Seçim Beyannamesi’ni açıklayan Milli İttifak’ın seçim şarkılarından biri şöyle;
“Hey hey…
Anadolu’m durma durma gel gel Saadet’e gel.
Büyük Birlik içinde saadetin özünde kendine gel.
Sevdamda buldum seni, ülkemde sevdim seni,
Alperenler katında sineme sardım seni.
Gel Gel Saadet’e gel
Oylar bölünmesin değil ülke bölünmesin derdindeyiz
Hey hey…
Anadolu’m durma durma gel gel gel, Saadet’e gel
Büyük Birlik içinde Selamet’in özünde kendine gel.
Sevdamda buldum seni, ülkemde sevdim seni,
Mücahitler katında sevdim seni.
Gel, gel, gel Saadet’e gel…”
***
Şarkının orijinalini merak edenler için hatırlatalım; Şöyle;
Hey hey… Pınarbaşı burma burma.
Yar yar yar yar yar yar aman
Yar gelince öter turna
Leylim leylim leylim aman
*
Çayırda buldum seni
Ellere vermem seni
Kendime aldım seni
Sineme sardım seni
*
Hey hey çıktım pınarın başına
Yar yar yar yar yar yar aman
El ettim dudu kuşuna
Leylim leylim leylim aman
*
Hey hey pınar başı ben olayım
Yar yar yar yar yar yar aman
Bulanırsam bulanayım
Leylim leylimleylim aman
***
Şarkıyı dinledikten sonra bende şöyle bir izlenim oluştu;
* Şarkı bir defa insana çok sempatik geliyor.
* İnsanı sıkmıyor.
* Herkesi ihata ediyor, toplumun bütününü kucaklıyor.
* Kulağa da çok hoş geliyor.
* Şarkı, buram buram Anadolu kokuyor, Türkiye kokuyor.
* İtici, gürültücü değil, sevimli bir şarkı.
* Ses kirliliği oluşturmuyor…
***
Dinleme imkânı buldunuz mu bilemiyorum ama ben çok sevdim bu şarkıyı.
Peki, ya siz!
BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ
* Sabri Ülker Gıda Araştırmaları Enstitüsü Vakfı’nın 7 Mayıs 2015 tarihinde düzenleyeceği 3. Sağlıklı Yaşam ve Beslenme Zirvesi için geri sayımın devam ettiğini,
* “Beslenmenin dünü, bugünü, yarını: Daha sağlıklı bir toplum için beslenme alışkanlıklarında değişim” temalı zirve için gıda, beslenme ve sağlıklı yaşam konularında alanının uzman isimlerinin İstanbul’da bir araya geleceğini,
* Yıldız Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ali Ülker’in ev sahipliğinde, 6 Mayıs Çarşamba akşamı vakfın Bilim Kurulu üyeleri ve zirvenin bu seneki konuşmacıları Prof. Dr. Walter Willet, Prof. Dr. Gökhan Hotamışlıgil, Prof. Dr. Barbara Rolls, Prof.Dr. Adam Drewnowski, Prof. Dr. Monique Raats ve Prof. Dr. Hans Biesalski’nin katılımlarıyla özel bir akşam yemeğinde bir araya gelineceğini, biliyor musunuz
BUGÜN 27 NİSAN, NEŞE DOL(M)UYOR İNSAN!
Bugün 27 Nisan 2015…
Hatırlayınız lütfen!
Bundan 8 sene önce neler yaşanmıştı, sahi
27 Nisan 2007 gecesi Genelkurmay Başkanlığı’nın internet sitesinde Cumhurbaşkanlığı seçimlerine ilişkin “basın açıklaması” başlığı altında bir bildiri yayınlandı.
Dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ın bizzat yazdığını ifade ettiği bildiri, bir basın açıklaması mı, muhtıra mı tartışmaları yıllarca sürdü.
Ama şu kesin; bu açıklama sonuçları itibariyle Cumhurbaşkanı seçimine darbe tehdidiyle doğrudan müdahaleydi.
