Bu ne karanlıkmış, pardon kararlılıkmış

Abone Ol

“Fenerbahçe kafilesi silahlı saldırıya uğradı” haberi bu ülkenin binlerce insanını, TV kanallarından duyacakları “Fenerbahçe kafilesi Sabiha Gökçen’den ayrıldı” cümlesine kadar televizyonların karşısında durmaya mecbur etti.

“Olayın vahameti”ni anladıklarından…

 Vahamet, korkulacak tehlikeli durum demektir.

Trabzon Valisi’nin görüntüleri ve konuşması yansıyor: “İlk intiba: Şoförün yarasının taştan kaynaklandığı yönünde…”

 Görüntüleri seyreden insanların aklına önce gelen düşünce, Sayın Vali’miz “olayın vahameti”ni anlamamış şeklinde olsa da, hemen toparladılar kendilerini.

Sayın Vali’miz taktik icabı, yani faillerin yakalanabilmesi için böyle konuşmuş olabilir. Danışmanları, emniyetin uzmanları “kurşun” gerçeğini rapor etmesine rağmen yönetici sorumluluğuyla “taş” demesi gerekiyor da olabilir. Taş yani 3-4 santim boyunda bir çakıl taşı mesela karşıdan gelen araçların tekerinden fırlayan bir taş mesela…

 Trabzonspor yöneticisi Yakup Aslan’ı dinledi insanlar sonra. Hukukçuların yürüttüğü kupa meselesine değinse de, yayın postasından pay almak konusunda Aziz Yıldırım’ım Trabzonspor’u savunduğunu vurgulaması, FB-TS gerginliğinden bıkmış, yorulmuş insanların rahatlayacağı tünel ışığı umudu çok sürmeyecekti. Zira TS başkanı, “öyle konuşmayacaktı” tepkisini koyuyordu, canlı telefon bağlantılı TV programlarında.

 Konu Fenerbahçe olunca, bir felaketten Allah korudu, diye düşünmeyenler, Emre ve Volkan’ı gündemlerine almazlarsa “nöbet”lerinin nüksedeceğini biliyorlardı.

Silahlı saldırıya uğramışlardır, birkaç dakika önce başından yaralanmış ve burnundan kan fışkıran şoförlerini polis otosuyla göndermiş insanlardır, camlarda gördükleri kurşun izlerinin korkutuculuğunu hissetmeleri normaldir, takımlarının kaptanlarıdırlar, dememişler, dudak okuma uzmanlarını devreye sokmuşlar. Onları o hallerinde dahi kızdıracak sözleri ve metodu bilmeleri avantajları idi. “Siz ne dediniz de…” diye soran da yoksa…

 Fenerbahçe’nin bir hafta içinde oynayacağı bir kupa ve bir lig maçlarının ertelenmesi haber olarak duyurulurken, İstanbul takımlarından Galatasaray bir yöneticisini konuşturuyordu.

 Elbette geçmiş olsun dediler Fenerbahçe’ye ve saldırıyı kınadılar. Ne güzel!

Lakin bir sonraki cümlesini insanların anlamakta zorluk çekmesinin ise tarihe kaydı düşüldü.

 “Ertelenecekse hepsi ertelensin. Rekabet ortadan kaldırılmamalıdır.” Galatasaray’ın bir yöneticisinin ben dediklerinin yeterince ve doğru (dürüst) anlaşılamaması, belki de Fenerbahçe’lilerin yaşadığı olayın vahametindendir.

 Yoksa kimin aklına gelir, sakat oyuncularının kalan maçlarına yetiştirilmesini düşünmeleri…

 Rekabetten anlaşılanın, silahla saldırıya uğrasa da bir rakip ya da ezeli rakip, tüm futbolcuları ile bir felaketin eşiğinden “saniye” farkıyla dönmüş olsalar dahi, belki avantaj sağlayabilirler hesabını yapmak olduğunu da bilmez insanlar.

 “Öyle konuşması” istenmeyen bir TS yöneticisi ve böyle konuşması istenen bir GS yöneticisi… Yoksa bu saldırı, bu ülkeye, bu durumları anlatmak için mi yapılmıştır