Bu güç farklı kullanılamaz mıydı?

Abone Ol

DİYORLAR Kİ:

“Sözde siyasetçilerden de, sözde aydınlardan da şehitlerin kanlarının hesabını sorma gücüne sahibiz!”

İnanıyoruz!

Devlet böyle bir güce her zaman sahiptir!

İstenirse sadece “sözde siyasetçi” ve “sözde aydından” değil “teröre bulaşan” herkesten hesap sorabilir!

Ama önemli olan insanlar şehit olduktan sonra “hesap sorma” gücünün gösterilmesi midir

Yoksa insanlar öldürülmeden önce bu gücün devreye sokularak onların “hayatta kalmasını” sağlamak mıdır

İnsanlar şehit olduktan sonra gösterilecek “hesap sorma” gücü yerine insanların öldürülmesinden önce bu gücün kullanılması çok daha mantıki değil mi

Adına “çözüm süreci” denilen süreç zarfında hep “bu tema” işlenmedi mi

Başlatılan yeni süreçle ilgili olarak bir “geri adımın” atılmasının söz konusu olmadığının da altı çiziliyor!

Yani bir “kararlılıktan” bahsediliyor!

Ama samimi düşüncemiz odur ki söylenenlere inanmakta bir hayli zorlanıyoruz!

Zira bu söylemlerin sahiplerinin dün söyledikleri ile bugün söyledikleri o kadar farklılık arz ediyor ki!

Hangisine inanmamız gerektiği konusunda bir hayli tereddüt içindeyiz!

Denilebilir ki:

“Geldiğimiz noktada artık gücümüzü insanların öldürülmesi önleme yolunda kullanmanın imkânı kalmamıştı. Bu yolda ilerlemeye mecburuz!”

O zaman sormak isteriz:

Bu noktaya gelinceye kadar aklınız neredeydi Yapılan onca ikazı niye “kulak ardı” ettiniz Ve sizi ikaz edenleri niye “kötü niyetli kişiler” olarak görüp gösterdiniz Biz bekliyoruz ülkeyi yönetmekte olanlar doğru ya da yanlış aldıkları bir kararın arkasında olsunlar ve dün söylemiş olduklarını bugün yaptıkları ile tekzip etmesinler!

Diyorlarsa ki “Yanlıştan dönmek fazilettir, biz de bu fazileti gösteriyoruz” o zaman yanlışlarını itiraf etmeliler!

Zira yanlışlarını hiç dile getirmeden her yaptıklarının doğru olduğunu savunmaları onlara olan inandırıcılığı hepten yok ediyor!

Bu kararsızlık, bu çelişkiler yumağı devlet yönetiminin kaldırabileceği nitelikte olmaktan çoktan çıkmış bulunuyor!

Devletin her şeye tahammülü vardır ama kararsızlığa asla!