Milli Takım, 2016 Avrupa Futbol Şampiyonası finallerine katılma hakkını kayıp mı etti Bu yenilgi sonrası bu soruyu sormak hakkımızdır. Acı olanı da, daha iki maç oynandıktan sonra buraya geliniştir. Bu, irdelenmesi gereken, derinliğine açılması kaçınılmaz olan durumdan çıkmak mümkün müdür Bekleyip göreceğiz ama...
O zaman gelelim maça... Çok şükür ve de ne mutluluktur ki, takımımız dörtlü savunma modeli ile sahaya dizildi. Yani İzlanda karşısındaki intihardan uzak bir düşünce planıyla maça çıkıldı. Çıkıldı da, stoperde, ülkede hiç kimse kalmamış gibi Mehmet Topal vardı... Bu maçı kendi sahamızda oynayacaktık. Yani ve de özellikle de orta alanda oyunun her iki yönünü de iyi oynayabilen oyunculara ihtiyacımız vardı. Arda gibi gerçek uluslararası anlamdaki oyuncumuz da en son adam arkasına yerleştirilerek, rakibe, “Bakın bizim beynimiz burada, kelepçeyi takın, işimizi bitirin” tüyosu verilmişti.
Sen olsan ne yapardın diye sorular sorulduğunu duyar gibiyim. Bende eleştirinin gerekçeleri vardır ve bana göre doğru olanı de hemen yazar söylerim bilirsiniz. Hemen açayım. Arda sol kanatta oynar. Ama hiç bir oyunda Atletico Madrid dâhil oraya saplanıp kalmaz, özgürlüğü sayesinde rakip savunmanın can alıcı yerlerine girer, daha ziyade de top tutarak takımı bekler. Mehmet Topal bazı Fenerbahçe maçlarında, son Konya oyununda olduğu gibi stopere çekilir ama milli takım gibi geniş seçimli bir kadroda orada oynatılmaz. Ümit’i neden kadroya çağırdın diye sorarlar adama... Ersan da vardı galiba... Ben, Topal’ın zaman zaman öne çıkıp orta alana katkı vermek üzere görevlendirildiğini sandım ama hiç çıkmadı. Üstelik Sivok’un golünde de yükselmeye çalışan oydu. Ve Ozan... Bir iç saha maçında çok düz adamla orta sahayı kurmak doğru mudur Selçuk geride kalır, Arda da uç adamı arkası ise, Ozan bu maçta olduğu gibi iki kere gözükür sadece... Şu Trabzon’daki Mehmet Ekici olsa daha mı iyi olurdu acaba derim...
Devam edelim... Maç içine gelelim. İlerde topu en rahat tutabilen, Arda da dahil, dripling atıp rakip takımın yerleşiminde arıza oluşturan, şut atan, adam geçen tek oyuncumuz Gökhan Töre neden oyundan alınır ki
Sorular çok... Özellikle de maçtan sonra ekranlardan yorum yapanlara... İkinci golde hepiniz Caner’i yüklendiniz. Biraz da takipte geciken Olcay’a... Peki, geriden kopmuş gelmiş bir oyuncuyu karşılama işi Selçuk veya Ozan’ın değil midir İşte maçlara böyle bir gözle bakarsanız, hem kendinizi, hem de sorumluları yanıltırsınız.
İlk yarı iyi oynadık. Çekler, önce kafa kafayı seçtikleri için... 1-1’i yaptıktan sonra, kim bilir belki de Sivok’la Cadlec’in uyarıları üzerine oyun alanını daralttılar. Böylece bizim daha geniş alanda koşmamıza çanak tuttular. Kendileri de ilk yarının çok ötesinde hemen hemen pozisyon vermeden oynayabildiler.
İki maçta sıfır çektik. Yarın akşamki maç için de pek umutlu değilim hani... İnşallah yanılırım. Ben bu maçtan önceki yazımda bir takım yapmıştım. Tolga- Gökhan, Semih, Ersan, Caner, Selçuk, Topal, Oğuzhan- Hamit, Umut, Arda... Sizce bu takım bu maçı oynasaydı, daha iyi olmaz mıydı O zaman yarın akşam oynasınlar... Ama ben bilmem direktörler bilir...