Çekirdek Koalisyon'dan "Çaktırmadan Vuruşlar"

Abone Ol

Ortadoğu son şeklini almaya doğru koşar adım giderken,

yeni kırmızıçizgiler ve dokunulmazlar da birer birer ortaya çıkıyor. Son

gelişmeler, Sykes-Picot sınırlarının yerini arka planda ABD nin olduğu NATO nun

çizeceğini gösteriyor. Newport Zirvesi nde kurulmasına karar verilen Çekirdek

Koalisyon da bu işin üstlenicisi konumunda.

Bölgede yeni aktörler ve ittifakların kendisini

hissettirmeye başlaması, oyunda kararsızların dışarıda tutulacağı sil baştan

durumunu gündeme getirmiş durumda.  Bu da

haliyle oyunu daha da kızıştırıyor. Türkiye nin sessiz rol kapsamında NATO

tarafından oluşturulan bu Çekirdek Koalisyon içerisinde yer alması da, bir

anlamda bu mecburiyetin bir sonucu gibi.

Mecburiyetler aslında sadece bununla sınırlı değil.

Türkiye üzerinde uzunca bir süredir yürütülen bir takım kampanyaların da etkili

olduğu görülüyor. Bunların başında da bölgedeki terör örgütleri ile arasında

bir ilişkinin olduğuna yönelik iddialar geliyor. Türkiye, en azından bu

iddiaların gerçek dışılığını ispatlamak için bile bu koalisyonun içinde yer

almak zorunda kalmışa benziyor.

Daha da ötesi, artık bu örgütlerin Türkiye nin güvenliğini

de ciddi manada tehdit etmeye başlaması. Nitekim yapılan son değerlendirmelerde

Türkiye nin kırmızıçizgisinin sınırda bir savaş çıkmaması olduğu ifade

ediliyor. Bunun anlamı çok açık; Türkiye Pakistanlaşmak istemiyor ve tezgâhın

farkında!

Afganistan da ABD ile ters düşen Pakistan ın durumu

ortada. Afganistan yeniden inşa edilirken, Pakistan yıkılıyor! ABD işgalinden

bu yana Pakistan da istikrarsızlıklar birbirini takip ediyor. Temel neden,

Pakistan İstihbarat Örgütü ISI nın CIA ile ortak bir operasyona yanaşmaması.

***

Benzer durum Türkiye için de geçerli. Suriye-Irak

ikilisi, bir anlamda Ortadoğu nun Afganistan ı. Bölgedeki birçok ülke

Ortadoğu nun Pakistan ı olmaya aday olsa da, mevcut şartlar itibarıyla

Türkiye nin buna bir adım daha yakın olduğu görülüyor. Bunun en temel nedeni

de, bölgede ABD/Batı ile başta Kürt politikası olmak üzere, birçok konuda

ayrılık yaşaması.

Nitekim Mayıs 2013 te ilişkilerin bıçak gibi kesilmesi ve

Mısır üzerinden Türkiye nin değerli yalnızlık içerisine itilmesi, buradaki

cezalandırma politikasının bir sonucu olarak karşımıza çıkıyor.

Mısır sonrası, örtülü savaş ın son numarası IŞİD

tehdidinin ani gelişimiyle birlikte bölgedeki dengelerin yeniden değişmeye

başladığı ve Türkiye nin de bir durum değerlendirmesine gitmesi gereken bir

sürecin yaşandığı görülüyor.

IŞİD in burada Kürtleri hedef alması tesadüf değil. Kürt

petrolünün Türkiye üzerinden sevki ve paralarının bir Türk bankasında

toplanıyor olması, bölge Kürtlüğü ile bir birleşmeden bahsedilmesi, hiç

kuşkusuz Sykes-Picot düzeninin artık yıkıldığını ve yeni bir düzenin kurulması

gerektiğini gösteriyordu. Dolayısıyla, bölge-bölge dışı aktörlerin Kürtlere ve

Kürdistan a yönelik ilgisinin fazlasıyla arttığı bir dönemle karşı

karşıyayız.

İlk bakışta tamamen insani   gerekçelere dayandırılan bu yaklaşım, IŞİD

tehdidine karşı bölge Kürtlüğünün bir taraftan silahlandırılmasını esas

alırken, diğer taraftan da operasyonel desteği öngörüyor. ABD nin IŞİD e

yönelik gerçekleştirdiği hava operasyonları bunun göstergesi.

***

Gelişmeler yukarıda da belirtildiği üzere, Afganistan ın

işgali sonrası BM üzerinden devreye sokulan ABD liderliğindeki koalisyon

güçleriyle birlikte, NATO-ISAF kuvvetlerinin Yeni Afganistan ı inşa sürecini

büyük ölçüde andırıyor.

Benzerlik sadece bununla sınırlı değil. ABD nin bölgeyi

işgaline ortak tehdit (ya da düşmanımın düşmanı dostumdur mantığıyla hareket

eden) gerekçesiyle göz yuman devletlerden bazılarının bugün yine ABD ile

birlikte yeni ortak tehdide (IŞİD) karşı bölgede işbirliği başlatması da söz

konusu; ABD-İran-Suudi Arabistan örneği gibi...

Bu işbirliği şu an için Irak olmakla birlikte, süreçteki

gelişmelere bağlı olarak Suriye yi de içine alabilir.  Burada özellikle İran ve Almanya nın izlemiş

olduğu politikalar da dikkat çekici. Almanya ve İran bölgede bir Kürt devletine

karşı olduklarını açıklarlarken, diğer taraftan IŞİD tehdidine karşı bölge

Kürtlerine her türlü desteği vermekten çekinmiyorlar.

Türk yakın çevresini oluşturan Irak ve Suriye üzerinden

Yeni Ortadoğu nun inşasının NATO tarafından gerçekleştirileceği ve buna bazı

bölge devletlerinin de destek vereceği görülebiliyor. Rusya nın, Suriye de

Ukrayna üzerinden etkisizleştirilmesi de burada önemli bir yere sahip.

Dolayısıyla, asıl hedef Suriye olarak karşımıza çıkıyor!

Bu kapsamda Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov un, ABD nin

terörle mücadele adı altında Beşar Esad ın hükümet güçlerini vurabileceğini

açıklaması oldukça dikkat çekici. Lavrov, Suriye de İslam Devleti

militanlarının kontrolünde olan bölgelerin yanında, Beşar Esad ın gücünü

zayıflatmak amacıyla hükümet ordusunun da çaktırmadan vurulacağı yönünde bazı

şüpheler var. Atılacak benzeri bir adım, Orta Doğu ve Afrika nın kuzeyinde

yaşanan krizlerin akıl almaz bir şekilde yayılmasına neden olacak diyor.

Açıkçası, Lavrov aba altından sopa gösteriyor.