Amaçlar ve Gerçekler:
Başkanlığı bırakmasına 1 yıldan az zaman kalan ve ülkesi ABD de halk arasındaki kabul ve beğenisi de en alt seviyelerde gezinen George W. Bush, son bir haftadır Ortadoğu da gezmekte ve çeşitli ülkeleri ziyaret etmektedir. Başkan Bush un amacı: 1) Irak taki durumu biraz daha düzeltmek, 2) Sünni saflarını Şii güçlere karşı güçlendirmek ve 3) Olası bir İran askeri operasyonunda Arapların ABD safında yer almasını sağlamak.
Beyaz Saray da, görevlerinin son yılına giren cumhurbaşkanlarına da, Amerika da "Topal Ördek" demek adettendir. Gerçek anlamda iş yapma ve etkili olma açısından en alt seviyede oldukları, yani en önemsenmedikleri döneme girmiş sayılırlar. İşte Bush, böyle bir dönemde, dünya uluslararası politikasının adeta nabzı olan bölgeye bir gezi düzenlemiş bulunmaktadır.
Bush, geçirdiği 7 yıllık dönemde, genelde siyasi uzmanları hayrette bırakacak hoyrat yaklaşımlar sergilediği bir politik üslupla işleri yürütmüştür. İlk defa olarak, bu gezide Bush tan daha sakin, daha diplomatik ve yumuşak bir uslüp görülmüş ve birçok uzman da "too little, too late" (ne yazık ki, çok az ve çok geç) diyerek durumu özetlemişti.
Yine bir The New York Times yazarına göre, Bush bölgede özetle şu mesajı vermeye çalışmıştır: "İran kötü, İsrail iyi, Irak da iyiye gidiyor". Amerikalılar en ciddi olayları bile birazcık da şakacı bir tarzda, asgari kelimelerle özetlemeye bayılırlar.
Gerçekte ise verdiği bu mesajlar ciddiye alınmamıştır. Yukarıda hedeflediği söylenen 3 hedeften hiçbiri gerçekleşmemiştir. Irak ta durum hiç de iyi değildir. İnsanlar, ABD nin orada en az 10 yıl daha kalmayı planladığını duyunca daha da büyük bir öfke ve moral bozukluğu duymuşlardır. Araplar kesin olarak Sünni-Şii çatışması istemediklerini belirtmişler ve en başta Irak taki Sünni ve Şiiler anlaşma için adımlar atmışlardır. Üçüncü hedef olan "İran a karşı birleşme" hiç olmamış, yine Araplar, beklenenin tersine, Körfez de bir çatışma istemediklerini belirtmiş ve İran ın kendileri için bir "düşman olmadığını" net bir şekilde ifade etmişlerdir.
Kısacası; hiçbir amacı gerçekleşmeyen, hakiki anlamda başarı ve heyecandan uzak bir gezi olmuştur. Bush tarafından verilmeye çalışılan mesajları, sessizce, ama güvensizlikle dinleyen ev sahipleri, herşeye rağmen, son derece kibar ve bonkör bir şekilde Bush u ağırlamaktan geri kalmamış ve onu eli boş da yollamamışlardır.
Bush 20 milyar dolarlık askeri teçhizat ve silah alımı anlaşmalarını imzalayarak ve en azından "elinde gösterecek bir şeyleri olarak" ABD ye dönmüştür. Bunun yanı sıra her gittiği Arap ülkesinde kendisine som altından hediyeler verilmiştir. Aynen, eski çağlarda Roma imparatorlarına yollanan altın ve mücevher hediyeler gibi. Bush, mutlu, heyecanlı, adımları her zamankinden daha zinde bir hava ile bu Ortadoğu gezisinden dönmüştür. Gezi bir "Binbir Gece Masalları" havası içinde geçmiştir, ama unutmamalı ki, "Masal, masaldır, sürdüğü kadar güzeldir, ama ortada somut bir sonuç yoktur." Tıpkı Bush un da alamadığı somut sonuçlar gibi.
Ortadoğu nun Gerçek Yüzü:
Bush, İsrail i de ziyaret etmiş ve oraya epey zaman ayırmıştır. Orada bulunduğu sıralarda kutsal yerleri ziyaret ederek hacı olmuş ve onun verdiği huşu içinde kendisini adeta tarihi yeniden yaşayan zaman kahramanlarından biri olarak görmüş ve kendisinin de o ölçekte birşeyler yapacağı inancını yansıtmıştır. Bu mutlu hava gezi boyunca sürmüştür. İsraillilere 30 Milyar dolarlık silah ve savunma yardımı sözü vermiş ve gereken anlaşmalar imzalanmıştır. Böylece, İsrailliler de çok mutlu olmuşlardır.
