Kozmetik mağazalarının önünden geçerken başınızı çevirip hiç baktınız mı? Ya da her dakika dolup taşan bu mağazalarda daha güzel ve daha çekici görünebilmek için fahiş paralar harcayan kadınların yüzlerindeki mutsuzluk hiç dikkatinizi çekti mi? Kapitalizmin esir aldığı bu kadınlar kendilerini kutsadıkları nesnelere o kadar kaptırmışlar ki, iş ya da aile ortamında hatta sokakta beğenilmemek onlar için dinden çıkmak gibi algılanır hale gelmiş. Düşünün kadın bir ay boyunca çocuğunu bakıcıya terk edip onu sevgisinden mahrum bırakıyor, eşi ve yakınları ile yeterince vakit geçiremiyor, çocuğunun ve aile fertlerinin mutluluğuna katkı sağlayamıyor fakat kendisinden istenen prototipe uyum sağlayabilmek için bir yolunu buluyor ve neredeyse kazandığı bütün parayı kozmetik ürünlere yatırıyor.
TÜİK verilerine göre ülkemizde kozmetik sektörüne yönelik yapılan ithalat son yıllarda 1,8 milyar doları buldu. Kadınlarımız kızlarımız kozmetik ürünlere bağımlı hale gelirken kozmetik piyasasının patronu bu ürünleri üretiyorum ama asla kullanmam diyor. Kozmetik ürünlerin patroniçesi doksan yaşındaki Helena Rubinstein Avustralyalı bir gazeteci arasında geçen konuşma şöyledir:
“Dünya güzellik piyasası sizin elinizde, krem, allık, pudra, losyon ve parfüm gibi ürünlerin sahibisiniz, bu yaşınıza kadar hangisini kullandınız?”
Kadın cevap verir:
“Hiçbirini kullanmam.”
Gazeteci bayan sorar:
“Peki niye?”
“Kozmetiğin faydasına inanmam.”
Gazeteci şaşkın vaziyette Helena’ya döner ve tekrar sorar:
“Dünyanın dört bir yanına bu ürünleri pazarlıyorsunuz peki niçin?”
Patroniçenin cevabı ilginçtir:
“İsrail devleti için.”
Kozmetik ürünleri pazarlayan kişi bu ürünlerin faydasına inanmadığını ancak İsrail’e ekonomik katkıda bulunmak için üretmeye devam ettiğini ifade ederken Müslüman hanımlar bir yandan kahrolsun İsrail diye slogan atarken diğer yandan bütün kazançlarını bu ürünlere yatırarak farkında olmadan İsrail’e katkı sağlıyorlar. Bilinmelidir ki, İsrail’in kasasına giren her kuruş Filistinliye atılan bir silahtır, bizler madem ekonomik gücümüzle bu zorbalarla mücadele edemiyoruz, hiç olmazsa ürünlerini almaktan vazgeçip safımızı belirtebilmeliyiz.