Büyük adamın edebi

Abone Ol

Çocuk henüz on iki yaşındaydı. Fakat baktığınızda yaşanın

epey üstünde zannederdiniz. Bir çocuğun masumiyetini bütünüyle üzerinde

taşıyordu o, fakat günümüz çocuklarına hiç benzemiyordu. Büyük bir adam gibi

olgun, anlayışlı ve saygılıydı. Çocuk İslami hassasiyetin hâkim olduğu bir aile

atmosferinde büyümüştü. Büyükbaba emekli imamdı, onu torunuyla konuşurken

görseniz iki erişkin zannederdiniz. Dede torununa o kadar değer veriyordu ki,

onunla konuşurken önünde saygıyla eğiliyordu. Akşamları ona Peygamber kıssaları

anlatıyor ve Hz. Peygamberin hayatından örnekler veriyordu.

Anne bebekliğinde başucunda okuduğu ayetlere hâlâ devam

ediyor çocuğa iyilik telkininde bulunuyordu. Çocuğun sahip olduğu aile, sevgi,

adalet, paylaşım, güven ve şefkatin yeşerdiği bir kale gibiydi. Çocuk bu

kalenin içinde anne baba ve büyük ebeveynleri ile birlikte yaşıyordu. Kendinden

iki yaş küçük bir de kardeşi vardı çocuk namazlarını kardeşiyle birlikte

kılıyordu.

Mevsimlerden Eylül dü. Hava soğuktu, yaşlı bir adam

duvara yaslanmış vaziyette bekliyordu. Bir sıkıntısının olduğu her halinden

belliydi. Çocuk arkadaşları ile birlikte yoldan geçmekteydi, bir sesle irkildi.

Arkadaşlarından biri elindeki kola şişesini yaşlı adamın üzerine atmış alay

edip gülüyordu. Çocuğun içinden bir şeyler koptu. Dedesini düşündü, sonra onun

şefkatini, bilgeliğini ve içtenliğini Çocuk bir erişkin gibi yaklaştı ona,

adamın hüznünü bütün yoğunluğuyla hissetti, yanına oturdu, elinden tuttu ve

yüzüne şefkatle baktı. Adam şaşkındı çocuk acaba kendisini birine mi

benzetmişti. Kısık bir sesle sordu, beni birine mi benzettin evladım Çocuk

cevap verdi: Benim sizin yaşınızda bir dedem var, onu çok seviyorum, istersen

benimle gelebilirsin, dedem sana yardımcı olur adam çocuğun yüzüne baktı ve

uzun zamandır ilk defa güzel bir söz işitmişti. Sağ ol evladım, teşekkür

ederim. Dedi. Çocuk yaşlı adamın gözlerine baktı ve çocuk yaşına rağmen

yüzündeki acıyı okudu. Sonra başını eğdi çantasında bir süredir biriktirdiği

bir miktar para vardı, yaşlı adama belli etmeden, cebine koydu. Sonra ayağa

kalktı ve sizin için dua edeceğim dedi ve oradan ayrıldı.

Az sonra, yaşlı adam cebindeki parayı fark etti. Sonra

avuçlarını yüzüne götürdü ve ağlayarak Allah ım insanlık öldü mü diye

düşünürken, bugün insanlığı küçük bir çocuğun kalbinde gördüm dedi.