YANILMIYORSAM 1970 li yılların başlarıyla ortaları
arasıydı. Saatlerimizi kurup sabaha karşı yataktan fırlardık. Çaylar
demlenirdi. İnanız bütün ülke genciyle, çocuğuyla, yaşlısıyla, kadınıyla ekran
başına üşüşürdü. Televizyonlar da hani daha yeni moda idi.
Ne mi oluyordu Muhammed Ali isimli bir Amerikalı boksör
ringe çıkacaktı. Aslında bu Ali nin adı Cassius Clay idi. Rengi de açık
çikolata... Yani Amerikalı... Ama o Müslümanlığı seçmiş ve adını da öyle bir
değişime uğratmıştı ki... Mübarek peygamberimizin adını almış, sanki bütün
dünyaya meydan okuyacaktı. İşte ekran başına üşüşümüzün arkasındaki asıl
heyecan da bu idi. Bu Müslüman öylesine iddialı idi ki, sormayın gitsin.
Neyse artık onun esiri idik. Maçlardan önceki klasik
basın toplantılarını bile bütün dünyanın ilgi odağını haline getirmişti. Maçını
sanki o basın toplantılarında oynuyor ve daha ringe çıkmadan kazanıyordu.
Kimleri indirmedi ki! Sonra yaşadığı ülkenin engelleri
çıktı karşısına... Neredeyse gırtlağına bastılar. Alnını akıyla kazandıklarını
türlü sebeplere geri almaya kalkışmışlardı. Bir bölümünü de aldılar. O da ne
yaptı Tuttu Afrika ya taşıdı ringi... Alnının akıyla kazandığı unvanını
oralarda korudu. Delikanlıysanız buralara gelin dedi. Geleni de ringe
yapıştırdı.
Evet, başta benim ülkem olmak üzere boksa sıcak bakmayan,
hatta karşı bile olan ülkelerde artık en çok izlenen sporcu o idi. Hele hele
Müslüman ülkelerde... Saat farkı falan kalmamıştı bütün Muhammed Ali
hayranlarında...
Ama hayat acımasızdı. Onun da yakasına bir hastalık
yapışacaktı. Başta boks sevenler olmak üzere spora meraklıların hepsini yas bağladı.
Muhammed Ali, yani dünya boksunun en sempatik, en güçlü, en sporcu boksörü
günden güne eriyordu. Ve de Allah ın rahmetine kavuştuğu haberi patladı.
Özellikle Müslüman dünyada büyük üzüntü oluştu. Hatta başka dinlerin
ülkelerinde de böylesine bir sporcuyu kaybetmenin hüsnü yaşanıyor.
Nur içinde yat büyük insan! Allah ın rahmeti üzerinde
olsun! Biz seni hiç unutmadık, unutmayacağız da...
BASKETBOL
Anadolu Efes-Fenerbahçe serisi başladı. Ve Fenerbahçe
maçın büyük bir bölümünde geri düşmüş olmasına rağmen bol alternatifli kadrosu
ile yine işi son bölümde bitirdi ve
seride 1-0 öne geçti. Bu maçta takıldığım bir nokta oldu. O da daha maçın ilk
bölümlerinde maçın başhakemi müsabakayı durdurup kötü tezahürattan anons
yaptırdı. Ancak maçı anlatan ve yorumlayan arkadaşlar bu anonsun hangi taraftar
kısmı yüzünden olduğunu biz izleyicileri nakletmediler. Neyse, şimdi bugün
serinin ikinci maçı var. Burada bence en önemli kısım Fenerbahçe nin kadroya
kime almayacağıdır. Bogdanoviç mi, Kaliniç mi, Antiç mi Şifre buradadır.
Anadolu Efes ise elde ne varsa hepsini maça sürecek.
MİLLİ TAKIM
Slovenya son hazırlık maçı... Sanırım büyük bir ihtimalle
kupadaki ilk maçımız olan Hırvat oyununa çıkacak kadro dizilir en başta... Emre
Mor un kadroya girişi ile Terim hocanın kafasında daha önce belirlediği ideal
on bir bakalım şaşacak mı, yoksa...