Geçmişin İslâmcı şimdilerin liberal İslâmcılarının ortaya attığı ve dile getirdiği, dedikodu ürettiği bir zamanın açmazlarını, çelişkilerini görmezlikten gelemeyiz. İslâmcılık adına bir zamanlar en radikal çıkışlar yapan, RP, FP parti politikalarını yetersiz ve hatta kendi kişiliğine ve karakterine yeterince uymadığından yakınan sayın Abdurrahman Dilipak; Irak olayında Abede yanında yer alanların eli kanlı olacağını, o kanlı elleri sıkmayacağını sık dile getirdi. Eli kanlı Olmert in elini sıkan başbakanın partisi için Akepe SKM sında bir kankasıyla strateji üretiyor şimdilerde, bunu köşesinde de sürdürüyor. Sırça köşkünde Saadet Partisi ni yüzde ikilerde göstererek, hem okurunu Akepe ye yönlendiriyor hem de Saadet Partisi seçmenini aklı sıra demoralize ediyor.
Oysa tablo çok farklı. Bu tabloyu görmeye çok az zaman kaldı.
Bir önceki iktidarda, her Allah ın Cuma günü Müslümanları Beyazıt Camii önüne yığan sayın yazarın sayın gazetesi ve kesimi Akepe İktidarı zamanında başörtüsü, İHL, Kur an Kursu, YÖK, üniversiteye giriş soruları çözülmüş mü ki, birden dut yemiş bülbüle döndüler ve sustular.
İsrail ile en sıcak ilişkilerin yaşandığı, Akepe milletvekillerinin İsrail Dostluk grubunu içinde yer aldığı, Filistindeki Müslümanlara en vahşi zulmün devam ettiği, Olmert in Hamas ı alt etmek için el-Fetih e milyar dolarlar akıttığı, bir İsrail Başbakanı Olmert in Türkiye ye ilk kez başbakanlık düzeyinde davet edildiği ve sayın Başbakan Erdoğan tarafından 2.5 saat tutanaksız görüştüğü bir zamanda Sami Ofer in kaptığı ihalelere göz yummak PETKİM in kimlere gittiği ortada iken Bunları sormak durumundayız. Ve tabii İsrail Başbakanı Ariel Şaron u kanlı dişleriyle gazetelerinde sürekli fotoğrafların yayımlandığı bir zamanda Irak a bombaların yağdırıldığı, 1 milyondan fazla Müslüman ın öldüğü, 20 milyon insanımızın geleceğinin tehlikede olduğu görmezlikten gelinebiliyor O eli kanlı milletvekilleriyle el ele kol kola gezebiliyor.
Pendik seçimlerindeki manipülasyonu unutulmuş değil. Saadet Partisi mensuplarının aylarca kan ter içinde verdiği emeği, hakkı, çabayı ayaklar altına alarak Akepe ye yönlendirmesi kul hakkı değil midir 1 Mart Tezkeresine oy verecekleri eli kanlı olarak nitelemiş ve bu eli sıkmayacağını ifade etmişlerdir. Böyle olmasına karşın Milli Görüş seçmenini Akepe ye yönlendirmesi ne kadar doğrudur. Milli Görüş tabanını ve bu sahih insanların tamamını üzücü tavrını ne zaman bir yana bırakacak Uğur Mumcu, Toktamış Ateş, Şanar Yurdatapan a gösterdiği sevgiyi, bağlılığı biraz da bu insanlara gösterse.
Bu yazının amacı bu değildi. Birden bu alana kaydı.
Bu seçim sürecinde Doğan Holding ve diğer holding medyası Akepeyi yere göğe sığdırmaz doğrudan ve dolaylı reklâmlarıyla, tanıtımıyla, desteğiyle varını yoğunu ortaya koyarken Ertuğrul Özök ün, sayın başbakan ile otel odalarında yaptığı özel görüşmeler, fotoğraflarıyla gözlerimizin önünde. Yapılan pazarlıklar, isim sildirmeler, daha neler neler POAŞ ın vergi borcunun nerelerden nerelere çekildiği Hatta Ertuğrul Özkök hiçbir partinin mitingine, seçim gezisine katılmaya tenezzül etmezken Akepe nin özellikle Kayseri mitingine katılırken. Üstüne üstlük Erbakan Hoca nın bir konferansını ulusalcı bir kanal veriyor diye Milli Görüşçüleri Ulusalcılarla el ele olmakla suçlamak. Abede, İsrail, Bush, Olmert, Blair, Berlusconi, Merkel ile birlikte olmayı içlerine sindirmek Ne tuhaf çelişki ve paradoks.
Bu, hangi ahlakî temele, kişiliğe sığar
Kul hakkı altından kalkılamayacak olanı. Hiç kimsenin emeğini, alın terini ve hakkını kimsenin çalmaya hakkı yoktur.
İnsanımızı çok kişilikli hale yönlendirmeye de.
Ertuğrul Özkök Kayseri mitinginde başörtülü kadınların nasıl lightlaştığını ve artık başörtülerini çözmeye ramak kaldığını nasıl sevinçle dile getiriyor. Gerisini söylemeye gerek yok.