini fikri bir zemine oturtmayı başarmıştır.  Bu yazımızda da bu fikri zemine ömrünün sonuna kadar omuz veren Cevat Ayhan’ın gönül ve fikir dünyasına eğilmeye çalışacağız. Onun gönül dünyasını inşa eden isim Mehmet Zahit Kotku Hazretleri, gönlün ve fikrin aksiyona dönüşmesini sağlayan isim ise Erbakan Hocamızdır. Her biri hiç şüphesiz kendi sathında kıymetlidir. Biz ise daha çok Cevat Ayhan Bey’in Hece Dergisinin ‘‘Bir Düşünce ve Yarınki Türkiye Tasarımı olarak Fikir ve Sanatta Hareket ve Nureddin Topçu’’ üst başlığı ile 2006 yılında yayınlanan Nureddin Topçu Özel Sayısında kaleme aldığı yazıdan hareketle fikir dünyasına eğilmeye gayret edeceğiz.

Yazıda Nureddin Topçu Hoca ile ilk defa 1958 yılı sonbaharında, İstanbul’da üniversite yıllarında Milliyetçiler Derneğinde verdiği seminerlerde tanıştığını ifade eder. Yazının en güzel yanı da sadece siyasi kimliği ile tanıdığımız Cevat Ayhan’ın, çocukluğundan itibaren okumaya olan iştiyakını, dergilere olan muhabbetini ortaya koymasıdır. Hangi dergiler, hangi kitaplar yok ki listede? Necip Fazıl’ın Büyük Doğu’su, Mehmet Şevket Eygi’nin İslam Mecmuası,  Varlık, Yücel, Akis, Türk Yurdu gibi dergileri nasıl edindiğini ince ince anlatır Cevat Ayhan.  Yazının adı; ‘‘Hocamız Nureddin Topçu’dur.’’ Yazı başlığından başlayan samimiyet, heyecanlar, hayranlıklar yazının ilerleyen bölümlerinde devam eder:

‘‘Hocamız, ziyaretlerde sohbetleri ile düşüncelerimizi berraklaştırır ve gönlümüzü aydınlatırdı. Yunus’tan, Mevlana’dan, Mehmet Akif’ten, gönlümüzü, manevi dünyamızı aydınlatan ilim ve irfan önderlerimizden bahseder, kendilerinin erin muhabbetle bağlı oldukları hocaları Abdülaziz Efendi ile geçen sohbetleri anlatırdı.’’

Özel anılarına da yer vermeyi ihmal etmez Cevat Ayhan Bey: ‘‘Hocamız 27 Mayıs 1960 darbesini büyük üzüntü ile karşılamışlardı. -Osmanlı ordusu ülkeler, kıtalar fethederdi. Biz bugün Ankara’yı işgal ediyoruz- derdi.’’

Özellikle Cevat Ayhan’ın düşünce dünyasını şekillendiren siyasi hayatının da özeti niteliğinde Nureddin Topçu hocanın Maarif Davası isimli eserinden bir iktibas ile yazısını nihayete erdirir:

‘‘Bize, bütün hareketlerimiz için değer ve kaide sunaca, satıcıdan siyasiye, doktordan gazeteciye, çocuktan ihtiyara kadar hepimizin yaşayışına ruh ve mana katacak, anlaşılmış, sistemleştirilmiş, hikmetleri, bütünün birliği içinde saklayarak her aleme pencerelerini açacak bütün mektebin temel hakikatlerini ihtiva eden bir kitaba muhtacız. Bu kitabı, asrın anlayışıyla, bütün hürriyet, bütün hikmet ve bütün hakikatiyle mektebimize temel yapmalıyız. Bu Kitap Kuran’dır.’’

Cevat Ayhan Beyin fikir dünyasına eğildiğimizde karşımıza çıkan tek isim elbette Nureddin Topçu değildir. Üniversite yıllarında Milli Türk Talebe Birliği ve Aydınlar Ocağında Nihat Sami Banarlı, Mehmet Kaplan, Sebahattin Zaim, Faruk Kadri Timurtaş, Tarık Buğra, Ahmet Kabaklı, Ali Nihat Tarlan gibi kıymetli isimlerden istifade etmiştir.  Sık görüştüğü isimlerden birisi de Mehmet Şevket Eygi’dir.

Öncüler, zor zamanlarda büyük işler yapar ve büyük insanların yetişmesine vesile olur. Bu büyük insanlar da önümüzü, yolumuzu açar. Gerektiğinde yol olur. Bizlere yol açan, gerektiğinde yol olan kıymetli büyüklerimizin fikir dünyasına bu yürek yangınımızı harlamak için başka isimlerle yazı dizisini devam ettirmeye gayret edeceğiz. Belki daha güzel çalışmalara vesile olur ümidi ile… Rabbim; büyüklerimize vefamızı ödeyebileceğimiz bir çaba içerisinde, bizleri istihdam eylesin.