Çare ve çözüm önerisi; semt kooperatifleri – 2

Abone Ol

Ne diyorduk; öz/özet olarak hatırlayalım…
“Kur’an nizamı, İslam/barış düzeni yani bizim yarım yüzyıllık “Kur’an ve İlim” çalışmalarımızın özü olarak ifade ettiğimiz üzere genel olarak “Adil Düzen” ve özel olarak da “Adil Ekonomik Düzen” bindörtyüz yıl önce Hazreti Peygamber aleyhisselamın bizzat kurduğu Medine Devleti’nde kırk yıl uygulandı…
Sonra ne oldu? Sonra sistem “saltanat sistemine” dönüştü ve Emeviler, Abbasiler, Selçuklular, Osmanlılar ile yine “saltanat merkezli devletler” olarak bilindiği üzere tarihteki malum uygulamalar yapıldı…
- Peki, Müslümanlar yani halk sistem “merkeziyetçi saltanat sistemine dönüşünce” ne yaptı, ne gibi “çare ve çözümler” üretti?
Bindörtyüz yıllık bu uzun dönem boyunca Müslümanlar yani halk, sistem saltanata dönüşünce, hayatın dört alanından biri olan “idarî/siyasî” alanı saraya bıraktı ama hayatın “dinî, ilmî ve iktisadî” alanlarında, müçtehit ulemanın önderliğinde ilmî ve amelî çözümler üretti ve uyguladı… Mesela, Osmanlılar dönemini örnek olarak ele alırsak, halkın “vakıflar” ve diğer kurumlar aracılığıyla hayatın dinî alanını “tekke ve tarikatlar”, ilmî alanını “medrese ve mektepler”, iktisadî alanı “lonca ve esnaf teşekkülleri” ile kendi kendine ve “yerinden yönetim” sistemiyle çözüme kavuşturduğunu görmekteyiz…
Peki, Müslümanlar yani halk olarak günümüzde ne yapacağız?
- Her şeyden önce Kur’an merkezli ilmî çalışmalara devam edeceğiz…
- Devamında da halk olarak bir taraftan hayatın “idarî/siyasî” alanındaki çalışmalarımızı sürdürürken, diğer taraftan hayatın “dinî-ilmî-iktisadî” alanlarında ise başta “kooperatif, vakıf, dernek ve diğer sivil toplum kuruluşları” olarak amelî çare ve çözümlerimizi kendimiz hem teorik olarak üretecek hem de pratik olarak bizzat kendimiz uygulayacağız…”
Devamını “Besmele ve Semt Kooperatifleri” çalışmamızdan okuyalım…
“Kur’an’ı şeriat (düzen) olarak yorumlarken kelimelere vereceğiniz manaları bilirseniz, Kur’an düzeninin ne olduğunu çok kolay anlarsınız.
“BESMELE”den başlayalım.
“İsim” demek onun düzeni demektir, onun şeriatı demektir, doğa kanunları demektir. “Billahi” demiyorsunuz da “Bismillahi” diyorsunuz. Allah’ın bizzat kendisinden değil de O’nun adına hareket eden ne varsa, kim varsa, onunla sözleşme yapıyorsunuz. Yani ben kendimi temsil ediyorum ve Allah’ın düzeni ile anlaşıyorum demektir, ben Allah’ın halifesiyim ve O’nun adına anlaşma yapıyorum demektir.
“Bi” onun adına anlamına geldiği gibi onunla demek de olur. Toplulukla sözleşme yapıyorsun. Ben topluluk adına bu sözlerimi söylüyorum. Ben bu sözlerimi topluluğa söylüyorum demektir.
Bunun başlangıcı 100 ortaklı bir kooperatife ortak oluyorum demektir. Kooperatif içinde yaşıyorum ve kooperatif içinde çalışıyorum demektir.
En küçük ortaklıktan işe başlıyorsun. “Semt Kooperatifi” bucak içindedir. “Bucak Kooperatifi” il içindedir. “İl Kooperatifi” devlet içindedir. “Ülke Kooperatifi” insanlık içindedir. “İnsanlık” da Allah’ın yeryüzündeki halifesidir.
“Ben hem bunların bir üyesiyim ve görevimi yaparım, ben hem de bütün bunların benim işlerimde temsilcisiyim” demektir. “BiSMi” dediğim zaman bunu hatırlıyor ve her davranışta bunu bilerek hareket ediyorum demektir.
Bütün yukarıda sayılanların hepsi birer isimdir. O’nu yani Âlemlerin Rabbini temsil ederler. Benim onlarla irtibatım hep O’nun adınadır demektir.
“SEMT KOOPERATİFİ”ne ortak olmak demek insanlığa ortak olmak demektir, Allah’ın kâinat ortaklığına katılmak demektir.”
(DEVAMI VAR)