İlginç bir haber vardı geçenlerde; bir hayvansever cins diye bir köpek satın almış. Daha sonra köpekte yaralar çıkmaya başlayınca köpeği veterinere götürmüş. Veterinerde köpeğin cins değil boyalı olduğu anlaşılmış. Köpek cins değil boyalıymış. Köpek satıcısı köpeği turuncuya boyamış cins köpek diye satmış. Haberi görünce gülmemek elde değil. Duvar boyasına boyamış anlaşılan! Su bazlı duvar boyasına! Oysa araba boyasına boyasa anlaşılmazdı belki! Ya da ahşap boyasına! Yağlıboyaya boyasa yani! Yağlıboya olsa parlar gıcır gıcır olurdu! Kesin duvar boyasıdır! Düşünsenize kulakları daha turuncu boya efendi diyor! Kulakları dikince dökülmesin boya! Ya da patilerin boyası biraz az mı oldu ne! Yahu pençeleri de boyama âleme rezil etme bizi efendi diyormuş hayvan! Bir de şu boya turuncu değil de kırmızı filan olsa!
Ülkemizde bütün mevzular da böyle değil midir. Hangi konu olsa mutlaka ‘boyanıp’ satılmaya çalışılıyor. Konuyu gündeme getirmek için önce bir peşrev çekiliyor sonra ‘boya’ işine giriliyor. Halk hangi boyaya kanacaksa o boyanın ‘cilası’na daha da dikkat ediliyor. Kültür festivalleri yapılıyor bakıyorsunuz sahnede kültür yerine ‘boya’ var. Kültürün k’sı bile yok. Üstelik organizasyon bakanlığa ait. Bir ton boyayı aylardır ‘kültür’ adıyla şehir şehir dolaştırıyorlar. Benzer ‘boyama’ birçok belediye tarafından da yapıldı yakın zamanda. Türk kültürüyle alakası olmayan faaliyetler ‘boyanarak’ inandırılıp satılmaya çalışılıyor. Sahnelerde hep ‘boyalılar’ var. Kültür adıyla boyama yapılıyor. Üstelik hep de karanlık tonda. Halkın parasıyla halk kandırılıyor. Bir milletin temeli kültürdür. Ama boya değil. Kültür olursa boyalı basında yer almaz. O nedenle boya sunuluyor boyalı basına. Boyalı basın da boyayı kültür sanat diye veriyor. Boyalı basın boyaya bakıyor, satılmak için. Kültürle işi yok.
Sadece kültür mevzusu ‘boyanmaya’ çalışılmıyor başka konular da hep boyanıyor. Her dönemde yeni anayasa vaadi veriliyor. Yeni anayasa bir seçim boyasıdır. Değişmesi teklif edilemez maddeler değişmeyecekse yeni anayasa yeni olur mu olmaz. Değişir der gibi ama sadece der gibi bir peşrev çekildi, rejim bekçileri ‘heyt’ deyince değişmeyecek dendi. Değişir denmesi boya değilse neden değişir diye ısrar edilmedi. Edilmez. Herkes rejim bekçilerinin hizasına gelmiş bulunuyor. Hem Müslüman hem de bu topraklardan Müslümanlığı kaldıran sistemin yıl dönümünü kutluyorlar. İslam hukukunu kaldıran rejimin yıl dönümünü kutluyor Müslümanlar. Kutlayan Müslümanların Müslümanlık iddiası sadece bir boyaymış, yıl dönümlerinde dökülüyor.
Ülkemizin en parlak ‘boyası’ demokrasidir. Monarşiye rahmet okutacak uygulamalar demokrasi boyasıyla yapıldı bu ülkede yıllarca. Demokrasi en çok satan ‘boya’dır ülkemizde. Hocaları asıyoruz neden? Demokrasi için. Darbe yapıyoruz yöneticileri asıyoruz niçin? Demokrasi için. Kim hangi konuda sıkışırsa ‘demokrasi’ diyor kurtuluyor. Halkın yüzde doksanının yaşam hakkına saygısı yok ama demokrasi taraftarı. Demokrasi denen boyaya bakın. Her yerde ‘parlıyor’. Bütün akrabalarını yandaşlarını belediyelere devlet dairelerine dolduruyorlar sorulunca demokrasi diyorlar. Yıllardır ABD tarafından kurulup kullanılıyorlar Türk askerine silah sıkıyorlar ama sorulunca demokrasi diyorlar. Demokrasi çok kullanışlı ‘boya’dır ülkemizde. Boyalı basın da çok sever demokrasiyi. Ülkede yapılan bütün darbelerde darbecilerin yanındadır ama demokrasiyi savunduğunu söyler boyalı basın. Çok satan ‘boya’dır demokrasi. Boyalı basın da halkı iyi ‘satar’. Her dönemde satmıştır. Günümüzde de yandaşlık boyasıyla boyandı boyalı basın. Müslüman yöneticileri günahları kadar sevmezler ama onlara toz kondurmazlar. Cep meselesi. Yandaşlık ‘boya’sı çok kullanışlıdır.
İnsan köpeği boyayınca suç köpek insanı boyayınca muasır medeniyet!