Bu da derbiye benzemedi!

Abone Ol

HANİ Beşiktaş geçen yılın şampiyonu idi ya... Ve de herkes tarafından bizim ligin yüzde seksen oranıyla en iyi top oynayan takımı idi ya...  Bu sezon da Şampiyonlar Ligi’nde henüz hiç yenilmemişti ya... 

Hani Fenerbahçe son yedi maçı kazanmıştı ya... Advocaat artık takımı tanımış ve eldeki potansiyeli çok iyi yönetmeye başlamıştı ya... Aynı Fenerbahçe daha geçen hafta, kupadaki yarım takımı hariç, Rize’ye beş çekmişti ya... 

Eh şimdi ne derbi olurdu bu be... Futbolun daniskası oynanır, insanın pozisyon izlemekten başı döner, bireysel olarak da ne şovlar izlerdik yani... 

Ve de maalesef bu derbi de, belki de iki hafta öncekinden az bir adım önde idi ama sanırım ve iddia ederim ki kimse tarafından beğenilmedi. 

Beşiktaş’ın sahaya sürdüğü kadro özellikle ön tarafında tuhaftı. Sezon başından beri, son kupa maçı hariç, hemen hemen hiç oynamamış bir oyuncu önde bir kanatın adamı olmuştu. Ortada genelde stoperlere teslim olan Cenk Tosun vardı. Bir tek sağ kanatta Quaresma doğrusu görülüyordu. Atiba’nın sağında solunda Tolgay ve Oğuzhan vardı. Yani hücuma yönelik oynayan iki isim... Savunmada Gökhan Gönül’ün oynamasını kimse beklemiyordu. Hele hele üç gün önceki kupa oyunundan sonra. Ama vardı. Gerisi ise beklenilen gibiydi.

Fenerbahçe’de ise Rizespor maçının kadrosu vardı. Ama rakip Rizespor değil, kötü bir  gününde de olsa Beşiktaş idi... Yani ne Aatıf solda oynardı bu maçta, ne de Sow bir başka kanatta. Maça bir bakın bakalım, bu kötü bir Beşiktaş karşısında bu iki oyuncu neler yapmışlar oyundan çıkana kadar... Elinizde sağlam bir Volkan Şen varsa, hele hele böyle bir maçta, banko oynar bay emekli hoca... Bakın bakalım Volkan Şen oyuna girdikten sonra takımınız önde neler yaptı emekli bey! Acaba o Rize’ye üç sallayan Sow  topa ayağını sürebildi mi? Ofsayda düşmekten yoruldu sadece... Ben mi ne yapardım? Bir kanada Alper’i, diğer kanada da Volkan’ı koyar, santrforda da ya Van Persie ya da Sow’la oynardım. Topal’la Sousa’nın önüne de artık iyileşmiş olan Ozan’ı sürerdim.  

Neyse, iki hoca da yanlış tertipleriyle sahaya çıktılar. Emekli bey soyunma odasında uyandı da Volkan’ı oyuna atı. Şenol hoca ise taaa 60. dakikaya kadar Aboubakar silahını kenarda sakladı. Zaten Quaresma sarı kart görmeseydi oyuna gireceği de yoktu sanırım. Mademki Lens son on beş dakika oynarım dedi, o zaman neden son yarım saate çıkarılmadı bu süreç? Hele hele Kerim Frei’ya 87 dakika tahammül etmek ciddi olarak bir sağlık sorunu sunabilirdi insanlara... Hele hele haftalardır oymayan Necip nereden çıktı anlayan oldu mu? 

Özetle Fenerbahçe’nin iki adet yarım porsiyon pozisyonu dışında Beşiktaş bu konuda sıfır çekti. Sonuç mu? Zaten tersi olsa ayıp olurdu. 

Bakalım Avrupa maceraları nasıl bitecek gruplarda? Fenerbahçe gruptan çıktı da, Beşiktaş’ı sıkıntı bekliyor gibi... Umarız ki ikisi de gelecek seneye kalırlar... Tabii ki Osmanlıspor’la birlikte...

Devrenin bitimine bir maç eksiği ile sadece üç hafta kaldı. İster misiniz hiç bir şey oynamayan Galatasaray, gelip de üstündeki üç takımdan birini veya ikisini geçiversin. Uzak ihtimal ama baksanıza oynanan futbola... Ve de bu tabloda Başakşehirspor’un yanı sıra bir başka takım gelip de ilk dört sırayı bozamazsa yazık olur derim...