Çalışan bir kadın ne ister Evimde yapabileceğim iş olsun... Önce çocuklarımı yetiştireyim, ev işlerimi yapayım... Artan zamanlarımı da değerlendirerek ek gelir sağlayayım Her gün çıkan işlere göre kendimi ayarlayayım ve ev işlerinden artırabildiğim zamanlarımı işe ayırayım... Böylece hem kendi aslî ev hanımı ve annelik görevlerimi ihmal etmemiş, hem de kimse tarafından rahatsız edilmemiş olurum... Ne kadar masum ve ne kadar iyi çözümler, değil mi Ama, işte bu imkanlara Türkiye de YASAKLAR getirilmiştir!..
*Kadın evinde ürettiği malı satamamaktadır. Çünkü kendisinden fatura istenmektedir. Fatura kesebilmesi için de Bağ-Kur üyesi olması gerekir. Oysa Bağ-Kur un yükü o kadar fazladır ki, zaten o kadıncağızın artırıp yaptığı iş sadece Bağ-Kur giderlerini bile karşılamamaktadır.
İşte bu gibi sebeplerle 7 (yedi) milyon kadın işsiz olarak evlerinde oturuyor. Kadın işsiz kalınca ülke ekonomisine bir katkısı oluyor mu, Bağ-Kur a bir şey ödüyor mu, emekli oluyor mu Çalışana, çalışabilene, çalışmak isteyene bu ceza nedir ve nedendir Bunu bir bilen veya açıklayabilen varsa, beri gelsin.
Kapitalist ülkelerde bunun makul izahı vardır. Kapitalist sömürü sermayesinin işçiye ihtiyacı var. Orada işsizlik yok, aksine işçi açığa vardır. İnsanları çalışmaya zorlamak için bunu yapmakta ve teşvik edici unsurlar sunmaktadır. Oysa Türkiye de işsizlik var. Adam/ kadın açlıktan ölecek veya ölüyor; Bağ-Kur veya sigorta belası ile insanlar yolsuzluklara sürükleniyor!..
Türk Milleti bunun çözümünü bulmuş. Nasıl bulmuş Faturasız satışla bulmuş. Gidin, herhangi bir mağazadan bir mal alın. Size sorarlar, fatura istiyor musunuz Cevaben evet derseniz, sizden KDV isterler. Siz de vazgeçersiniz. Bunun böyle olduğunu herkes biliyor. Ama hayat devam ediyor ve halk kendi kendine ara çözümler üretiyor. Ne oluyor. Üretilen mallar faturasız alınıyor ve satılıyor, bu sayede diğer kadınlara da yani 7 milyon işsiz kadının hiç olmasa bir kısmına da iş bulunmaya çalışılıyor. Bulunuyor da. Yoksa, bu ülke nasıl ayakta kalıyor, zannediyorsunuz Ama bu durumun kötü tarafları ve sonuçları vardır. Nedir bunlar
Kaçakçılık yapmayanlar, vergi kaçırmayanlar, kayıt dışına kaymayanlar işsiz kalmakta, aç kalmakta; veya bu gibi insanların bir kısmına zoraki olarak kapkaç veya hırsızlık yaptırılmaktadır. Son yıllarda artan kapkaç olayları ile hırsızlıkların, aile facialarının ve intihara varan bunalımların ana sebeplerinden biri de budur.
*
İşte; biz bunların olacağını ve gidişatın bu yönde olduğunu 40 sene önce görmüş, çareyi siyasette aramış ve Millî Görüş partilerini kurmuştuk. Ama Millî Görüş gömleğini çıkaran AKP, hem de Anayasa ekseriyeti ile şimdi iktidardadır... Ve iktidardakiler bize, bizim millî çözümlerimize kulak vereceklerine; AB, ABD ve IMF reçetelerine bel bağlamakta, halkımızın ekonomik açıdan iyice mortu çekmesi için mortgage gibi ucube faizli uygulamaları aktarmaya uğraşmaktadırlar!
"Halk" olarak iyi bilmeliyiz ki; bu durumda iş başa kalmıştır. Yapacağımız iş halk kuruluşları ile organize olmak, kooperatifler kurmak tır. Bu kooperatiflere evlerinde iş yapan kadınlar ortak olmalıdırlar. Kooperatif çalışmak isteyen bu kadınlara makine ve malzeme verecektir. Evlerinde yaptıkları üretime karşılık onlara işçilik hakkı verecektir. Kadın ne kadar iş yaparsa, o nisbette sigorta yapacak, kısmî sigorta yapacaktır. Böylece çalışan kadınlarımız Bağ-Kur lu olma külfetinden ve muhasip ücretinden kurtulacaklardır. Kooperatif işverenlere işçilik faturasını keser, ondan sonrasına karışmaz. Ayrıca, asgari ücretle kısmî sigorta yapılır. Kooperatif daha fazla işçilik faturası kesebilir. Bu kooperatifin geliri olur ve kurumlar vergisini öder. Diğer meblağ ile bir arsa alınır, çalışan kadınlar maliyetle ortak edilir. Arsa zamanla değerlenir, arsayı satar ve ücretlerini taşınmaz olarak alacakları için ağır vergilerden kurtulmuş olurlar.
Hâsılı; Batı dünyası yani AB, ABD, IMF, Dünya Bankası vs ile topyekün seferberlik ilân etmiş, Türkiye yi yıkacak kanunları dayatmakta ve zorla uygulatmaktadır. AKP iktidarı da, işsizlik ve istihdam başta olmak üzere, ülkemizin sorunlarına çare ve çözümler bulmak bir yana, Batı dünyasının bu kurumlarına tam bir teslimiyet içindedir. Çünkü, sorunlara çözüm bulursa orada oturamamakta, kısa zamanda indirilmektedir. Nasıl indirilmektedir Efendim; komünistsin, faşistin, gericisin adları ile kan kusturulmakta ve alaşağı edilmektedir. Biz "halk" olarak da bu oyunlara karşı çözümler üretmek zorundayız. Kanunların imkanlarından yararlanarak işler yapma yollarını aramalıyız. "Kayıt dışı ekonomi"den, acil olarak "kayıt içi ekonomi"ye dönmek zorundayız. Yoksa, ülke olarak ayakta kalma ve halk olarak yaşama imkanımız kalmaz.