BOP tıkır tıkır işlerken!

Abone Ol

Küresel eşkıya ve Siyonist kuklası ABD Başkanı Donald Trump, işbaşına geldikten sonra ilk yurt dışı seyahatini İslam ülkeleri Suudi Arabistan, Katar ve BAE’ye yaptı. Suudi Arabistan’la 600 milyar, Katar’la 1 trilyon 200 milyon, BAE ile 1 trilyon 600 milyon dolarlık anlaşmalar yaptı ve yaklaşık 3 trilyon doları cebine koyarak Amerika’ya döndü. Üç günlük seyahatinde Ukrayna ve Rusya arasındaki İstanbul’da düzenlenen barış müzakerelerine katılma konusunda “Gelebilirim” mesajı veren Trump, cüzdanını şişirdikten sonra barışla ilgili oralı bile olmadı, tekrar ülkesine döndü. Üstelik dünyayla dalga geçercesine, “Torunumla ilgileneceğim” diyerek! Trump’ın Ortadoğu turunda soykırımcı Netenyahu, Gazze Şeridi’nde katliamlarını sürdürüyordu. Beyzade, Gazze’de ateşkes ve barışın sağlanması noktasında da hiçbir girişimde bulunmadı. Sadece “Gazze’de insanlar açlıktan ölüyor” dedi. Sanki biz bilmiyoruz, bütün dünya bilmiyor! Gazze’de 53 bin sivilin katledilmesi, 100 binin üzerinde sivilin yaralanması O’nun umurunda mı? O’nun tek derdi dünyanın farklı coğrafyalarında çıkardığı savaşların körüklenmesi ve silah tüccarlarının beslenmesi, palazlanması, daha çok parayı ceplerine indirmesi.  Önceki günlerde ajanslarda bir haber vardı. Ukrayna ile Rusya arasındaki barış ihtimali bile silah tüccarlarının hisselerinin çakılmasına yol açmış. Öyle ya! Dünya yanacak, onlar kazanacak; dünya yanacak onlar ceplerini dolduracak; dünya yanacak onlar semirecek, büyüyecek!

Trump, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve geçtiğimiz günlerde sömürmek için nadir mineraller anlaşmasına imza attırdığı Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy ile bugün telefon görüşmesini yapacağını belirterek, “Amacım kan banyosunu ve binlerce askerin ölümünü durdurmak” dedi. Seçim döneminde “Rusya ile Ukrayna arasındaki savaşı 24 saatte bitiririm” diyerek oy toplayan Trum’ın açıklamasına kargalar bile güler! Trump’ın amacı barış olsaydı, şimdiye kadar çoktan devreye girer, metazori de olsa bunu bir şekilde gerçekleştirirdi. Dünyanın en büyük gücü olarak lanse edilen, bize yutturulan ABD’nin başındaki ne dediğini bilmeyen, bir öyle bir böyle beyanatlar veren, kendi ülkesinde bile vatandaşlarının başarısız bulduğu, açtığı küresel ticaret savaşıyla da  dünya ekonomilerinde depreme yol açan bu sallapati adama kim inanır? Trump, Ortadoğu turunda Suriye Cumhurbaşkanı Şara ile de görüştü ve “Suudi Arabistan veliaht prensi ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ricasıyla Suudi Arabistan’a uygulanan yaptırımları kaldırıyoruz” dedi. Acaba Şara ile arasında ne gibi bir al-ver diyaloğu yaşandı çok merak ediyoruz?  Zira küresel eşkıya ABD, sağmayacağı ineğe su bile vermez! Yaşanan tüm bu gelişmeler Büyük Ortadoğu Projesinin de tıkır tıkır işlediğinin de en büyük ispatı niteliğinde…Erdoğan, bir zamanlar “Ben Büyük Ortadoğu Projesinin eş başkanıyım” diyordu. Trump’ın geçtiğimiz dönemdeki başkanlık dönemde, “Akıllı ol, aptal olma. Büyük bir anlaşma yapabiliriz” diye mektup gönderip istihza ettiği, yerin dibine soktuğu şimdilerde ise “Birbirimizi çok seviyoruz. Erdoğan, çok zeki ve akıllı bir adam” diye övmelere doyamadığı Erdoğan’ın BOP olarak kurulan ama Büyük İsrail Projesine evrilen (BİP)’te hangi köşe taşında olduğunu bizler de merak ediyoruz! Kendisi bir çıkıp söylese de anlasak! Gazze dramı konusunda esip gürlüyor, “Ortadoğu’da oyun kurucuyuz” diye böbürleniyor, ama bölgedeki ateşin söndürülmesi konusunda Gazze kasabı diye nitelendirdiği Netenyahu’ya desteğini esirgemeyen, silah, mühimmat, uçak gemisi gönderen Siyonist kuklası ABD Başkanı Trump’la sıkı fıkı ilişkilerine “stratejik müttefiklik”  vurgusuyla aynen devam ediyor.  Adamlar bize S-400’leri bahane ederek milyarlarca dolar ödediğimiz, yapımında katkıda bulunduğumuz F-35’lerimizi bile vermiyorlar! Hatırlatırız! Bu iş tam anlamıyla rayından ve  şirazesinden çıktı. Bir can alıcı nokta daha; İslam ülkeleri dediğimiz, ikili ilişkilerimizin sıkı fıkı olduğu iddiasında bulunulan Suudi Arabistan, Katar ve BAE’ye Erdoğan da, Mehmet Şimşek de yatırım ve kaynak çekebilmek için defalarca gitti… Trump’ın cebine 3 trilyon dolar koyan bu ülkelerden Türkiye’ye neden beş kuruşluk bir yatırım veya başka bir şey gelmedi! Bu nasıl bir iştir anlayan beri gelsin! Ne diyordu Üstad, “Bu nasıl bir dünya hikayesi zor!”… Yazımı bir terkib-i bend ile bitiriyorum: “Onlar ki verirler dünyaya nizamat, bin bir teseyyüb (ayıp) bulunur hanelerinde”