Bu kadar canice ölüm varken?

Abone Ol

Dört bir yanımızda öldürücü silâh varken ve bu kadar

insan hemen her gün canice öldürülüyorken nasıl huzurlu ve mutlu olunur

Zalimlerin kol gezdiği, insana hiç acınmadığı ve değer verilmediği batı ruhlu

acımasızlığın kol gezdiği bir düzlemde ve bir zamanda nasıl keyif çatılabilir

Batı ruhlu diyoruz, yapanlar ise doğulu, yani Müslüman Öyle biliniyor. Bu

bölgenin huzuru ne zaman kaçtı, hangi eller buraya bulaştıktan sonra bu vahim

olaylar yaşandı, bunun üzerinde durulmuyor. Osmanlı Devleti çökertildikten, bölgeye

kavmi ve kabilevi yapılar egemen kılındıktan, her yöneticinin bir kukla olduğu

bu coğrafyada suçu Müslümanlara ve İslâm a yüklemek ne kadar doğru olur

Bugün savaşılan ve indirilmeye çalışılan bütün krallar

kimin eseri Müslümanların mı, Osmanlı nın mı, kimin Halkın kendi iradesiyle

mi bu kuklalar başa geçirildi İslâm geleneğinden gelen istişari yöntemle mi

geldiler

I. Dünya Savaşı sonrası bölgenin taksimi emperyalistler

tarafından yapılırken, coğrafya cetvelle ve bilinen yöntemlerle belirlenir ve

başlarına kukla yöneticiler seçilirken bunlar Müslümanların iradesiyle mi oldu

Asıl sorulması gereken, Batı kendi günahının, yani soykırımlarının bedelini

Müslümanlara yükleyerek Yahudilere Filistin de toprak açması, onları zorbalıkla

ve gaspla yerleştirmesi, ardından da korumaya alması, mazlum Müslümanları

evlerinden yurtlarından etmesidir, buna ne demeli Bir hançer gibi

Müslümanların böğrüne yerleştirilen Siyonist İsrail in MOSSAD ile CIA gibi

güçlerin bölgede neler yaptıkları bilinmiyor mu

Müslümanların kendilerini ve haklarını koruma gibi bir

imkânları ve şansları da ellerinden alınmış, özgürlüklerini sağlamaları suç,

topraklarını korumaları suç, yeraltı kaynaklarını kullanmaları suç, dahası

insan olmaları suç.

Gelinen son durumu, bu insanları kavmi bölünmeler, mezhep

gerilimleri, uydurma ve yapay parçalanmalar sonucu birbirilerine

düşürülmeleriyle durum iyice çıkmaza sürüklenilmiş.

Müslümanlar, bu karmaşada işin içinden çıkamıyorlar.

Yönetenleri de emperyalizm bağımlısı, kendi iradeleriyle hareket edemiyorlar.

Edenler anında bertaraf ediliyorlar.

Müslümanlar, bu yapay sınırlar üzerinde savaşıyorlar.

Onları bir araya getirecek olan asıl ruhtan da uzaklar. Müslüman görünümlü

yöneticilerin önceliği çıkarları, yani dünya nimetleri. Bu ister makam, ister mevki,

konum, ister mal olsun sonuç değişmiyor hemen hepsi aynı kapıya çıkıyor.

Müslümanlar bu kan gölünden hangi yol ve yöntemlerle

kurtulabilirler

Batı güdümlüler bu yapay durama bakarak Müslüman

kardeşliğinin bir hiç olduğunu ileri sürüyorlar. Birbirini katleden bu

çıkarcıları Müslüman sayıyorlar. Onların kuklalarını ve tetikçilerini Müslüman

sayıyorlar. Müslümanların birbirlerini kırmalarından da haz alıyorlar. Bıçağın

ucu kendilerine dayandığında birden feveran ediyorlar.

Müslümanların birliği kardeşlik ruhlarıdır. Kardeşlik

Kitap ta, sünnette ve o gelenekte oluşmuş büyük uygarlıktadır. Hiç kimse bunu

yadsıyamaz.

Müslümanların aralarındaki kimi ayrılıklar bile hayra

yorulur ve bundan hayırlı sonuçlar çıkarılır. Ümmetin ayrılığı bazen hayırlar

getirir. Fakat bu parçalanmalar tamamen kendilerinin dışında, iradelerine sahip

değildirler.

Bir araya gelmek zor değil, ama zaman ister.

Emperyalizmin oyununa gelerek değil, onların

belirlemeleriyle değil tamamen kendi iradeleriyle olacak. Gizli servisler yoğun

iş başında. Onların oyunlarını bozacak ve kendi servisleriyle karşı koyacak bir

edim gerekli.

Bugün, geçmişte her türlü oyunu oynayanlar ve kukla

görevi yapanlar Ergenekon adı altında yargılanıyorlar. Fakat onların rollerini

bugün başkaları kapmış durumda. Onlar da bunlar da emperyalizmden ayrı

düşünülemezler ve soyutlanamazlar. En büyük emperyalist güç olan Abede yi

Müslüman topraklarını işgale davet edenler, yardım edenler onlardan çok mu

farklıdırlar Demokrasi adına girilen Irak ta öldürülen bir buçuk milyon

insanın ölümünden sonra bugün ölen insanların sayısı geçmiş dönemden daha mı

az

Önemli Not:

1-Bundan böyle yazılarım Pazartesi, Çarşamba ve Cuma

günleri olacak.

2-Pazartesi günkü yazımın başlığı: Bu kan gölü nereye

kadar olacaktı, sehven daha önce yayımlanmış bir yazımın başlığı girmiştir.

Yazıda seçilen spot da bir başka yazıya aittir. Bu durum irademin dışında

olmuştur, düzeltir özür dilerim.