Burak, NDoye ve Etoo...

Abone Ol

LİGİN ilk haftasının ikinci gününde üç maç vardı. Önce Trabzonspor-Bursaspor’la başladım... Sonra Sivasspor-Galatasaray’a döndüm. Trabzonspor maçının ikinci yarısını ve de Başakşehirspor-Antalyaspor maçını da banttan izledim... Bu sıcakta maçlar bu saatte oynanmaya devam ederse anlaşılan o ki, bantları da izleyeceğimize göre sabahla beraber işimiz bitecek...

Neyse açalım şimdi... Trabzonspor sahaya eldeki sağlam malzeme ile çıktı. Mehmet’in olmayışı benim daha 17 yaşında iken Kayserispor’da gözüme çarpıp, geleceğin Oğuz Çetin’i, hatta daha da serti olarak yorumladığım Okay’la giderilmişti. MBia sigorta, Özer ise öne destekti. Ama ön taraf sağır-duymaz gibiydi. Topu alan gidiyor ya da Cardosa gibi takımı marke edebiliyordu. Bursaspor ise 7 adet ilk on bir oyuncusu kaybetmiş olmasına rağmen hiç de fukaralaşmış gibi değildi. Bu maçla ilgili en çarpıcı olanı ise oyuna ikinci yarıda giren N’Doye oldu. Trabzonspor’u, şayet sakatlanmaz, ceza almazsa, bu oyuncu eski yıllardaki gibi zirveye taşıyabilir. Tabii ki Mehmet’in katılımı ve de Erkan’la Yusuf’un daha paylaşımcı oynamaları kaydı şartıyla...

Sivas’a gidelim... Burka yedek kulübesinde. Olabilir. Gerekçe mi Hamza şöyle diyor: “Deplasman maçı olduğundan daha karşılayıcı, yani defansif yani daha caydırıcı bir on bir yaptım...” Eh, hocadır, yapar... Ama ya sonrası Aynı Hamza diyor ki, “Burak’ı ateşlemek için ilk yarıda kulübede oturttum...” Bu olmadı işte... Galatasaray’ın bir kenarda Olcan, diğer kenarda Yasin’le oynayacağı ve de en önde Podolski’nin yer alacağı bir blok kurtarmaz, batırır. Ya sonrası Sneijder içerde kalıyor, 46.’da Burak içeride... Böyle olunca ne mi oluyor Olcan Selçuk’la Bilal’in önünde... Eh, pes yani! Madem Carol bunu oynayacaktı da, neden ilk on bire o başlamadı Hamza kardeş Sorulara devam edelim... Madem o kadar uzun bir süre cilveleştikten sonra, hem de üç yıllık yeni kontrat yapmanıza rağmen neden Melo İstanbul’da kaldı Yoksa tapuyu da mı istedi Muslera’nın yediği gol mü Her kalecinin bir “Enayi anı” vardır derdi, benim rahmetli genç takım hocam Suat baba... Nur içinde yatsın! Bu arada sanki ortaklaşa yaptıkları penaltıda Selçuk’la Bilal’in kabahatinden çok topu çalım yaparken kaptırıp o kontrayı başlatan Podolski suçludur. Attığı şık golle ayıbını kapattı...

Hele hele bir Etoo’o vardı ki o gece aman aman... Önce yüksek teknik gösterisi yaptı, sonra da uzun zamandır hasret kaldığımız o muhteşem voleyi attı. Baktım da Antalyaspor’a, iyi takım yapmış. Tabii adı Antalyaspor olduğundan Üç Büyükler kadar duyuramadı bize transferlerini. Ama bu Etoo’o ya bir şey olmazsa, bu takım yepyeni bir Başakşehirspor, hatta geçen sezonki, hem de iyi sonuç alan Bursaspor olabilir...