Daha sonra Körfez ülkelerine giden Başkan Bush, oralarda da "rüya kahramanı" gibi karşılanmış ve efsanevi Arap-Müslüman misafirperverliğini bizzat tatmıştır. The New York Times ve Washington Post un bildirdiğine göre:
Abu Dabi Şeyhi Khalif bin Zayid al-Nahyan, Bush a som altın, pırlanta, zümrüt ve yakuttan yapılmış kocaman bir gerdanlık hediye etmiştir. Bush un ağırlandığı Emirate Palace Oteli nde "Emirler Suiti"nde tüm konforun yanı sıra büyük bir balo salonu bile bulunmaktaymış. Kuveyt te ise yine som altın ve elmaslarla süslü bir boyunluk daha edinen Bush a, Suudi Arabistan da göz kamaştırıcı, tüm mücevherlerle murassa, bir altın kılıç verilmiştir. Suudi Arabistan aynı zamanda ABD ile 20 milyar dolarlık silah ve teçhizat kontratı imzalamıştır. Kaldığı otellerdeki lüks ve şatafat "Binbir gece masallarının" bir yansıması olarak kabul edilebilecek seviyede olmuştur.
Halkın tepkileri daha bir farklıdır: Kuveyt te tanınmış bir şair, "Wolf of the Dessert" "Çöl Kurdu" lakabı ile Bush a hitaben şiirler yazmıştır. Bush un gezisi sırasında 3 önemli patlama olmuştur: 1) İsrail in Gazze ye gerçekleştirdiği saldırıda 20 Filistinli öldürülmüştür, 2) Lübnan ın başkenti Beyrut ta bir Amerikan elçilik aracına bombalı saldırı yapılmıştır, 3) Irak ın çeşitli bölgelerinde ölümler olmuştur. Halkın ağzında bunlar, Bush un gezisine verilen cevaplar olarak dolaşmaktadır.
ABD nin sürekli olarak söylediği "demokrasinin yerleşmesi, insan haklarının korunması ve daha iyi hale getirilmesi" konularına ise pek dokunulmamıştır. Gazeteciler bu hususları sormalarına rağmen pek bir cevap da alamamışlardır. Bush kendine yakın olan rejimlerde, herhangi bir farklı davranış içine girmeyeceğini ortaya koymuştur. O zaman "Büyük Ortadoğu Projesi nin esasları bunlardır" diyenlerin, olayları bir kere daha dikkatle izlemeleri gerekmektedir.
20 milyar dolarlık çok cömert bir alış-veriş anlaşması ile ABD ye dönen Bush, son derece mutludur. Buna rağmen, Amerika nın eski Suudi Arabistan Büyükelçisi Charles W. Freeman Jr. a göre "Amerika ile Suudi Arabistan arasındaki o gerçek sıcaklık ve yakınlık artık soğumaya yüz tutmuştur."
Diğer taraftan Arabistan da çıkan El-Vatan gazetesi başyazarı Cemal Khashoggi nin ifadesi ile "Bush un ziyareti birçok çevrelerce fazla ciddiye alınmamıştır, çünkü artık fazla birşey yapamayacağı ve yapmayacağı bilinmekte ve ondan fazla birşey beklenmemektedir". Buna rağmen, gelen bir misafire, kendine yakışır tarzda ve tam bir Ortadoğu geleneği içinde ikram ve itibar gösterilmiştir.
En can alıcı ifade ise Washington dan bir enerji uzmanı olan J. Robinson West ten gelmiştir. West, "Asya da yükselen yeni güçler, Çin ve Rusya ile bölgedeki etki ve yaptıklarına bakılırsa, Suudiler artık ABD nin gücüne ve olayları kontrol kabiliyetine eskisi kadar güvenmemektedirler," demiştir. Birçok gazete de Bush ve Sarkozy nin gezilerini mukayese ederek ikincisi için de her konuda başarılı not vermişlerdir.
Bush un gezisi maddi olarak ABD açısından kazançlı olmuştur, ama Amerika nın bu geziden ve gezinin yansımalarından çıkartması icap eden pek çok önemli dersi vardır. Ortadoğu nun artık bir değişim sürecine girdiğini herkes bilmelidir.