Bu futbol terörü mü?

Abone Ol

Benim şampiyonluktaki en büyük favorim, hatta iki-üç ay önce şampiyon ilan ettiğim Fenerbahçe, onca eksiğine rağmen ki burası çok önemlidir, müthiş bir saha içi terörü ile son haftaların iyi sonuçlar alan takımı Rizespor’u perişan ederek yendi. Beş gollü bir galibiyeti idi, ama bazı aksaklıklar, ya da skorun daha fazla üstüne düşme gibi bir İngiliz veya Alan hırsı olsaydı, düzineye bile yetişirdi Fenerbahçe... Bu arada Rizespor’un Morinhosu(!) Hikmet hocanın da, anlaşılan o ki Fenerbahçe’nin eksik kadrosuna kanıp ötesi berisi açık oyunun da bu skorda payı vardı, hiç kuşkusuz. Düşünsenize; Fenerbahçe, Topuz’u da oyundan alarak bir on beş dakika on kişi bile oynuyor, sen orada bir gol dahli atamıyorsun. Hatta tam tersine Fenerbahçe pozisyon harcıyor.

Maçın teknik yapısı üzerinde daha fazla durmaya gerek yok. Bu arada Sow’un, eski yılların Rıdvan’ın Altay’a attığı golü anımsatması ise bizim 450 milyon dolarlık havuzu olan ligimizin ne denli değerli olduğunu da bir kere daha ortaya koydu. Ama Webo’nun Emre’den aldığı topu Sow’a aktarışı ve oradan da filelere giden gol ise benim daha çok hoşuma gitti. Hele hele Obraniak’ın oyundan çıkışı ile artık sahada birinci lig kalitesinde futbolcusu kalmayan Rizespor’un onca parayı sokağa nasıl attığı da netleşti.

Ammaaa maç sonrası bizi kahretti. Fenerbahçe kafilesi özel uçağına binmek üzere Trabzon yoluna düşerken, taş ve silah saldırışa uğradı. Hoş, hekiminden valisine, emniyetine kadar birbirinden çelişkili açıklamalar dinledik ama işin içinde silah oluşu netleşti sonunda... Bugüne kadar çok futbolcu kafilesinin otobüsü taşlanmıştır. Ama hiçbir gün silahla taranmamıştır.

Olayı şiddetle, nefretle kınadıktan sonra, bu şerefsizce yapılan saldırının arkasında ben şahsen bir futbol terörü imajı görmüyorum. Ya çok bulanıktır, ya da... Evet, bu hayâsızca yapılmış saldırı beni biraz geriye götürdü. Acaba dedim, seçimler yaklaşırken daha dün yaşadığımız saldırıların tutmadığı, daha büyük bir eyleme sahne olabilecek bir iş yapılması planlanmıştı Öyle ya 3 Temmuz süresinde Fenerbahçe için yapılan yürüyüş ve protestolara ezeli rakiplerin taraftarları da flama, bayrak ve formalarıyla katılmışlardı. Böyle bir tabloyu oluşturabilmek futbolun, kulüp ögesinin yanı sıra başka bir de ancak memleket meselesinde mümkün olabilirdi. Acaba Fenerbahçe’nin 20 milyonu aşan kitlesi üzerinden bir yerlere mi uzanılmak isteniyor Tekrar edeyim, bugüne kadar bir çok defa futbol kafileleri taşlanmıştır ama işin içine silah girmemiştir.

Yetkililerden isteğimiz, bu maça gölge düşüren bu çirkin, haince yapılmış saldırının faillerini hemen ortaya çıkarmak ve bağlantılarını da deşifre etmeleridir. Fenerbahçe tarafından liglerin bir süre ertelenmesinin istenmesi ise bizi üçüncü sınıf ülke durumuna düşürür. Sakın ha derim. İşte o zaman teslim olmuş oluruz...