Çaĝımızın “hılfü'l-fudül"ü

Abone Ol

“SUMUD” Filosu’ndakiler; Gazze’deki Siyonist zulmüne karşı, farklı kimlikleriyle organize olmuş, çağımızın Hilf’ül-Fudul”/Erdemliler Topluluğu’ dur. Onların bu girişimi; rahmetin/yağmurun/adaletin habercisi, müjdecisi gibi gözüküyor. Sonunda; yağmur ve adalet rahmeti, zulüm yangınını söndürecek ve dünyadaki nice kuru/ölü/aç toprak rızıklanacak/“vahiy” rahmetiyle de nice ölüler dirilecek, nice uyuyanlar da uyanacak, inşaallah. İslam güneşi yeniden doğacak; peygamberlik öncesinde kurulan/anılan “cemiyet” sonrasında olduğu gibi. Sanki o cemiyet, İslam güneşinin/adaletinin doğuşunun habercisiydi. (Araf/57, Fatır/9, Rum/46, Neml/63, Furkan/48)

“SUMUD” RÜZGÂRI’nın taşıdığı “merhamet yağmuru”; sonunda hem Gazze’deki zulüm ateşini söndürecek hem de dünyadaki nice çorak toprağa/yüreğe can olup hayat verecektir, inşaallah. (Araf/57, Fatır/9, Neml/63, Rum/46)

SUMUD FİLOSU’NDAKİ ALNI ÖPÜLESİ İNSANLAR; Gazze’deki zulme sadece kalpleriyle, sözleriyle değil, eylemleriyle de “la”/hayır diyerek karşı duran/zulmü reddeden, vicdanları kararmamış özgür insanlardır. Özgürlük; zulme, tağutlara boyun eğmemek, itirazla direnmek/“la” demektir ki, İslam’ın da, imanın da ilk adımı değil midir? Tevhid de özgürlük ve adalettir.

Kullara kulluk zilletinden kaçınarak, ancak sadece Rahman’a kulluk izzetini seçmektir. SUMUD FİLOSU, ÖZGÜRLÜK VE ADALET FİLOSUDUR; içindekileri de birer özgürlük, barış ve adalet savaşçıları/yolcuları olarak selamlıyoruz. SELAMETLE… Hz. NUH (A.S)’ın GEMİSİ GİBİ YOLUNUZ AÇIK OLSUN… YA FETTAH... FİEMANİLLAH...

“SUMUD” Filosu’ndaki kardeşlerimiz inanırlar/bilirler ki: * Herkes kaderini yaşar. * Kimse, eceli gelmeden vefat etmez. * Allah (cc), her yerde, her zaman/denizde/gemide kendileriyle beraberdir, yakındır. * Evrende Allah (cc) dilemeden hiçbir şey olamaz. * O’nun açtığı yolu kimseler kapatamaz, engelleyemez. * O (cc), yolunda cihad edenlere yardım eder. * O (cc), müminlerin velisi/dostu ve koruyucusudur. * Allah (cc) kullarına (bütün ihtiyaçlarına) KÂFİ’dir; veli, vekil, nasir, hafız olarak kâfidir. * Zafer de, mağlubiyet de O’nun (cc) ilmi, iradesi, yaratması, izni, kudretiyle/kaderiyledir. * Yardım da ancak O’nundur, O’ndan istenir; O (cc) dilemeden, kimse kimseye yardım edemez, zarar da veremez. Dilerse, müminlere, meleklerle de, ebabillerle de, kâfirler eliyle de yardım eder/ettirir. * Nasılsın ki, Gazze’dekilerin yardıma ihtiyacı varsa, bütün insanların da onlara yardıma ihtiyacı vardır. O filoda bulunmak bir nimet ve şereftir ki, herkese nasip olmaz. * Allah (cc) hayırlı insanları hayra vesile kılar. * Sizler de insansınız, cihaddasınız; cihad, dinin tacı/zirvesi ve izzetidir. Allah (cc), cihad edenleri sever. Ne mutlu size... Yolunuz açık olsun. Ya Fettah, ya Aziz, ya Nasir, ya Sabur… Kimseden yardım istemeyin. Fatiha’daki gibi, yardımı, ancak/sadece Allah’tan (cc) isteyin, isteyelim. Bütün kuvvet, kudret O’nundur; O’ndandır; O’nunladır. “La guvvete illa billah”, “La havle vela guvvete illa billah.” FİEMANİLLAH SELAMETLE… Hz. Nuh (as)’ı “Cudi”ye selametle ulaştıran Yüce Rabbimiz, sizi de Gazze’ye salimen ulaştırsın, dualarımızla.

GAZZE vahşeti ile ortaya çıktı ki; halkı Müslüman olan ülkelerde Hakk'ın iradesinin de, halkların iradesinin de üstünde/egemen Siyonist bir irade vardır.

Mersin Limanı Gazze'ye 400 km. Tunus da 2.400 km imiş. Filo Mersin'den kalksaydı, bizim için büyük bir şeref olmaz mıydı? Ne hesaplar var, ahirette… Kimler, kimlerle olacak?

Merhamet, adalet, özgürlük, ekmek, su taşıyan gemilerle; zulüm/bomba, yakıt taşıyan gemilerin rotası, menzili bir değil. Merhamet, adalet cennete, zulüm de ateşe/cehenneme götürmez mi? Hz. İbrahim (as)'in ateşine yakıt taşımakla, söndürmek için su taşımak bir olur mu? Bizim limanlarımız, hangi gemilere açık? "Allahu Teala; zalime yardım edene, zalimi musallat eder. Siyonist "büyü" bozulmayacak mı? "Asa" HAMAS'ta mı, Yemen'de mi, nerede?

Ya biz, gönlümüzle hangi gemideyiz? Şayet kalbimizle/duamızla SUMUD’da değilsek, Siyonizm’e destek olan zulüm gemilerinde değil miyiz?

GAZZE vahşeti, “kör" olmayan insanlara birçok gerçeği gösterdi. Bunlardan biri de, rejimlerin/kukla yönetimlerin, Siyonizm’e hizmet ettiği, güvenliğini sağladığı acı gerçeğidir. Öyle ki, kukla yöneticiler, halklarına rağmen Siyonizm’e yardım edebiliyor; biliyorlar ki, "efendileri" ile kendi kaderleri/sonları bir olacak. Sonunda, birlikte devrilecek, tarihin çöplüğüne gömülecekler. (Şuara/227)