Sadece Ortadoğu nun değil, dünyanın gündemi de büyük
ölçüde Irak Şam İslam Devleti nin (IŞİD) Musul u ele geçirmesi ve Bağdat a
devam eden kanlı yürüyüşü ile değişmiş durumda. Burada, Musul daki
Başkonsolosluğumuzun basılması ve içindekilerin rehin alınmasının yanında,
diğer rehin alınan Türklerin durumu da hiç kuşkusuz Türkiye yi çok yakından
ilgilendiriyor.
Türkiye açısından önem kazanacak bir diğer mevzu ise
Kerkük merkezli yaşanacak diğer olası gelişmeler.
Bunun başında da Kuzey Irak Yönetimi nin takınacağı tavır
ile birlikte Erbil in Kerkük ün statüsü bağlamında atacağı adımlar ve buna
başta Irak Türkmenleri olmak üzere, Irak ın geri kalanının vereceği tepki
geliyor.
Bu ise, Türkiye yi bir tercihe itmenin ötesinde, şu ana
kadarki Kürt merkezli bölge politikasının da önemli ölçüde darbe alması ile
eşdeğer. Bu darbe, sadece sınır ötesi ile sınırlı olacağa benzemiyor. Sınır
içindeki açılım politikası da büyük ölçüde tehdit altında, eğer buna yönelik
ciddi tedbirler alınmaz ise. Bu da bizi, IŞİD üzerinden yürütülen yeni projeye,
bir diğer ifadeyle somut hedeflere yöneltiyor. Nasıl mı
***
Öncelikle IŞİD, gerek yöntemler ve gerekse de araçlar boyutu itibarıyla Yeni
Ortadoğu şekillenmesinde tekrar en başa dönülmesi ile eş değer. Bu husus, IŞİD
bağlamında yaşanan son gelişmelerle artık tescillenmiş durumda. Nitekim yollar
bir kez daha Irak tan ve Saddam dan geçiyor. Her ne kadar şu an ortalıkta
sadece hayaleti olsa da...
Buradaki önemli dönüm noktası ise hiç kuşkusuz Arap
Baharı ve Suriye krizi. Mısır daki askeri darbe ise, yeni sürecin başladığının
işaret fişeği olarak karşımıza çıkıyor.
Bu bağlamda darbe, aynı zamanda Ortadoğu da
demokratikleşme sürecinin aslında koca bir hikâye olduğunun, eski yöntem ve
araçlara dönüldüğünün de önemli bir göstergesi olarak kendisini göstermekteydi.
Dolayısıyla, Suriye krizi ve Mısır daki askeri darbeyi
anlamadan, bu yeni dönemi ve burada radikal örgütlerin oynadığı rolü anlamak
çok zor!
***
Nitekim bu darbenin hemen sonrası kaleme aldığım bir kaç
yazıda Ilımlı İslam Projesi nin artık bittiğini ve radikalizme dönüldüğünün
altını çizmiş ve Batı açısından terör örgütlerinin ve radikal grupların süreçte
daha etkin bir rol oynayacağına dikkatleri çekerek, darbedeki asıl hedeflerden
birinin Yeni Türkiye Vizyonu olduğunun altını çizmiştim.
Bu noktada, tarihsel kodlarına dönüş süreci yaşayan ve
tarihsel coğrafyası ile yeni bir işbirliği başlatan Türkiye nin bölgede
devletler , örgütler ve dip dalga ile olan ilişkiler bağlamında izlediği
politikanın deşifre edildiğini ve bundan dolayı da hedef alındığını özellikle
belirtmiştim.
Bu bağlamda, IŞİD merkezli yaşanan son gelişmeler;
içeride Gezi ile başlayan, dışarıda ise Mısır ile önemli bir kırılmaya şahit
olunan süreçte bir diğer önemli ara aşama olarak karşımıza çıkıyor.
Bir diğer ifadeyle, Mısır ile alan daralması yaşamaya
başlayan ve manevra kabiliyeti büyük ölçüde darbe alan Türkiye, Irak üzerinden
adeta köşeye sıkıştırılmaya çalışılıyor! Dolayısıyla oyun çok büyük!
***
IŞİD in üstlendiği rol, elbette Türkiye ile sınırlı
değil. (Bu arada, IŞİD in Türkiye boyutunu, özellikle de Irak Kürtleri ve
Türkmenleri bağlamında bir sonraki yazımda irdelemeye devam edeceğim.)
IŞİD, her şeyden önce yarım kalmış Irak Projesi ni adeta
tamamlamaya aday görünüyor! Birinci Körfez Savaşı ndan bu yana konuşulan Üç
Parçalı Irak senaryosunun üçüncü sacayağı bu sefer daha somut bir hale
geliyor.
Açılan manevra alanı bunun en büyük göstergesi! ABD nin
son tepkilerini bu açıdan bir kez daha gözden geçirmekte fayda var!
Bu bağlamda IŞİD in, Şii Maliki yönetimi karşısında
hakları elinden alınmış, ötekileştirilmiş , adeta cezalandırılmaya çalışılan
Sünni kesim içerisinde çok hızlı bir şekilde yer edinmiş olması da oldukça
önemli.
***
Nitekim son gelişmelerin IŞİD kadar, bir Sünni İsyanı olarak
nitelendirilmesi de oldukça dikkat çekici!
Düne kadar daha çok Güney ve Kuzey bağlamında;
Şiiler ve Kürtler olarak ön plana çıkan siyasi haritada artık Sünniler de
kendilerine yer edinmeye başlamış durumda. Tabi burada hangi Sünniler sorusu
da bundan sonra daha sık sorulacak gibi. Bu da, Büyük Ortadoğu Projesi
bağlamında planın tıkır tıkır işlediğini gösteriyor!
Eğer, böyle devam eder ise bundan sonraki gelişme bir iç
savaş; yerelden başlayıp, çok hızlı bir şekilde bölgesel bir nitelik
taşıyabilecek olan...
Bu noktada, IŞİD İn bölgesel-küresel çapta üstlendiği
diğer iki role daha değinmek gerekirse; o da karşımıza alan temizliği ve
ikilik olarak çıkıyor! Nasıl mı Bir sonraki yazımızda bu hususu irdelemeye
devam edeceğiz...