Bence de açık ve seçik bir muhtıra idi…
***
Yine hatırlayalım;
Bildiride, Cumhurbaşkanlığı makamına “laikliğe sözde değil özde bağlı” birinin seçilmesi zarureti anlatıldıktan sora darbe tehdidi şöyle yer alıyordu:
“Son günlerde, Cumhurbaşkanlığı seçimi sürecinde öne çıkan sorun, laikliğin tartışılması konusuna odaklanmış durumdadır. Bu durum, Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından endişe ile izlenmektedir. Unutulmamalıdır ki, Türk Silahlı Kuvvetleri bu tartışmalarda taraftır ve laikliğin kesin savunucusudur. Ayrıca, Türk Silahlı Kuvvetleri yapılmakta olan tartışmaların ve olumsuz yöndeki yorumların kesin olarak karşısındadır, gerektiğinde tavrını ve davranışlarını açık ve net bir şekilde ortaya koyacaktır. Bundan kimsenin şüphesinin olmaması gerekir…”
***
Yaşar Büyükanıt’la, Recep Tayyip Erdoğan arasında yaşanan ve bugüne kadar ne olduğu açıklanmayan, “sır” “Dolmabahçe Zirvesi”ni bir kenara koyuyorum.
Aradan kaç yıl geçti…
Söyler misiniz; açık bir “muhtıra” olan ve tepkilerin ardından Genelkurmay’ın sitesinden de kaldırılan 27 Nisan Bildirisi hakkında Büyükanıt hakkında bugüne kadar herhangi bir soruşturma açıldı mı, açılmadı mı
SEÇİM SONRASI ORTALIK TOZDUMAN OLACAK!
Denizli’den Tahsin Zeybek aradı.
“Ne olur” dedi. “Âşık Mahzuni’nin sözlerini bir kez daha yazsanız…”
“Hangi sözlerini ” dedim. “Hani şu meşhur ‘parsel parsel eylemişler dünyayı…’ var ya, işte o sözleri…” İşte, Mahsuni’nin o cümleleri;
Parsel Parsel Eylemişler Dünyayı
Bir Dikili Taştan Gayrı Nem Kaldı
Dost Köyünden Ayağımı Kestiler
Bir Akılsız Baştan Gayrı Nem Kaldı
*
Padişah Değilem Çeksem Otursam
Saraylar Kursam Da Asker Yetirsem
Hediyem Yoktur Ki Dosta Götürsem
İki Damla Yaştan Gayrı Nem Kaldı
*
Mahzuni Şerifim Çıksam Dağlara
Rastgelsem De Avcı Vurmuş Marala
Doldur Tüfeğini Beni Yarala
Bir Yaralı Döşten Gayrı Nem Kaldı
***
Tam da bu cümleleri yazarken, son zamanların en büyük zorbalığına imza atarak Ankara caddelerinden Saadet Partisi bayraklarını toplattıran Melih Gökçek’in bir cümlesi gözüme çarptı.
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek CNN Türk’ün canlı yayınında Hande Fırat’ın sorularını cevapladı. Gökçek Bülent Arınç’ın “Ankara’yı parsel parsel sattı” iddiasına burada da cevap verdi. Ama ne cevap;
- “Paralel yapıya yardım ettiğim doğrudur. Bize okul ve hastane talebi gelirse trafiğe engel değilse kabul ederiz. Bunun için teklif kimden teklif gelirse gelsin kabul ettim. Biz herkese aynı davranırız. Hastane için geldiklerinde veririz. Ben veriyorum diyelim peki CHP’liler buna ne diyor Bu kararlar MHP, CHP ve AK Parti’nin oy birliğiyle geçmiş. Suç mu işlediler şimdi Arınç seçimden sonra konuşursa cevap veririz.”
***
Desenize seçimden sonra bir başka, hem de dolu dolu polemik bizi bekliyor olacak…
Dubakali ne olacak
NOT: Bugün, 27 Nisan 2015, Pazartesi. 1) Emekliler yılda 15–20 TL zamla, hâlâ sürünmeye devam ediyor. 2) An itibariyle asgari ücretli “nasıl geçineceğim ” diye feryat ediyor. 3) Bu parlamento ve mevcut AKP iktidarı, 2011’den bu yana verdiği yeni ve sivil anayasa sözünü yerine getiremedi. 4) 28 Şubat darbesi döneminde kapatılan, yoksul-zeki Anadolu çocuklarının barındığı Başbakanlığa bağlı Vakıf Öğrenci Yurtları hâlen kilitli. Otur, sıfır!